* Fotoğraf: Hakan Göktepe / AA
Başbakan Ahmet Davutoğlu Filipinler ziyareti sonrasında Türkiye’ye dönüşte gazetecilere çözüm süreci konusunda açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, “üçüncü göz” konusunda “Oslo’da denedik olmadı” dedi.
Milliyet gazetesinin haberine göre, MİT TIR’larına yapılan baskın ve Kobane eylemleriyle “Suriye’deki yangının Türkiye’ye sıçratılmak istendiğini” söyleyen Davutoğlu, Haziran 2015 seçimine kadar olumsuz gelişmeler yaşanma ihtimalinin bulunduğunu belirtti, “Yola bu tarz mayınlar çıkabilir düşüncesi ile tedbirimizi alıyoruz” dedi.
“Özal zamanından beri böyle”
Turgut Özal’dan bu yana bu konuda ne zaman ilerleme kaydedilse sabote edildiğini ifade eden Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Yeni hükümet kurulunca çözüm süreci mekanizmasını hemen kurduk. Sancılı bir yıl geçirdik. Gezi olayları, 17 Aralık peş peşe geldi. Tüm bu olayların arkasına baktığımızda hep toplumsal bir zemine dayanma çabası var.”
“Gezi’nin şehirli bir zemine dayanan bir görüntüsü vardı, 17 Aralık dini görünümlü idi, Kobane etnik görünümlü idi. Bu tarz mayınlar çözüm sürecinin önüne çıkarıldı. Çözüm sürecinde ne zaman ilerleme kaydetsek bir şekilde sabote ediliyor. Özal zamanından bu yana durum böyle…”
Çözüm için üç tedbir
“Haziran 2015’ten önce bir olumsuz gelişme ile karşılaşma ihtimali var. Biz, herkesin kriz beklediği süreçleri yani Cumhurbaşkanlığı seçimi, Başbakanlık seçimi gibi süreçleri başarı ile atlattık. Ama yolumuza bu tarz mayınlar çıkabilir düşüncesi ile tedbirimizi alıyoruz.”
“Bunun için üç tedbir aldık. Çözüm süreci mekanizmasını kurumsallaştırdık. İç Güvenlik Reformu Paketi hazırladık. Orta Vadeli Ekonomik Programı açıkladık.”
Kamu düzeni
“Kamu düzenini tehdit eden bir yapılanma tespit ettim. İç Güvenlik Yasası bu hafta içinde Meclis’te olacak. Biz buna reform diyoruz, vatandaşlık hukukunu gözeten ve özgürlükleri koruyan bir reform bu. Doğudaki vatandaşlardan, ‘kamu düzenini koruyun’ talebi geldi.”
“Peki bu iç güvenlik reformu, çözüm sürecini teşvik mi eder zarar mı verir? Teşvik eder... Kant’a kadar herkes bunu söyler, ‘hukukun ve düzenin olduğu yerde özgürlük vardır’...”
Üçüncü göz
“Yabancı göz yani üçüncü göz diye bir şey söz konusu değil. Çözüm süreci, demokratikleşme sürecinin doğal bir sonucudur. Akil İnsanlar var zaten. Dışarıdan bir göz olamaz.”
“Zaten Oslo’da denedik. Oslo, aracılı yürütülen bir süreçti ve sonuçlarını gördük. Yürümedi. Bu mesele Türkiye’nin meselesidir. Türkiye’nin vatandaşları arasında konuşulması gerekir.”
Kürt meselesinde talepler
“10 sene önce Kürt sorununun sembolü olan ve Kürtlerin haklarını savunan isimlere sorsaydınız, ‘Ne istiyorsunuz sıralayın’ deseydiniz, şunları söylerlerdi: ‘Olağanüstü Hal kalksın’, ‘Kürtçe müzik serbest olsun’, ‘hapishanelerde Kürtçe konuşulsun’, ‘Kürtçe ders olarak okutulsun’, ‘Kürtçe konuşan öğretmen olsun’, ‘Kürtçe siyasi propaganda serbest olsun’, ‘Kürtçe TV yayına başlasın, yerel yönetimlere daha fazla yetki olsun’... Oldu mu bunlar? Evet oldu... Bu, devletin kendine güvendiğini gösteriyor. Devlet kendine güvenince gerisi geliyor.”
“Halk 6-7 Ekim’i desteklemedi”
“Biz, bunları sadece Kürtlere vermedik. Gayrimüslimlere de verdik, Alevilere de verdik… Sanki Türkiye 12 yıl öncesinin Türkiyesi.”
“Faili meçhul veya işkence varmış gibi 6-7 Ekim olaylarını çıkarttılar. Halk, 6-7 Ekim olaylarını desteklemedi. Araştırmalar yaptırdık, Güneydoğu halkı 6-7 Ekim olaylarını benimsemedi. Halkın kamu düzenini istediği ortaya çıktı.”
“Seçime giderken kamu düzeni ile çözüm sürecinin birlikte yürümesi bizim için hayatidir.”
İç güvenlik bakanlığı yok
“Çözüm süreci konusunda Gezi olaylarından sonra ‘AKP hükümeti ne kadar kalıcı ki’ havası oluşturuldu. Muhatabımız frene bastı. O tarihten bugüne o taraf hiçbir adım atmadı, biz adım attık. Sözlerini yerine getirmediler.”
“Biz, yasal güvence dahil bütün adımları attık. Silahların bırakılmış olması lazımdı. Şehirlerde illegal faaliyetler yaptılar. Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlar hükümetin samimi olduğunu gördü. Onlar ise baskıyı artırdılar. Alanda sadece biz varız havası estirdiler. Şiddete başvurmadan her şeyi yapabilirsiniz.”
“Kamu düzenini ihlal edecek her şeyden uzak duracaksınız. Beklentimiz bu. Onlar içinde de bazı özeleştiriler yapıldı. Bunlar doğru adımlardır. İç Güvenlik Bakanlığı gibi bir şey yok. Hem İçişleri Bakanı hem de ben bunu açıkça yalanladım.” (AS)