Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Gündeme dair değerlendirme yapan Kılıç-Koçyiğit, Başak Demirtaş'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) adaylığı tartışmaları hakkında konuştu.
"Sanırım bir yanlış anlaşılma var” diyen Kılıç-Koçyiğit, “Başak arkadaşımızın yaptığı açıklama bizim açımızdan resmi başvuru niteliğindedir. Ekstra bir başvuruya gerek duymuyoruz. Evrak anlamında bir başvurusu yok ama zaten yaptığı açıklama bizim için başvurudur. Bunu kabul ettik, bizim için bir sıkıntı yok" dedi.
Rawest Araştırma: DEM Parti seçmeni İstanbul'da Demirtaş'ın aday gösterilmesini istiyor
"Ekstra bir başvuruya gerek yok"
Aday belirleme komisyonunun çalışmalarının devam ettiğini belirten Kılıç- Koçyiğit, adayların en yakın zamanda açıklanacağını söyledi.
3 Şubat'taki MYK toplantısını işaret eden Kılıç-Koçyiğit, büyük kentlerdeki adayların bu toplantıda görüşüleceğini ifade etti ve ekledi:
"Başak Hanım aday adayıdır, direkt aday desem kurulları ihlal ederim. Aday adaylığı için bir evrak verdi mi anlamında soruluyor. Zaten kamuoyuna yaptığı açıklama bizim için başvuru niteliğindedir. Bunun için ekstra bir başvuruya gerek yok. Başak Hanım muhtemel olabilecek en güçlü aday adaylarımızdan biri."
DEM Parti'den Demirtaş açıklaması: Değerlendirmeyi komisyonlarımız ve MYK yapacak
"Halkın iradesine darbe yapıldı"
Kılıç-Koçyiğit, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin de değerlendirme yaptı.
Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesini darbe olarak nitelendiren Kılıç- Koçyiğit, şunları söyledi:
"Dün bize yapılan, bugün Can Atalay’a yapıldı. Can Atalay özgünlüğünde Meclis’e, bu halkın iradesine darbe yapıldı. Hatay halkının iradesine, Türkiye’de yaşayan bütün halkların iradesine darbe yapıldı. En temel hak olan seçme ve seçilme hakkı, siyaset yapma hakkı da yok sayıldı.
Anayasal bir darbe olduğunu ifade ettik, anayasayı tanımayan bir hükümet ve ittifak olduğunu ifade ettik. Ancak sadece anayasa tanımamazlık değil, aynı zamanda AİHM’i de tanımayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararları hali hazırda uygulanmayı bekliyor ama onları da uygulamıyor. Şunu açık ve net söylüyor bu iktidar: Anayasaya işime gelirse uyarım, işime gelmezse uymam."
Erdoğan, Kavala'yı hedef aldı: Bitti bu iş, bedelini ödeyecek
"Cübbeli darbe yapıldı"
Kılıç- Koçyiğit, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Atalay hakkındaki kararını eleştirdi ve "cübbeli darbe" olarak tanımladı: "Geçmişte darbeler postallarla oluyordu, bugün cübbelerle oluyor. Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararı bir cübbeli darbeydi. Bu darbeyi ilerletenleler, sonuçlandıranlar Meclis’teki AKP kravatlılarıydı. Yani postallardan cübbeye, cübbelerden kravatlılara kadar bu ülke sürekli bir darbe mekaniği içerisinde."
Yargıtay kararı Meclis'te okundu: Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü
"Hukuksuzluklara sessiz kalındı"
Daha önce vekilliği düşürülen isimleri hatırlatan Kılıç-Koçyiğit, şöyle devam etti: "Meclis ilk defa milletvekilliği düşürmüyor. Milletvekillerimiz Leyla Güven, Musa Farisoğulları, Semra Güzel, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekillikleri düşürüldü. Ömer Faruk Gergerlioğlu AYM kararı ile Meclis’e geri dönebildi. Diğer milletvekillerimizden ikisi halen cezaevinde. Bütün bu süreçler olurken ne yazık ki bu parlamentoda bulunan muhalefet partileri el kaldırdı. Muhalefet partileri de sessiz kaldı.
Muhalefet partileri de Kürtlere uygulanan olağanüstü hal rejimine ve hukuksuzluklara rıza gösterdi. O nedenle bugünkü Can Atalay’a yönelik hukuksuzluğun, bugünkü yargı darbesinin izlerini orada aramamız gerekiyor. Sorunu doğru tespit etmezsek çözümü de doğru yapamayız."
Atalay'ın avukatı Fikret İlkiz: Türkiye'de hukuk devleti kavramı ortadan kalktı
(RT)