BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında çözüm sürecinin, kendileri açısından, bir pazarlık üzerine, kirli, kapalı bir anlaşma üzerine kurulamayacak kadar temiz bir süreç olduğunu kaydetti.
Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, KCK operasyonlarının yılladır devam ettiğini anımsattı.
"Adalet denilen hukuksuzluk bizler açısından bu şekilde işliyor ama yargının keskin kılıcı herkese ayın şekilde dokunmuyor" diyen Demirtaş, "Susurluk'un en önemli aktörlerinden Mehmet Ağar bir yıllık tatilin ardından dün işbaşı yaptı, tahliye oldu. Bir yıldır lüks odada gelen giden misafirlerini ağırladı, dinlendi ve tahliyesine karar verildi. Milletvekilleri dört yıldır tutuklu, tek bir çakı, tırnak makası bile kullanmamışlar, şiddete dair tek bir söylem ve söylemleri yok ama açıkça, alenen binlerce faili meçhul cinayeti işleten kişi bir yıllık tatilden sonra tahliye oldu" diye konuştu.
“Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur”
Şu anda Ankara Bölge Jandarma Komutanı olan Tuğgeneral Musa Çitil'in de Mardin'de 13 cinayetle ilgili yargılandığını, dün ilk duruşmasının yapıldığını ve hasta olduğu için duruşmaya gelmediğini belirten Demirtaş, "Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Travmanın özü budur, Kürt sorunu dediğiniz budur.”
“Kürt sorunu yaratanlar, Kürtleri katledenler, bugün barış umudunu bitirmeye çalışıyorlar” diyen Demirtaş sözlerini “CHP konuşacaksa eğer önce sürgün, asimilasyon kararnameleriyle ilgili konuşması, Dersim katliamının hesabını vermesi lazım. Önce bunun için özür dilemesi lazım. Eğer barış, çözüm sürecine dair vicdanlı yaklaşım sergileyecekse, yönetimde olduğu dönemde Kürt sorununu nasıl bu ülkenin başına bela ettiklerini anlatmaları lazım.
1989 Kürt raporunu sıkıştıkça tozlu raflardan indirmek kolaydır, pratiğinize bir bakalım. Bir CHP'li yetkili '1989'da bu kadar ileri bir rapor hazırlamamıza rağmen Kürtler bize oy vermediler, önce Kürtler bunun için özür dilesin' demiş. Hakkari'de yüzde 1, Diyarbakır'da yüzde 2, Şırnak'ta 2,5... Kürtlerin size karşı özrü budur işte, anlamadınız mı?" (HK)