Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında kendilerine yönelik tehditlerine ilişkin açıklama yaptı.
DEM Parti, Bahçeli’nin “DEM'in TBMM'de daha fazla yer alması toplumsal ve siyasi tansiyonu kontrol edilemez aşamalara taşıyabilecektir. Ne sahada, ne ovada, ne şehirde, ne belediyede, ne dağda, ne de TBMM'de terörist görmeye dayanma gücümüz artık kalmamıştır” sözlerine "Bu ülkenin başına gelmiş en büyük kötülük siz ve yürüttüğünüz siyasettir" diye yanıt verdi.
Bahçeli, Meclis'te konuştu: CHP, DEM Parti, AYM Başkanını tehdit etti
DEM Parti'nin X hesabından yapılan açıklama şöyle:
"Bu ülkenin başına gelmiş en büyük kötülük siz ve yürüttüğünüz siyasettir. Gençlerin ölümünü durdurmak için harekete geçmek yerine, hamaset ile ölümleri kutsayan ve çatışmanın devam etmesini isteyen sizsiniz.
Çetelerle kol kola girenlerin, sırça köşklerinde yaşayanların gencecik insanların ölümünü izlediği bugünlerde; barışı cesaret ve haysiyetle savunmanın günüdür. Telaffuzunu bile kendimize yakıştırmadığımız o hakaretleri misliyle kendisine iade ediyoruz."
Özel: Erdoğan da Bahçeli de iyi siyasetçi ama bunlar kötü insanlar
Bahçeli ne demişti?
Bahçeli DEM Parti vekillerini hedef aldı ve şöyle dedi:
"Biz Meclis'te terörist istemiyoruz, katil istemiyoruz, canilerin sırtını sıvazlayan namertleri asla istemiyoruz. PKK'nın lehine gözetleme kulesi işlevi gören Türk bayrağını hazmedemeyen, istiklal marşımızı söyleyemeyen, milli ve manevi ortak değerlerimizi kabullenmeyen sözde Kürdistan havariliğinden vazgeçmeyen, Türkçeye rakip dil çıkarmak için her fırsatı ganimet bilen devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne düşman kesilen sözde parti ve partilerin cumhuriyeti kuran Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulunmaları hazine yardımı ve maaş almaları rezalettir, melanettir, cinayettir, zillettir, milletimize karşı en aşağılık muameledir.
Gelişmeler karşısında ilk önerim, 57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmasıdır. İkinci önerim, teröre yardım ve yataklık yapan sözde milletvekillerin görüşülmeyi bekleyen dokunulmazlık dosyalarının karara bağlanarak bu haşaratların acilen mahkemeye çıkarılmasıdır. Üçüncü önerim, AYM statüsünün radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasıdır. Dördüncü önerim de TBMM'de kürsü dokunulmazlığı sınırlarının yeniden çizilmesidir. AYM'nin malum başkanı ve üyeleri şehit haberleri karşısında acaba ne hissetmişlerdir? Nasır tutmuş vicdanları biraz olsun sızlamış mıdır?"
(RT)