CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu yılbaşı sabahı Silivri'de tutuklu bulunan Cumhuriyet yazar ve yöneticileriyle görüştü.
Tanrıkulu, 65 gündür özgürlüklerinden mahrum olan Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin şu mesajlarını kamuoyuyla paylaştı:
Akın Atalay: Cumhuriyet’i korumaya devam edelim
“Arkadaşlarım gözaltına alındığında yurtdışındaydım. Yurtdışından geldim ve tutuklandım. Aslında söylenecek bir şey yok. Tutuklama gerekçemde kaçma şüphesi yazılmış olması bile benim ve arkadaşlarımın niçin tutuklandıklarını ortaya koyuyor. Cumhuriyet gazetesi ilk kurucularından bugüne kadar belli bir çizgide yol almıştır. O çizgi de Cumhuriyet ve demokrasi savunusudur. Şimdi Cumhuriyet gazetesini baskı altına almak rejimi değiştirmenin, bizleri içeride tutmak ise demokrasiyi hapsetmenin ifadesidir. Evet, şu an tutukluyuz ama düşünmekten, ideallerimizi gerçekleştirmekten, Cumhuriyeti yaşatmak ve büyütmekten başka bir düşüncemiz de olamaz. Cumhuriyete hep beraber sahip çıkmaya devam edelim. Rejim değişikliğinin ifade edildiği bu günlerde cumhuriyeti korumaya devam etmeliyiz.”
Murat Sabuncu: Her voltada yaşanan acıları adımlıyoruz
“Beş günü gözaltı olmak üzere 63 gündür özgürlüğümüzden mahrumuz. Havalandırmamız 12 adım. Her voltada bu ülkede yaşanan acıları tekrar tekrar adımlıyoruz. Bu toplum düşünmeyi unuttu. Herkes adına nasıl olsa düşünen bir tek adam var. Herkes adına düşünen tek kişi, hangi rejimlerde olur? Biz bu ortamda neden burada olduğumuzdan çok ülkenin bu halini ve insanların yaşadığı acıları düşünüyoruz.”
Kadri Gürsel: Ben ne yazdığımı çok iyi biliyorum
“İstanbul saldırısıyla bizler derinden sarsıldık. Bu acı bir kez daha içimize işledi. 2017 için kötü bir başlangıç oldu ama her şeye rağmen barış ve demokrasi umudumuzu koruyoruz. Gazetecilik kelime seçme sanatıdır. Ben ne yazdığımı çok iyi biliyorum. Hayatımda hiçbir zaman yazdığım yazı ile ilgili olarak ‘bunu kastetmiştim’ demek durumunda kalmadım. Ama şimdi ‘sen yazdığın yazıyla şunu kastetmişsin’ diyerek beni hapse attılar. Benim yerime geçip, benim yerime düşünüp, benim yazım üzerinden yargı oluşturan bir yaklaşımla karşı karşıyayız.”
Güray Öz: Yazmaya devam edeceğiz
“Bizim dışarıda işimiz okumak ve yazmaktı. Şimdi iki aydan sonra istediğimiz kitaplara sınırlı da olsa ulaşıyoruz. Şimdi okuma imkânı bulduk. Şimdi sorunumuz dışarıya yazamamak. Ama bugünler mutlaka geçecek ve yazmaya devam edeceğiz.”
Hakan Kara: Düşünmemiz gerekirken düşünenler hapsediliyor
“63 gündür içerideyiz ama dışarıda şartların insanları nereye sürüklediğinin farkındayız. Buradan bir kez daha gözlemlediğim, Türkiye’nin yeniden bir sıçrama yapmasının ne kadar zor olduğudur. Eğitimde PISA derecelerine bakınca, nasıl geri bırakıldığımızı görüyoruz. Düşünmekten, sanattan yoksun bir toplum haline getirdiler bizi. Düşündürmeyen, düşünmekten korkan bir sistem ancak böyle cezaevleri inşa eder. Bizim bunları düşünmemiz gerekirken, buna kafa yormamız gerekirken, tam da bunu düşünenlerin hapse atılması bir trajedidir.
Turhan Günay: Baskının tarihini yeniden oluşturuyoruz
“Burada oluşumuz Cumhuriyet öncesinden bu yana aynı zamanda baskı altında olan, öldürülen, kaybedilen gazetecilerin de tarihini yoğunlaştırdı. Ben kitap ekinde bir çalışma yapmıştım. Namık Kemal’den baskı altında tutulan, öldürülen, kaybedilen gazetecileri araştırmıştım. Şimdi cezaevinde canlı bir biçimde o tarihi yeniden oluşturuyoruz ne yazık ki.”
Musa Kart: Ben ne sizdenim ne de onlardan yana
“Gazeteciler fikirlerini söylerler. Ben veya herhangi bir kişi, herkes gibi düşünmek zorunda değil. Ya bizden yanasın ya da yanarsın diyorlar. Ama ben ne sizden yanayım ne de onlardan yanayım. Ben Musa Kart’ım. 50 kişi bir bardağın aslında çakmak olduğunu iddia ederse, bardağın bardak olduğunu bilen kişi de ona çakmak demeye başlar. Ama ben bin kişi de bardağa çakmak dese, ona bardak demekte ısrar ettiğim için hapisteyim.
Önder Çelik: 2017 Cumhuriyet’in ve demokrasini yılı olsun
“2016’da karanlık bir tünelden geçtik. 2017’nin başında da bu tünel maalesef başka bir karanlığa aktı. Sonuçta her tünelin sonunda bir ışık vardır. 2017 için bu karanlıkların sonlanacağı aydınlık bir yıl olacağı ümidimizi koruyoruz. 2017’nin Cumhuriyet’in ve demokrasinin yılı olmasını diliyorum.”
Bülent Utku: “Enseyi karartmayanlara” selam olsun
“İmamın Ordusu isimli henüz yayımlanmamış kitabında Emniyet içindeki FETÖ’cüleri deşifre eden Ahmet Şık tutuklandığında, ev aramasında, savcılık sorgusu ve diğer tüm aşamalarda ben de avukatı olarak bulundum. Ahmet’in tutuklanması sürecinde temel amaç gazeteciliğin, gerçeklerin yazılmasının engellenmesiydi. Tutukluluğu devam ettirilerek peşinen cezalandırıldı Ahmet. FETÖ’cü savcı ve hakimlerin uyguladığı bu yöntem şimdi de devam ediyor. Ancak gerçeklerin ortaya çıkması ne olursa olsun engellenemez. Ne Ahmet Şık ne biz içeride tutuklu bulunanlar boyun eğeceğiz. 2017 yılı eşitlik, özgürlük ve adalet duygusunun, mücadelesinin yükseldiği bir yıl olacak. Şu an tutukluyuz ama Ruhi Su’nun türküsünde söylediği gibi ‘Sabahın sahibi var, sorarlar bir gün sorarlar.’ ‘Enseyi karartmayanlara’ selam olsun!”
Mustafa Kemal Güngör: İddianamemiz neden yazılmıyor?
“Ben avukatım. Yıllardır avukatlık yapıyorum ve Cumhuriyet’in avukatıyım. Merak ettiğim tek şey, neden iddianamemizin yazılmadığıdır. Tamam, tutukluyuz, tamam bizi hapse attınız. Ama bu iddianameyi niye yazmıyorsunuz! İddianamede ne yazılacağını merak ediyorum. Marmaris’te darbe girişiminde bulunanların iddianamesi yazıldı, görev emrini kabul etmeyen polislerin iddianamesi yazılıyor. Yazı yazanların ve gazetecilerin, biz avukatların iddianamesi yazılamıyor. Bizim yaptığımız şey belli. Gazetede yazılanlar belli. Niye iddianame yazılmıyor?”
Ne olmuştu?31 Ekim’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Vakfı yöneticileri hakkında “PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir olduklarına, yönetim kurulu toplantısında alınana vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçlarından” soruşturma başladığını açıkladı. Cumhuriyet gazetesinden 16 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı, 13’ü aynı gün içinde gözaltına alındı. Gözaltına alınan isimler şöyleydi: Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, yazar Hakan Kara, yazar Hikmet Çetinkaya, karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi avukat Bülent Utku, yazar Güray Öz, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mustafa Kemal Güngör, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kuruul Üyesi Önder Çelik, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Yener, Cumhuriyet Kitap eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay, yazar Aydın Engin, yazar Kadri Gürsel ve muhasebe müdürü Günseli Özaltay. Sabuncu, Gürsel, Kart, Çelik, Utku, Güngör, Öz, Kara ve Günay 4 Kasım'da tutuklandı. Gözaltı kararı çıkarıldığında yurtdışında olan Akın Atalay da 11 Kasım'da Türkiye'ye döner dönmez, Atatürk Havalimanı'ndan gözaltına alındı, 12 Kasım'da tutuklandı. |
(EA)