İstanbul Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi’nin farklı sokaklarında bir araya geldikten sonra ellerinde karanfillerle Galatasaray Meydanı'nda açıklama yapmak isteyen Cumartesi Anneleri/insanları, adalet arayışlarının 966. haftasında da polislerce engellendi. Cumartesi Anneleri / İnsanları gözaltına alındı.
Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Yine polis ablukasındayız” denildi.
Ayrıca yine X hesabından şu paylaşım yapıldı:
"Kayıplarımız nerede?" diye sormak için çıktığımız Galatasaray Meydanı'nda "Beni Bul Anne" şarkısı eşliğinde fiziksel şiddet uygulanarak gözaltına alındık. Neden bu tahammülsüzlük, bu işkence?"
Detaylar
43 yıl önce gözaltında kaybedildiğini devletin de kabul ettiği kardeşi Cemil Kırbayır’ın akıbetini sormak istediği için Galatasaray Meydanı'na ulaşmak isteyen Mikail Kırbayır'a kelepçe takan polis, İstiklal Caddesi'ne yürüyen Hanife Yıldız'ı da gözaltına aldı.
Mikail Kırbayır: Zamanaşımına uğratan da kararı veren de aynı yargı
KAYIP YAKINLARINDAN ŞİDDETE VE SOYLU'YA YANIT
Maside Ocak: Soylu'nun Açıklamaları Kayıp Davalarını Etkileyecek
Basının da görüntü almasına engel olan polis, gazetecileri kalkanlarla sürükledi.
Cumartesi İnsanı kayıp yakını Hasan Karakoç ters kelepçelenerek gözaltına alındı.
1995 yılında gözaltına alındıktan sonra kendisiyle iletişim kesilen ve ağır işkence izleri taşıyan bedeni kimsesizler mezarlığında bulunan kardeşi Rıdvan Karakoç için adalet talep ediyordu.
Cumartesi Anneleri şu mesajı da paylaştı:
"18 Eylül 1980 tarihinde Bingöl’de gözaltına alınarak kaybedilen lise öğrencisi Hüseyin Morsümbül’ü unutmadık."
Cumartesi Anneleri/İnsanları gözaltına alınanların şu isimler olduğunu açıkladı:
Hanife Yıldız, İkbal Eren, İrfan Bilgin, Mikail Kırbayır, Besna Tosun, Hasan Karakoç, Ali Ocak, Newroz Ali Tosun, Eren Keskin, Oya Ersoy, Leman Yurtsever, Nazım Dikbaş, Cüneyt Yılmaz, İsmail Yücel, Şükran Diler, Türkan Acar, Ömer Kavran, Hatice Onaran, Seyit Doğan, Begali Kurnaz, Davut Arslan, Hüseyin Aygül, Doğan Özkan, Gülendam Özdemir, Cem Güncü, Zehra Demir.
3 farklı hastaneden serbest bırakıldılar
Cumartesi Anneleri’nin X hesabından gözaltıların serbest bırakıldığı bilgisi paylaşıldı:
"#CumartesiAnneleri966Hafta buluşmamızda gözaltına alınan 26 arkadaşımız yaklaşık 5 saat sonra Galatasaray Meydanı'na uzak 3 farklı hastaneden serbest bırakıldı. Hiçbir yasak, kayıplarımızın akıbetini sorduğumuz Galatasaray Meydanı ile buluşmamızı engelleyemez."
43 yıldır soruyoruz: Hüseyin Morsümbül nerede?
İHD İstanbul Şubesi Galatasaray Meydanı'nda okunmasına izin verilmeyen açıklamayı paylaştı:
*966 haftadır uluslararası hukukta insanlığa karşı suç olarak tanımlanan gözaltında kaybetmeleri, bu suçun işlenmesine imkan yaratan cezasızlık politikalarını ve inkar edilen gerçekleri anlatıyoruz.
*Anlatıyoruz, çünkü devlet gözaltında kaybetmeleri nedenleri ve koşullarıyla araştırıp ortaya çıkarma, açıklama yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Gerçeği örtbas etme, gerçeğin izini sürenlerin seslerini bastırma ve cezalandırma yönünde bir pratik sergiliyor.
"Baskıya rağmen alandayız"
*Biz hakikatleri anlatmayalım diye tam 25 haftadır her Cumartesi İstiklal Caddesi’nde adeta OHAL ilan ediliyor. Tüm hukuki güvencelerimiz askıya alınıyor. Anayasa Mahkemesi’nin hükme bağladığı hakkımızı kullanmamız Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasağı ve polis zoruyla engelleniyor. Yeni ihlallerle karşı karşıya kalıyoruz.
*Tüm baskılara rağmen, adalet ve hakikat talebimizin temelini oluşturan hafızada yer alsın diye Hüseyin Morsümbül dosyasını kamuoyu ile paylaşıyoruz.
CUMARTESİ ANNELERİ/İNSANLARI
"Hüseyin Morsümbül Davasında Adalet İstiyoruz"
*12 Eylül askeri darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl’deki evi asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alındı. “Oğlumu nereye götürüyorsunuz” diyen annesine, “İfadesi alınacak, kısa bir süre sonra gelir” denildi.
KAYIP YAKINLARI 232. KEZ EYLEMDEYDİ
Cumartesi Anneleri, Kaybedilen Hüseyin Morsümbül'ü Hatırlattı
*Hüseyin gelmeyince ailesi Bingöl Askeri Tugay Komutanlığına gitti. Ancak kendilerine “Bizde yok” cevabı verildi.
*Aile arayışını sürdürünce Hüseyin’in yüksek güvenlik önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı söylendi. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı. Fatma ve Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Ama Hüseyin’in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı.
*Ailenin başvurusu üzerine İHD avukatları yıllar sonra girişimlerde bulundu. 2011 yılında Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir soruşturma başlattı. Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında kaybedildiği dönem görevli dokuz personelin listesi, adresleri ve irtibat bilgileri savcılığa ulaştı.
*Soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Coşkun Kıvrak, olay tarihinde izinli olduğunu, izin dönüşü masasına isimsiz bir ihbar mektubu bırakıldığını, mektupta Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında astsubaylarca dövülerek öldürüldükten sonra alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğü savcılıkkayıtlarına geçti.
"Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz"
*Ancak Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştirme görevini yerine getirmedi. Olayın üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle dava açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilemeyeceği gerekçesiyle ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. 20 Ekim 2015 tarihinde bu karar için Bingöl Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan itiraz ise henüz sonuçlanmadı.
*966. haftamızda bir kez daha Hüseyin Morsümbül için adalet istiyoruz. Savcılık dosyasında isimleri yazılı şüphelilerin yargılanmalarını ve hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz.
*Kaç yıl geçerse geçsin Hüseyin Morsümbül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
Ne olmuştu?
İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı 25 Ağustos 2018'de yapılan Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. buluşmasını "herhangi bir bildirimde bulunulmadığı" iddiasıyla yasakladı.
Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri/İnsanları'na saldıran polis 23 kişiyi gözaltına aldı. Ardından 46 kişiye "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla dava açıldı.
1995'te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ablası Maside Ocak, darp edilerek gözaltına alınanlar arasındaydı. 82 yaşındaki annesi Emine Ocak da polis şiddetine maruz kaldı.
Maside Ocak, kolluk görevlileri ve amiri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak Başsavcılığın soruşturmaya yer olmadığı kararı vermesi üzerine başvurduğu İstanbul Sulh Ceza Hakimliği de itirazı kesin olarak reddedince Ocak dosyayı AYM'ye taşıdı.
Yüksek mahkeme, şubat ayında verdiği kararda Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal" edildiğine hükmetti. Maside Ocak'a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Ardından AYM, Cumartesi İnsanları/Anneleri eylemine saldırıp Sebla Arcan'ı darp eden polis memurlarının, kötü muamele ve eziyet yasağını ihlal ettiğine hükmetti. Görevlilerin yargılanması ve Arcan'a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu iki AYM kararına rağmen, hak savunucularının Galatasaray'da basın açıklaması yapması polis şiddetiyle engelleniyor.
(EMK)