Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı'ndaki 634. buluşmalarında 23 yıl önce gözaltına alınıp öldürülen Enter Özdemir ve Bapir Çıtak için adalet istedi.
“634 haftadır üstü örtülen, yok sayılan ve sorumluluğu üstlenilmeyen gözaltında kaybetme suçuna karşı hakikatte ve adalette ısrar ediyoruz” denilen açıklamayı İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Cumartesi Anneleri/İnsanları'ndan Aylin Hacaloğlu okudu.
Haftalardır ailelerin adalet çağrılarının devlet tarafından engellendiğini görünür kılmaya çalıştıklarını dile getiren Hacaloğlu şöyle konuştu:
“Gözaltında kaybedilenleri kimliksiz ve mezarsız bırakarak, devletin bu suçtaki ağır sorumluluğunu inkâr ederek toplumu bellek kaybına uğratmak isteyenlere karşı 634 haftadır bir unutturmama, hatırlatma eylemi sürdürüyoruz.
“634 haftadır toplumu tahrip eden baskıcı unutma siyasetine karşı, toplumsal tahribatı onaracak demokratik hatırlama ve hesaplaşma siyasetini savunuyoruz.”
“Bu hafta unutulmaları istenen, ailelerinin adalet talebi 23 yıldır karşılıksız bırakılan Enter Özdemir ve Bapir Çıtak’ı unutmadık! diyerek buluştuk” diyen Hacaloğlu, Cumartesi Anneleri/İnsanları adına Özdemir ve Çıtak'ın dosyasındaki cezasızlığın son bulmasını talep etti.
Enter Özdemir ve Bapir Çıtak nasıl öldürüldü?46 yaşındaki iki çocuk babası Enter Özdemir ve Bapir Çıtak Hakkari/ Çukurca /Tiyar ( Kazan) köyünde yaşıyordu. 5 Mayıs 1994 tarihinde akşamüzeri köyü kuşatan asker ve korucular evlerde arama yaptı. Köy saatlerce ateş altında tutuldu. Evlere açılan ateş sonucunda Akar ailesinin 10 yaşındaki çocukları öldürüldü. Askerler gece geç saatlerde Enter Özdemir ve Bapir Çıtak’ın evlerine geldi ve onları “Bize yol gösterin” diyerek yanlarında götürdü. Özdemir ve Çıtak eve dönmeyince aileleri askeri birliğe giderek yakınları hakkında bilgi almak istedi. Askeri yetkililer onlara yakınlarının kendileri tarafından alınmadığını söyledi. Üç gün sonra aileler ve köylüler kayıpları aramak için boşaltılan köylerine geldi. Arama sonrasında Çıtak ve Özdemir’in cansız bedenleri elleri ve ayakları bağlı olarak bir dere kenarına atılmış halde bulundu. Parçalanmış bedenlerindeki izler onların panzerin arkasına bağlanarak sürüklendiklerini ve sonrasında ateş açılarak öldürüldüklerini gösteriyordu. Köy muhtarı İ.K Çukurca Jandarma Merkezi’ni arayarak savcının olay yerine gelmesini istedi. Muhtar’a “Güvenlik nedeniyle biz gelemeyiz. Siz cenazeleri Çukurca’ya getirin” denildi. Bir araç kiralayan aileler cenazelerini alarak köylüler ve muhtarla birlikte Çukurca’ya gitmek için yola çıktı. Kısa bir süre sonra aracın önü bölgede konuşlanan Bolu Tugayı’na bağlı komandolar tarafından kesildi. Aileler “Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı ve Çukurca Savcılığı cenazelerimizin ilçeye getirilmesini istediler” demelerine rağmen askerler onlara “Gidin köyde gömün yoksa hepinizi öldürürüz!” diye tehdit ettiler. Bunun üzerine Özdemir ve Çıtak boşaltılan köyde defnedildi. Ailelerin yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. Enter Özdemir ve Bapir Çıtak’ın gözaltına alındıkları kabul edilmedi. Onları gözaltına alanlar ve vahşice katledenler bugüne kadar yargılanmadı. Ailelerin hukuki girişimleri yeterli resmi belge-bilgi olmadığı iddiasıyla reddedildi. Gözaltında kaybetme uluslararası düzeyde bir suç olmasına ve yürürlükteki uluslararası hukukun yaptırımlarına tabi olmasına rağmen devlet diğer kayıp dosyalarında olduğu gibi Enter Özdemir ve Bapir Çıtak dosyalarında da zorla kaybetme suçunu uygun araçlarla cezalandırma zorunluluğunu yerine getirmedi. |
(EA)