Siyasi nedenlerle kaybedilen yakınlarını bulabilmek amacıyla 24 yıl önce başlattıkları mücadeleyi, bir aradan sonra yeniden başlatan Cumartesi Anneleri, Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları oturma eyleminin üçüncüsünde "BOTAŞ asit kuyularının ve toplu mezarların" açılmasını talep ettiler.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin, Gözaltında Kayıplar Komisyonu aracılığıyla katıldığı eyleme Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekili Sebahat Tuncel, dansçı Zeynep Tanbay, aktivist Garo Paylan, gazeteci Nadire Mater ve yayıncılar Ragıp Zarakolu ile Necati Abay da destek verdiler.
Yıldız: Yıllardır karanfiller ellerimizde kurudu
Yaklaşık 50 kayıp yakınının yer aldığı sessiz oturma eyleminde konuşan Hanife Yıldız, oğlu Murat Yıldız'ı kendi elleriyle karakola teslim ettiğini ifade ederek, "Bugüne kadar devlete ve insanlığa seslendik ancak devlet sesimizi duymadı. Yıllardır burada bize verilen karanfiller, çiçekler ellerimizde kurudu" sözleriyle acısını dile getirdi.
"Oğlum adli bir nedenle aranıyordu, onu bir avukatla birlikte kendim Bornova Polis Karakolu'na teslim ettim. Oğlumu tekrar sormaya gittiğimde silah göstermek üzere feribotla İstanbul'a giderken Murat'ın kendini denize attığını söylediler. İnanmıyorum."
Tuncel: Kuyu ve toplu mezarları açın
Ardından söz alan DTP milletvekili Tuncel, Ergenekon Davası'nın bir aklama noktası haline geldiğini savunarak, Silopi'deki BOTAŞ kuyularının ve toplu mezarların açılmasının istedi. Tuncel, yıllardır uğruna çabaladıkları gibi Türkiye'nin karanlık yüzünün ortaya çıkmasından sonra bir demokrasi mücadelesine başlanabileceğini kaydetti; "Kayıp annelerine teşekkür ediyoruz, ara verdiler ama daima birarada kalarak mücadelelerini verdiler" dedi.
İHD İstanbul Şubesi adına kaleme alınan bir basın bildirisini okuyan dans sanatçısı Zeynep Tanbay, Ergenekon Davası'nın, yetersiz de olsa, bazı gerçeklerin ve devletin yapısının resmi ağızlardan itirafı olması açısından önemli olduğu kaydetti.
Diyarbakır'ın Kulp İlçesi'nde daha dün yıllardır dile getirilen bir gerçeğin daha ortaya çıktığını, bir toplu mezarda bulunan insan kemiklerinin üzerindeki incelemelerin "kayıp" olduğu olarak bilinen Bulut Ailesi'nin fertleri Ali, Ekrem ve Ramazan Bulut'a ait olduğunun belirlendiğini söyledi.
Tanbay, "Ölüm kuyularının ve toplu mezarların açılması talepleri bugüne kadar kabul edilmedi. Devlet bu talepleri reddederken gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemeyi amaçlıyor" dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
"İtalya'da Gladyo'ya karşı yürüyen milyonlarca insan Gladyo'yu çökertti. Bizler de insanlarımızı katleden, insanlarımızı gözaltında kaybeden, köylerimizi yakan, tecavüz eden bu kirli yapı biz çoğaldıkça çözülecektir."
Cumartesi anneleri
Cumartesi oturmaları, Emine Ocak'ın oğlu Hasan Ocak'ın 21 Mart 1995'te gözaltına alınması ve 55 gün sonra işkenceyle öldürülmüş bedeninin kimsesizler mezarlığında bulunmasıyla başlamıştı.
1995'ten 1999'a kadar süren protestolarının son yedi ayında güvenlik güçlerinin engellemeleri ve saldırılarıyla karşılaşmış ve çoğunlukla Cumartesi gecelerini gözaltında geçirmek zorunda kalmışlardı.
Kimi kayıp yakınlarının başlattığı hukuki süreçte failler yargılanamamış, iç hukuk yolları tıkanıp da AİHM'e başvurulduğundaysa Türkiye hakkında mahkumiyet kararları verilmişti. (EÖ)