HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirta partisinin grup toplantısında konuştu. Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma için Nöbetçi Yayın Yönetmenliği yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci yazar Ahmet Nesin’in tutuklanmasını eleştirdi ve Özgür Gündem’in gerçekleri yazdığı için iktidarın hedefinde olduğunu söyledi.
Demirtaş’ın gündeminde ayrıca mülteciler, Danıştay ve Yargıtay düzenlemeleri, Erdoğan’ın örtülü ödeneği, Demokratik Bölgeler Partili (DBP) belediyelere kayyum girişimi gibi konulara değindi.
Mülteciler
Demirtaş, 20 Haziran’ın Dünya Mülteciler Günü olduğunu hatırlattı ve Türkiye'nin Cenevre Sözleşmesi'ne çekince koyarak onay verdiğini söyledi.
“Bizim Türkiye'deki hukukuna göre güneyden ya da doğusundan gelenler bu çekince kapsamında mülteci hukukundan faydalanamıyor. Sadece Avrupa'dan gelenlerin mülteci statüsü kabul ediliyor. Dünyada 24 milyon mülteci ana vatanının terk etmiş, bunlardan 3 milyonu da Türkiye'de. Fakat bunların 260 bini AFAD, yani devlete bağlı mülteci kamplarında yaşıyor. Geri kalanları dışarıda.”
AKP’nin sağlıklı bir mülteci politikası oluşturmadığını söyleyen Demirtaş: “AKP ve Saray'daki zat, 3 milyon kişiyi neden ülkeye aldı. Kendisinin insan sever olmadığından şüphemiz yok. Para sever bunu biliyoruz. Peki, 3 milyon insanı neden kabul etti?” diye sordu ardından dört maddeyle nedenleri açıkladı:
“Birincisi; Suriye'nin belli bölgelerini insansızlaştırmak ve oralara çete örgütlerin iktidar alanı olarak kullanabilmelerini sağlamak.
“İkincisi; mültecileri kabul ederek, Suriye'ye müdahalede kendimizde hak görmek.
“Üçüncüsü; Avrupa'ya şantaj yapmak için bu insanları araç olarak kullandı. İnsanlık dramları yaparak, Avrupa'ya şantaj yaptı. Mültecileri Avrupa'ya süren de kendisidir.
“Dördüncüsü; demografik yapıyı değiştirmek için kullanıyor. Maraş, Dersim gibi yerlerde iç göçü tetikleyip, ileride kendisine oy getirecek mültecileri yerleştirmeyi düşünüyor. Suriye-Türkiye hattında da benzer kentler oluşturarak, oralarda oluşturulacak yeni kentlerle oranın siyasi yapısını da değiştirmek istiyor. Bir başka hesap kayıt dışı iş gücü olarak faydalanmak isteniyor."
Tutuklanan Nöbetçi Yayın Yönetmenleri
Demirtaş, Özgür Gündem Gazetesi ile dayanışma nöbeti tutan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, gazeteci Erol Önderoğlu ve yazar Ahmet Nesin'in tutuklanmasına da sert tepki göstererek, şunları kaydetti:
"Her gün, her saat gazetecilere soruşturma, dava açılıyor. 39 gazeteci tutuklu. Bunlar bizi şok etmiyor. Fakat dünkü tutuklama apayrı bir şey. Tutuklanmış gazetecilere veya hakkında dava açılmış genel yayın yönetmeleri ile dayanışmak için bir günlük genel yayın yönetmenliği yapmışlar. Gazetenin çıkarılma aşamasında da pratikte sorumlu değiller. Türkiye'nin en önemli Adli Tıp Yzmanı Şebnem Korur Fincancı. Bugüne kadar basın özgürlüğü konusunda duyarlılık göstermiş Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin.
“Bunlara karşı özel bir kin ve operasyon var. Muhtemeldir ki Saray'daki zatın elinde bir liste var. Şebnem Hanım, Cizîr'deki katliamların belgelenmesi konusunda çalışma yürütmüş, raporlar hazırlamıştı. Saray'daki zat da bunu hedef göstermişti. Şimdi anlaşılıyor ki bu beyefendinin elinde bir liste var. Kendisinin hukuk dışı faaliyetlerini belgelemeye çalışan, gazeteci, hukukçu kim varsa bunlardan hesap sormak için bu listeyi sürekli güncelliyor. Yoksa hiçbir savcı, hakim böyle bir dosyadan tutuklama çıkmayacağını iyi biliyor. Bu geri kalanlara korku salma operasyonudur.
"Niye Özgür Gündem? Cizîr'de, Sûr'da işlediğiniz suçu açığa çıkardığı için mi intikam alıyorsunuz? Beğenmeyebilirsiniz, okumayabilirsiniz de ama dayanışma içinde bulunanları tutuklayamazsınız."
TIKLAYIN - EROL ÖNDEROĞLU, ŞEBNEM KORUR FİNCANCI VE AHMET NESİN TUTUKLANDI
Yargıya darbe
AKP'nin yargı alanındaki "darbe" niteliğindeki düzenlemelerine de değinen Demirtaş, "Ellerindeki yargı gücü şu haliyle yetmiyor olacak ki halen tedirginler, halen korkuyorlar. Geçen hafta 3 bin 726 kişinin yerini değiştirdiler. Emirlerini kabul etmeyen, taze bıyıklı adalet bakanı işi gücü bırakmış bununla ilgilenmiş, listeyi HSYK'ye götürmüşler, bunların yeri değişecek. Neye göre; dokunulmazlıklara göre. Akademisyenler tutuklanacaksa bu tutuklamayı kendilerine doğrudan bağlı hakim yapsın diye bu düzenlemeyi yaptılar. Yetmedi ki Danıştay ve Yargıtay'da düzenleme yapmak için kanun teklifini Meclis'e sundular. AKP'liler kadro yetiştirememişti bugüne kadar, daha çok cemaatler üzerinden yapıyorlardı. Cemaatle de ortaklık bitince kendine yakın avukatları hakim ve savcı olarak hukuksuz bir şekilde atadırlar" diye konuştu.
Demirtaş, Meclis'e getirilen Danıştay ve Yargıtay'daki kimi düzenlemelerini kapsayan kanun tasarısının bir tür eski DGM'lerin yeniden gündeme gelmesi olacağını işaret ederek, bu düzenlemenin Türkiye'de adaletin artık anılmaz hale getireceğini de söyledi.
Erdoğan'ın harcamaları
'Örtülüğü ödeneğe' değinen ve Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığın yılın ilk 5 ayındaki harcamalarına dikkati çeken Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ünlü boksör Muhammed Ali'nin cenazesine gidişte dahi Cumhurbaşkanlığı'nca 2 trilyon harcandığını hatırlattı. Demirtaş, "İnsan 2 trilyon ile kendisini anca bu kadar rezil edebilir. Bizim paramızı bu şekilde harcama, biz seni rezil ederiz. Milletin parasını çarçur etme" dedi.
DBP'li belediyelere kayyum girişimi
DBP'li belediyelere kayyum atama girişimlerini de ele alan Demirtaş, yıllardır belediyelere sürekli müfettiş gönderildiğini söyledi:
“Yıllardır belediyelerimizden müfettişler çıkmış değil. Müfettişler bir yıldır odaları belediyelerde her gün evrak istiyorlar. Belediye ile ne kadar evrak varsa istiyor. Denetim 3-5 gün sürer bir şey bulamadılar. Çünkü bir şey yok. 'Belediyeler teröre deste veriyor' diyorlar, ama savcıların elinde bunu kanıtlayan tek bir belge bilgi yok. Saray'ın yıllık elektrik su gideri 200 trilyon, Van Belediyesi'nin bir yıllık hazineden giden yardımı 400 trilyon. Bununla Van'da ne hizmetler yapıldı.”
Demirtaş, tüm kesimlere seçilmiş belediye eş başkanlarına sahip çıkılması çağrısında bulundu. Demirtaş, "Yolsuzluk yapıldı diye kayyum atanacaksa Saray'a kayyumun atanması gerekir. Her şeyi ters yüz edip, yalanı doğru doğruyu yalan gösterip operasyonları meşrulaştırmak istiyorlar. Hali hazırda zaten 21 belediye başkanı tutuklu bulunuyor. Ama bunlar seçimle alamayacakları için bu şekilde el koyamaya çalışıyorlar" dedi. (HK)