Kathleen Hannah: Her Daim Sivri Dilli
Seattle tuhaf bir kent. 2000'lerin başında küreselleşme karşıtı hareketlere ev sahipliği yaptığı için gündeme geldi. 1990'larda grunge hareketinin başkentiydi. Kentin kadınların tarihi için de ayrı bir önemi var. Seattle, 1950'lerde akıl hastanelerinde çürütülen marksist feminist oyuncu Frances Farmer'ın doğduğu, büyüdüğü kent. Dahası, kadınların müzik endüstrisinde özgürleşmelerine büyük katkıda bulunan kadın müzisyen hareketi Riot Grrrl'ün de doğum yeri, Seattle. Riot Grrrl, 1980'lerin ortasında kadın müzisyenlerden oluşan toplulukların sert gitar ses örügüsü üzerinde toplumsal sorunlarını yüksek sesle dile getirmeye başlamalarıyla doğdu. Bu akımın temsilcileri, sahnedeki duruşlarından şarkı sözü yazarlığına, stüdyo çalışmalarından, konser organizasyonlarına pek çok konuda hemcinsleri için çığır açmayı başardılar. Öfkeli, yetenekli ve de çok zekiydiler. O dönemde Riot Grrrl'ün öncüsü sayılan Bikini Kill grubunun solisti Kathleen Hannah ise ortamın istisnai kadınlarındandı.
Oregon doğumlu Kathleen, ilk gençliğinden bu yana bir radikal feminist. 1980'lerin sonunda kendisi gibi düşünen arkadaşlarıyla Bikini Kill'i kurdu. Grupla birlikte bir fanzin yayımlamaya başladı. Fanzinde kadın sorunları üzerine yazılar kaleme alıyordu. Çarpıcı yazın yeteneği, onun şarkı sözü yazarlığında da hemen fark ediliyordu. Sahne hakimiyeti onu yeraltı müzik dünyasının yıldızı yaptı. Riot Grrrl hareketi tüm dünyanın ilgisini çektiğinde de mikrofonlar bu çarpıcı genç kadına yöneldi. Kathleen, bu alandaki sözcülüğünü hiç teklemeden ve tutarlı bir biçimde yerine getirdi. Müzik dünyasının tacizci ve sömürücü yapısını tarihi bilgilerle açıkladı. İkinci kuşak feministlerin fikirlerini dayanak alarak, bol atıflı açıklamalar yapmaktaki başarısı, onun saygınlığını müzik dünyasının dışına da taşıdı. Cinsiyetçiliğin bütün yöntemlerini sayıp döküyor, artık bunlar karşısında ağlamak değil bağırıp çağırmak gerektiğini anlatıyordu şarkılarında ve yazılarında. Bunların sonucunda kimi gazeteciler, o bir şarkıcı değil, eylemcidir, yorumunu yapmakta sakınca görmediler. Kathleen de bildiği yolda ilerledi ve siyaset benim hayatımın da yarattıklarımın da bir parçasıdır, dedi. Bikini Kill parlak bir dönem geçirirken, bütün ticari anlaşmaları reddetti, sayısız alternatif gruba ve bağımsız plak şirketine yardım etti. Çeşitli müzik tarzlarında çalışabilecek kadar esnek ve korkusuzdu. Rtam o dönemde, Kurt Cobain Nirvana'yla yükselmişken, Kathleen de uluslararası bir yıldız olabilirdi. Ama o bir şarkısında da belirttiği gibi, kendi hayatının kahramanı olmayı seçti. Tecavüz, erkek egemenliği, cinsiyetçi ayrımcılık gibi konularda yazdığı şarkılar, büyük basın organlarının düşmanca yorumlarına hedef oldu. Kathleen bunlara karşılık, ben sadece hemcinslerimin öfkesini, nefretini, hayal kırıklığını dile getiriyorum, dedi. Bu arada bir reklamda oynaması için önüne konan bol sıfırlı bir çeki de elinin tersiyle itmesi kimseyi şaşırtmadı. Ticari müzisyenliğe karşı fikirlerini, konserler biletlerinin çok düşük tutlması konusundaki ısrarı ile destekledi. Hatta kadın dinleyicilerin daha az kazandıkları ve konserlere daha zor gelebildikleri bilgisini öne atarak, kadınların konser biletlerine daha az ödemesi gerektiğini savundu.
"Sen post modern bir parazitsin "
1998'te Bikini Kill çeşitli müziksel anlaşmazlıklar yüzünden dağılınca, Julie Ruin grubunu kurdu. Julie Ruin ile bir albüm yaptıktan sonra, elektronik müzik yapan Le Tigre'in kuruculuğunu üstlendi ve dans müziğine yöneldi.
Le Tigre'in eleştirmenlerce çok beğenilen yeni albümü Feminist Sweepstakes'in de ana noktası radikal feminizm. Yer yer güçlenen gitarlar, Gloria Steinem'a yapılan atıflarla kesiliyor. Dyke March 2001 adlı parça, lezbiyen hareketin yükselişini kutlayan bir parça; heteroseksist dünya ile mücadelenin ise sürdüğünü anlatıyor. Hannah, "Karşı koyun, karşı koyun", diye bağırıyor bütün gücüyle. My Art ise bütün esprisine rağmen iç burkucu bir parça. Alternatif olmanın bedelini nasıl ödendiğinden ve ortamın kıyıcılığından söz ediyor: "Eğer beni intihara itmek istiyorsan, bil ki ben yeni başladım hayata / .. Sen post modern bir parazitsin. Asilik tarzın beni kandırmaya yetmiyor....".
Ama sarsıcılık da, iç burkuculuk da mizah duygusundan yoksun değil. Albümün atmosferi, bir kızlar partisini çağrıştırıyor. Yani, bu kez karşınızda boynu bükük kadınlar yok. Onlar müzik yapmayı çok iyi biliyorlar ve söyledikleri her cümlenin arkasında durabilirler. Her cümlenin sonunda da kahkaha atmalarını engelleyemezsiniz.
Kültürü medyadan emmeyin, kendi elinizde tutun diyen Kathleen Hannah artık dans etmek istediğini söylüyor. D"ans edemeyeceksem sizin devriminizin bir parçası olmayacağım" diyen anarşist Emma Goldman'ı anımsamamak mümkün değil. Bir de kadınların barış talep etmedikleri tek savaşın erkek egemenliğine karşı verdikleri savaş olduğunu...