Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Sakız Adası ziyareti sırasında sakız ağacının hikayesinden etkilenen Defne Atakan -Beşer 11 yıl önce bahçesine ilk sakız ağaçlarını ekerken üretici olmak gibi bir hedefi yoktu.
"Sakız ağacı yetiştirmeye başlarken amacım ürün almak değildi. Sakız üreteceğimizi hatta bir ağaçtan yüzlerce fidana sahip olacağımızı hayal bile edemezdim." Diyen Beşer, bahçesinde yetiştirdiği sakız ağaçlarına gelen talep üzerinde fidan yetiştiriciliğine başladı.
Kısa sürede 8 dönümlük bahçesindeki ağaç sayısını 120’ye çıkaran Atakan-Beşer, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü uzmanlarından yetiştiricilik teknikleri konusunda aldığı eğitimle geçen yıl fidan üretimine başladı ve 3 bine yakın fidanın toprakla buluşmasına vesile oldu.
Sakız fidanı üretiminin maliyetli ve zor bir işlem olduğunu belirten Atakan-Beşer, fide yetiştirme işlemini ağaç üzerinde kesi açtıkları bölgeleri özel bir toprakla sararak bu bölgede köklenme gerçekleştirdikleri ve sonrasında bu kökleri saksılarda yetiştirerek fide haline getirdikleri şeklinde özetledi.
En az fidesini yetiştirmesi kadar zahmetli olan sakız ağacı hasadını ise Atakan- Beşer şöyle anlatıyor:
“Sakız ağacının yazın gövdesini çiziyoruz oradan gözyaşları gibi sakız damlaları akıyor. Ağacın dibini de ona göre ayarlamak gerekiyor.
"O sakızları bekletiyoruz ve sonrasında yıkama ve nişastayla karışma gibi işlemlerden geçiyor.” Damla sakızının kozmetikte, yemeklerde ve ilaçlarda yaygın olarak kullanıldığını belirten Beşer, bu işin en iyi Yunan adalarında yapıldığını, bölgede yetişen damla sakızlarının diş macunundan parfüme, tatlılara kadar her yerde kullanıldığını belirtiyor.
Fidanların satışını yalnızca maliyetini karşılayacak şekilde yaptığını ve kâr amacı gütmediğini belirten Atakan-Beşer ekledi: “Benim hikayemde bu ağacın her bahçede olması var. Bu yarımadada yaşıyorsanız bahçenizde mutlaka sakız ağacı olmalı.”
(ES/EMK)