Gazetenin ilk sayfasındaki " Başbakanlığa Sürpriz İsim" başlıklı başka bir haberde Avrupa Birliği'nin "Siz değil Türkiye'nin başbakan adayı gelsin" diyerek Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın ziyaret talebini reddettiği bildiriliyor.
Cumhuriyet: İslamcı iktidar
Gazetenin haberlerinde İş dünyasının "AKP'ye geçici vize" verdiği, dış basının da "AKP'nin istikrar sağlayamayacağı" yönünde haberler yaptığı vurgulanıyor.
Mustafa Balbay'ın köşe yazısının başlığı "Oylar 'AK'ıntıya Kapıldı!" Balbay köşesinde, seçim sonuçlarını 8 ayrı açıdan değerlendirerek, "Laik, demokratik yapının devletin vazgeçilmez ilkesi olduğuna inancımızı vurgulamadan geçemeyeceğiz. Bundan kuşku duymak cesaretimizi yitirmek olur" diyor.
5 Kasım günkü Cumhuriyet Gazetesi'nin başlığı ise "İslamcı İktidar" . Haberde, "Batı'nın Türkiye için kritik bir dönemde seçimi kazanan AKP'yi sorguladığı" belirtiliyor. Gazete, Avrupa'nın AKP'yi izlediği, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ise yorum yapmadığını vurguluyor. Haberde, "Müslüman demokrat bir partinin Avrupa'da Hıristiyan Demokrat partilerin rolünün aynısını bir İslam ülkesinde oynayıp oynayamayacağının test edileceği" ifade ediliyor.
Cüneyt Arcayürek köşe yazısında "Acaba sadece AKP'mi kazandı? Yoksa yıllardır Türkiye'de ılımlı İslami iktidara getirmeyi amaç edinen ABD mi?" diyor.
Arcayürek yazısında, "Başbakan olamayan Recep Tayyip Erdoğan (yazıda RTE deniliyor) - 1965 seçimlerinden önce milletvekili olamayan Demirel gibi - yumuşak başlı bir başbakanın yanı başında başbakan yardımcılığı üstlenir... Hem devleti tanır hem de uzaktan kumanda yerine yakından kumanda ile hükümeti yönetir" ifadelerine yer veriyor.
"Erdoğan'ın ilk gafı"
6 Kasım'daki Cumhuriyet Gazetesi'nin manşeti "Erdoğan'ın İlk Gafı". Haberde AKP liderinin Kıbrıs konusunda yaptığı açıklamanın Dışişleri'nde tepkiye neden olduğu belirtiliyor. "Dışişleri Bakanı Gürel, 'Erdoğan'ın toplumlararası görüşmeler' ifadesini kullanmasının tam bir cehalet göstergesi olduğunu bildirdi" sözlerine yer veriliyor.
Cüneyt Arcayürek aynı gün yayınlanan köşe yazısında RTE (Recep Tayyip Erdoğan) ne Kıbrıs sorununun 40 yıllık geçmişini, ne de AB ile yılardır sürdürülen tartışmalı ilişkinin içyüzünü biliyor. Bildiğini sanıyor. RTE; ayağının tozuyla büyük oynamak telaşında... İlk işimiz türban ve YÖK değil demesine de kulak asmayın RTE'nin. Can yoldaşı Erbakan'ın Milli Görüş politikaları ile beslenip serpilmiş Bülent Arınç, türban namus sözümüzdür demedi mi" diyor.
7 Kasım'daki Cumhuriyet Gazetesi'nin başlığı ise "AKP İzleniyor". Haberde, AKP'nin kadro yapısını, Erdoğan'ın geçmişini, irticai sermaye hareketlerini, kadro hazırlığını ve AKP'nin yargıya yönelik hedeflerini Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) izlediği belirtiliyor.
Gazete diğer bir haberinde ise, "Erdoğan'a ince ayar" başlığını kullanarak, Dışişleri Bakanlığı'nın "Kıbrıs'ta çözüm konusunda izlenen politikaya uygun olmayan açıklamalar yapan Erdoğan'a devlet politikalarında devamlılık esastır" uyarısı yaptığını belirtiyor.
Cüneyt Arcayürek'in köşe yazısında ise, "Dış İşleri çaresiz, hiç değilse yarım yamalak bilgilerle gidecek olan RTE'nin Atina'daki gaflarını bir ölçüde engellemek için bakanlıktan iki uzman bürokratı heyete katmayı planlıyor... RTE'nin planlamakta olduğu gezi ulusal sorunlarda ne kazandıracağından çok, neler götüreceğini içeren kaygılar taşıyor" sözlerine yer veriyor. (NK/BB)