Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Lice katliamı davasının “güvenlik sebebiyle” Diyarbakır’dan Eskişehir’e nakledilmesine tepki gösterdi.
Yazılı açıklama yapan komisyon, nakil işleminin “cezasızlığa giden yol” olduğunu söyledi. Açıklamadan satırbaşları şöyle:
“Son kırk yıllık savaşın barış lehine çözülmesi adına, faili meçhuller ve katliamlarla yüzleşme ve faillerin açığa çıkarılıp cezalandırılması, sürecin gelişmesi için önemli bir yerde duruyor. Dolayısıyla yapılacak olan yargılamalar Türkiye’nin hakikati ile yüzleşmesini sağlayacağından bu davalar aslında Türkiye’nin geçmişiyle ve hakikatle yüzleşme davalarıdır.”
Dava var, ceza yok
“Bir süredir bahsi geçen bu karanlık dönemin ürünü olan ve faili meçhul olarak bilinen katliamların davalarının açıldığına şahitlik ediyoruz.”
“Fakat açılan bu davaların hakikatle yüzleşme niyetiyle değil de, aklama niyetiyle açıldığını ve davalar üzerinden yürüyen pratiğin bizlere, siyasi irade ile korunan yargının bu davalarda ‘cezasızlık’ yolunda hızla ilerlediğini bir kez daha gösterdi.”
“Tıpkı ‘güvenlik’ gerekçesiyle Eskişehir’e nakil edilen Lice katliamı ve Ankara’ya nakledilen Kulp davası gibi…”
“Benzer davalarda olduğu gibi Lice katliamı davasında da sanık vekillerinin talebi ile Adalet Bakanlığı’nın uygun görmesi sonucu Yargıtay tarafından “güvenlik” gerekçe gösterilerek daha güvenli olduğu düşünülen Eskişehir’e gönderildi.”
“Sanıklar ödüllendiriliyor”
“Uğur Kaymaz, Şerzan Kurt, Muş Bulanık, Mete Sayar, Musa Çitil, Çaldıran Katliamı, Altınova Katliamı ve Nezir Tekçi davaları, güvenlik gerekçesi ile başka şehirlere nakledilen davalardan sadece birkaçı.”
“Bu davalar üzerinden verilen nakil kararları ile katliamların sanıkları adeta ödüllendiriliyor. Zira somut hiçbir gerekçe olmaksızın verilen nakil kararları ile aslında tüm bu sanıklar adeta ihsası rey ile cezasızlıkla karşılaşacaklarının müjdesini alıyorlar.”
“Kaldı ki güvenliğin olmadığı iddiası soyut bir iddia olup devam eden davalardan da anlaşılacağı üzere aksi defalarca ispatlandı. Albay Cemal Temizöz ve Musa Anter davaları, benzer yargılamalarda hiçbir şekilde güvenlik konusunda bir sıkıntı yaşanmadığının kanıtı.”
Albay ve üsteğmen sanık
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te 16 kişi öldürüldü, çok sayıda ev ve işyeri yakıldı. Yüzlerce kişi göçe zorlandı.
Katliamla ilgili iddianame zamanaşımına bir gün kala kabul edildi, yargılama 21 yıl sonra 16 Ocak’ta başladı.
İddianameye göre saldırıyı, o dönem yetkililerin açıkladığının tersine, PKK yapmadı.
Olayın failleri olarak belirlenen, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor. (AS)