Fotoğraflar: Fatoş Erdoğan
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali istemiyle açılan davada verilen ret kararını onadı. İstanbul Sözleşmesi için bundan sonraki adım Anayasa Mahkemesi olacak.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiş; kadın örgütleri ve siyasi partiler, bu kararın iptal edilmesi için Danıştay’da dava açmıştı. Danıştay 10. Daire’de, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini hukuka uygun bulmuş ve davanın reddine karar vermişti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 10. Daire’nin kararına yapılan temyiz başvurularını bugün oyçokluğuyla reddetti. Kurul, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali istemiyle açılan davada verilen ret kararını onadı. Kararın gerekçesi daha sonra açıklanacak.
“Sözleşme’den çekilmek hukuksuzluktur”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, karara tepki gösterdi, şöyle dedi:
“Bundan sonraki aşamanın Anayasa Mahkemesi ve oradan da sonuç alamazlarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) olacağını söyledi. Güllü, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın tabiri ile ‘topu ayakta dolaştırma stratejisi’. Kendilerine göre siyaset malzemesi yapıyorlar.
“Bu hukuksuz. Danıştay, Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınlara tiyatro izletir gibi 4 duruşma yaptı. Hakimler, bu sürecin içinde eğlendiler. Sözleşmeden çekilmek hukuksuzdur ve bu tek adam yönetiminin ispatıdır. Buna karşı durmayanların cübbe giymesi sakıncalı.”
Ne olmuştu?
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 20 Mart 2021 Cumartesi İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Fesih kararı 23 Mart 2021 Pazartesi günü Avrupa Konseyi’ne de bildirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Fesih kararının” nedeni olarak “Sözleşme’nin eşcinselliği meşrulaştırıyor olması” iddia edildi.
Kadınlar, 20 Mart’tan beri Türkiye’nin birçok ilinde İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam ediyor.
İstanbul Sözleşmesi hakkında
Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
(EMK)