* Fotoğraf: Gökhan Balcı / AA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bu sabah HDP il eşbaşkanları toplantısı öncesinde gazetecilere açıklama yaptı. Demirtaş, HDP’nin kapatılma girişimleriyle ilgili, Yargıtayca başlatılmış resmi bir soruşturma olmadığını söyledi.
Demirtaş özetle şunları söyledi:
“Çatışmalar durmalı”
“İktidar uğruna anaların ağlatıldığı bir süreci yaşatmanın kimsenin hakkı yok. Bir an önce çatışmaların durması gerekiyor. Silahı, şiddeti asla kabul etmiyoruz.
AKP yanlısı çevreler toplumu kutuplaştırmaya çalışıyor. Türkiye toplumunun tamamı barış istiyor. Saray ve çevresi dışında savaş isteyen yok. Asla kimse kimseye kin ve öfkeyle yaklaşma yönündeki tahriklere kapılmamalıdır.”
Zergele’ye HDP heyeti
“Bugün Merkez Yürütme Kurulu toplanacak. Zergele köyüyle ilgili somut bir raporla döneceğiz. HDP olarak heyet göndereceğiz.
Dışişleri araştıracağını açıkladı. Bu katliamın sorumlularının yargı önüne çıkması için elimizden geleni yapacağız.
Biz de bunun sorumlularının hem ulusal hem de uluslararası mahkemelerde yargılanması için çabalayacağız.”
Parti kapatma iddiası
“Ben HDP kapatılacak demedim. Kapatılma çalışması yapılıyor. Kapatılma ihtimali yüzde sıfırdır. Varsa bir hakkında soruşturma açılacak parti AKP'dir.
Roboski'yi, Gezi'yi yapan onlardır, 134 çocuğu katleden onlardır. Her gün silah gönderen onlardır. IŞİD'i destekleyen onlardır. Yoksa ben partimiz kapatılacak bir şey ifade etmedim. Birileri heveslenmiş durumda.
Yargıtay nezdinde partimiz için başlatılmış resmi bir soruşturması yoktur. Ama anladık ki AKP çevreleri soruşturmayı başlatmış. Baskı yapıyorlar.”
Çatışmasızlık çağrısı
“Ben çağrıyı tek taraflı falan yapmıyorum. PKK silahı susturmalı, elinden tetiğini çekmelidir. Hükümet de operasyonları durduğunu ölümlere yer vermeyecek bir yaklaşımla, diyaloğa ön açtığını ifade etmelidir.
Ben devlet silah bıraksın falan demiyorum. Devlet silah bırakır mı? Silahsız devlet olmaz, devlet kendini koruyacak. Elini tetikten çekmek başka bir şeydir. Karşılıklı ateşkesten, birbirine ateş etmemek durumundan söz ediyorum. Bu çağrı aynı zamanda acil olarak PKK'yedir. Bütün Türkiye toplumu sesini yükseltirse çağrıya yanıt gelir. Ölen insanların hepsi bizim evladımızdır.”
Kandil’e hava bombardımanı
“Her gün çözüm aramak zorlaşır. Hükümetin de buna bir şekilde hizmet eden politikalardan vazgeçmesi lazım. Bir yandan biz silahları durdurmaya çalışıyoruz, bir yandan da hükümet partimizi kapatmak dokunulmazlıkları kaldırmakla baskı altına almak istiyor.
Kandil ile görüşemedik, biliyorsunuz bir müzakere yasası var. Taraflarla görüşme yapan kişilerin bu konuda yasal güvencesi var. Biz bu yasa çerçevesinde görüşmelerimizi yaptık. Ama bu koşullarda, Kandil'de sivil insanların bombalandığı yere biz heyetimizi nasıl gönderelim?
Bütün Türkiye toplumu sesini yükseltirse herkes cevap vermek zorunda kalır. Ben her gün iki veya üç defa açıklama yapıyorum. Sayın başbakan da iki üç defa konuşuyor. Bu mudur barış anlayışı. Çıkıp diyecek ki bize silah sıkmayana biz de sıkmayız diyecek.
‘Kandil'i dümdüz edinceye kadar...’ Bu söylemler çok geride kaldı artık. Ölen insanlar hepsi bizim evladımız. Cenazesini omuzlarımızda taşıdığımız her cenazenin yükü en başta hükümetin yüküdür. Ama bu şekilde yani Türkiye'yi hem savaş sürükleyip hem sorumluluğunu HDP'ye atarak ucuz hesap yaparlarsa Türkiye buna sessiz kalmayacaktır.” (AS)