Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır’da yaşanan olayların ardından dün canlı yayında, Mısır’daki darbeden önce Başbakanın talimatıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Kahire’ye gidip Mursi ile görüştüğünü ve kendisinin de tutuklandıktan sonra Mursi ile görüşme talebinde bulunduğunu açıkladı.
Kanal 24’e konuşan Davutoğlu, “Mısır ile gizli diplomasi şu anda bile devam ediyor” dedi, ABD’den dün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözleri üzerine yapılan sert açıklamayı “Türkiye ile ABD dost ve muttefik iki ülkedir. Türkiye ve ABD birbirleri ile basın üzerinden konuşmazlar. Bu konuşmada ABD adı bir kere bile geçmiyor. Tepki verecekse İsrail versin” diyerek eleştirdi.
“Senaryo Olması Zor”
Davutoğlu, Suriye’deki olaylara ilişkin şöyle konuştu:
“Çok sayıda video izledik. Sokaklarda, koridorlarda yatan insanlar. Mısır’ı düşünün hepsinde kurşunla yaralanma görüntüsü vardı ama burada ölenler hiçbiri kurşun izi olmadan yatıyor. Yaralılar da nefes alma zorluğu içindeler. Bu kadar şeyin bir senaryo olması çok zor. Bir kimyasal silah saldırısı olduğu ortada.
“Suriye rejimi dahi bunu kınıyor ve ‘biz yapmadık’ diyor. Zaten bizim de şu anda yürüttüğümüz teşebbüs BM Genel Sekreterinden iki konuda talepte bulunduk: Birincisi acil olarak BM Güvenlik Konseyi’nin acil olarak toplanması, diğeri de BM kimyasal silahları soruşturma ekibi orada talimat verin araştırılsın istedik.
“Şu anda orada araştırma yapan ekip üç yerde yetkilendirilmiş diğerleri için Suriye rejiminin izin vermesi lazım. Derhal izin verilmesi için İngiltere ve diğer bazı ülkelere de mektup gönderiyoruz. Başka bir grup yaptıysa o grubun cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız.
“Şam’da çoğu muhaliflerin hakim olduğu mahallelerde kimyasal silah saldırısıyla ilgili haberler geldi. İlk olarak ölü sayısı 400’lerden 1187’ye kadar çıkmıştı. Milli İstihbarat Örgütümüzün elde ettiği videolar var. İnsan olanın tahammül edebileceği görüntüler değil.”
“İlk kez açıklıyorum: Mursi’yle görüşmek istedim”
Davutoğlu açıklamalarında darbeden önce Mursi ile görüştüğünü söylerken, eğer bunu yapmasaydı darbeyi destekliyormuş gibi görüneceğine değindi:
“Mısır’daki darbeden 10-15 gün önce Başbakanın talimatıyla MİT Müsteşarımız Hakan Fidan Kahire’ye gidip Mursi ile görüştü. İlk kez açıklıyorum. Tutuklandıktan sonra benim de Kahire Büyükelçiliğimiz aracılığıyla Mursi ile görüşme talebim oldu. Mısır yönetimi, ‘Davutoğlu, ikinci evi gibi gelsin. Ancak tutuklu liderlerle görüştüremeyiz’ dediler. Bunun üzerine gitmedim. Çünkü 12 Eylül döneminde bir ülkenin bakanı gelip Demirel’le görüşmeseydi nasıl bir görüntü ortaya çıkardı? Mısır’a gidip Mursi’yi görmeden dönseydim, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir temsilcisi darbeyi destekliyor gibi anlaşılırdı.”
“Karşıtlık veya taraftarlık yok”
Mısır’daki demokrasiden en çok Türkiye’nin kazanacağını belirten Davutoğlu, birinci önceliklerinin Ortadoğu’da kardeş halkların kanının dökülmemesi olduğunu söyledi.
“Şaşkınlık ve hayal kırıklığını birlikte yaşıyoruz. Şu ana kadar hiç bir Avrupalı muhatabım Avrupa’nın aldığı tutumun doğru olduğunu söylemedi. ‘Napalım AB ile ortak hareket ediyoruz’ dediler.‘Yaşananları darbe diye tanımlamazsanız bundan sonra Mısır’da seçilmiş hiçbir lider kendini güvende hissedemez’ görüşümüzü ABD’ye de söyledik. Mısır’da herhangi bir gruba karşı bir karşıtlığımız ya da taraftarlığımız yok. Ortadoğu’da demokrasiden en çok Türkiye kazanır. Birinci önceliğimiz Ortadoğu’daki kardeş halkların kanı dökülmesin. Kimlik siyaseti, sunni siyaseti yapsaydık Sisi’ye karşı çıkar mıydık?
“Yanlış yerde durmaktansa yalnız ve dimdik durmak daha iyidir. BM’de bizim başını çektiğimiz Suriye oylaması yapıldığında 137 ülkenin oyunu aldık. 8-9 ülke de hayır oyu verdi. Bu mu yalnızlık? Yapmak istedikleri bizim çökmemiz değil, güçlü Türkiye paradigmasının çökmesi”. (MA/ÇT)