Dava biliniyor. İnternet ortamındaki forum siteleri ve hard porno içeriklerin bulunması 2007 yılında güncel sorunumuz olan bu tür sorunlar için Ceza Hukuku Serisinin 7 inci kitabını yayına hazırlayan Doç Dr. Yener Ünvere ve içindeki bu yazıyı önemsediğim için Sayın Av. İlker Tepenin çalışmasına teşekkür ediyorum. Her ülkenin İnternette yayınlanan içerikten kaynaklanan sorunları gibi, Almanyada da benzeri sorunların tartışıldığı Compu-Serve Davası yazısını özetlemeye çalışacağım.
Compuserve-Almanya yargıda
Davanın sanığı; CompuServe-A.B.D şirketine bağlı olarak Almanyada faaliyet gösteren CompuServe-Almanya şirketinin sorumlusu olan kişidir. Almanyadaki kullanıcılarla yapılan internet kullanım hizmet sözleşmesinde taraf olan, CompuServe-ABDşirketidir. CompuServe-Almanya şirketi ile Almanyadaki kullanıcıların herhangi bir sözleşmesi yoktur. Sanığın görevi, CompuServe-ABDnin Almanyadaki kullanıcı müşterileri için Almanyadaki bir erişim noktasından bağlantı sağlamaktır. Yani; CompuServe adlı Amerikan şirketi kendi veri merkezine en yakın internet bağlantı noktası üzerinden Almanyadaki müşterilerinin internete girişini sağlamaktadır. Daha sonra da, erişim sağlanan bu noktadan Almanya bağlı şirket ve ABD'deki şirket arasındaki sabit hat vasıtasıyla herhangi bir geçerlilik kontrolü olmaksızın; Amerikadaki asıl şirkete bağlanılabilmek olanakları teknik olarak sağlanmıştır.
1995 yılı Kasım ayında Münih Soruşturma Makamı; sanığa CompuServe-ABDServerındaki çocuk pornografisi içeriklerine haiz beş newsgroup (haber grubu/forum ve tartışma grubu) tespit edildiğini, Aralık ayında da pornografik ve sakıncalı içerikleri gösterilen 282 Newsgroupu bir liste halinde vermiştir. Sanık, bu listedeki içeriklerin silinmesi veya engellenmesi talebini CompuServe-ABDye göndermiştir. Amerikalı şirket 22 Aralık1995 - 13 Şubat 1996 tarihleri arasında bu Newsgroupların büyük çoğunluğunu; ebeveynlere bu tür içerikleri engelleme olanağı sağlayan çocuk koruma-softvare programı ile engellemiştir. Ancak Şubat 1996 sonrası yeniden serbest bırakmıştır.
Sulh Ceza Mahkemesi suça hükmediyor
Çok tartışılan Münih Sulh Ceza Mahkemesinin bu olayla ilgili CompuServe-Almanya sorumlusu sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında sorumluluklar tartışılmıştır. Tele Hizmetler Yasasına göre; bir erişim sağlayıcı doğrudan internete giriş hizmeti sunmalıdır ve kendine özgü müşterileri olmalıdır. Eğer on-line servis sağlayıcısının kullanıcısı ile sabit hat üzerinden on-line servis sağlayıcısı arasındaki bağlantıyı sağlayan bir erişim noktasını sağlıyorsa; bu hizmet sunucusu erişim sağlayıcısı olarak kabul edilmemektedir. Mahkeme, Alman CompuServe Şirketinin sorumlusunu Tele-Hizmetler Yasası madde 5/3de yer alan sorumsuzluk esasına göre değil, 5/2 inci maddede düzenlenen sorumluluk üzerinden mahkumiyet kararı vermiştir. Karara temel olan bu Yasada acaba sorumluluklar nasıl düzenlenmiştir ve mahkeme nasıl bir karar vermiştir?
Almanya'nın Tele-Hizmetler Yasası
Almanya 2002 yılında Tele-Hizmetler Yasasını yeniden değiştirmiş olmasına karşılık; yasaya göre servis sağlayıcılar kullanıma hazır tuttukları içeriklerden genel kurallara göre sorumludurlar. Olay tarihinde geçerli olan bu Yasasının 5/2 inci maddesine göre; Servis sağlayıcılar, kullanıma hazır tuttukları yabancı içeriklerden, sadece bunların içeriklerini bildikleri ve bunların engellenmesinin, teknik olarak mümkün ve kendilerinden beklenebilir olduğu durumlarda sorumludurlar. Yabancı içeriklerin engellenebilmesinin teknik açıdan mümkün ve beklenebilir olması zorunluluktur. Münih Sulh Ceza Mahkemesi mahkumiyet kararını madde 5/2ye göre verirken, CompuServe Almanya şirketini, asıl hakim şirket olan CompuServe ABDnin bir yan şirketi olarak görmemiş; aksine, hakim ve bağlı şirketin oluşturduğu bir bütünün içinde olarak değerlendirmiştir. Dolayısıyla; yabancı içerik engellenmesinde Amerikan şirketi için kabul edilebilir tüm zorunlulukları, CompuServe-Almanya için de aramıştır. Mahkeme; Alman Ceza Kanununun 25/2 inci maddesine göre eylemin iştirak halinde işlendiğini kabul etmiştir.
Mahkeme, sanık ve CompuServe-ABDşirketinin, Amerikadaki şirketin news-serverinde açık vaziyetteki forumlarında kayıtlı bulunan hard pornografi içerikli yayınlara kamunun ulaşabilmesini bilerek ve isteyerek sağladıkları gerekçesiyle ortaklaşa bir faillik bulunduğuna hükmetmiştir. Karara göre; zaten CompuServe-Almanya şirketi de, Amerikan şirketinin Almanyada bulunan müşterileriyle sabit hat üzerinden bağlantı kurma edimini gerçekleştirmiştir. CompuServe-Almanyayı kendine özgü kullanıcıları olmadığı veya ağa girişi sağlamadığı için Tele-Hizmetler Yasasının 5/3 üncü maddesine göre sadece giriş sağlayıcı olarak görmemiştir. Ayrıca 5/2 inci maddesindeki bilmek kavramını yorumlarken sanığın (Forum) Newsgroupun tüm üyelerini tamamen bilmesinin gerekmediği görüşündedir. Bu kararı eleştirenler, bu tür bir eylemin ortaklaşa bir faillik olmadığını, olsa olsa CompuServe-Almanya şirketi için suça iştirak değil, ama suça yardım şeklinde bir katılım olabileceği ileri sürmüşlerdir. Ayrıca, CompuServe-ABDşirketine bir suç isnadında bulunabilmek için ancak, mahkemenin sanığın aktif bir eylem ya da ihmal suretiyle kişisel iştirakinin tespiti halinde mümkün olabilir. Yasanın madde 5/3üne göre; Servis Sağlayıcılar, salt erişim sağladıkları yabancı içeriklerden sorumlu değildirler. Yabancı içeriklerin, kullanıcı sorgusu nedeniyle otomatik ve kısa süreli olarak bulundurulması erişim sağlamasına geçerlilik kazandırır. Mahkemenin mahkumiyet kararını eleştirenler; madde 5/3e göre beraat kararı verilmesi gerektiği görüşündedir. Mahkemenin, md 5/2 yorumu hatalıdır. Çünkü, sanığın eylemini sadece yabancı içeriklerin kullanımını mümkün kılan girişi sağlamaktan ibaret olarak görmektedirler.
Eyalet Mahkemesinden beraat
Münih Eyalet Mahkemesi, Sulh Ceza Mahkemesinin bu kararını bozmuştur. Yasanın 5/3 üncü maddesine göre beraat kararı vermiştir. Sanığın kusurlu olup olmadığının, pornografik ve zararlı içeriğin yayılmasını isteyerek gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin muhakemesinin şart olduğu değerlendirmiştir. Özet gerekçeye göre; Amerikan hakim şirketinin bir bağlı işletmecisi olarak Alman şirketi tamamıyla ortak bir organizasyon içinde bir parçayı temsil etmesi nedeniyle, bu şirket açısından eylem iradesi eksikliğinden dolayı iştirak halinde işlenen bir eylemden söz edilemez. İhmal suretiyle iştirak ancak netice bakımından bir nedensellik durumunun varlığında söz konusu olur. Failin suçun tüm unsurlarını bilmesi durumunda, bundan doğan kusurlu bir eyleminin varlığı anlamı çıkarılamaz. Kastın tespiti için kastın isteme unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin muhakemesi şarttır. Tele-Hizmetler Yasası md.5/3ün uygulanabilirliği kullanıcının hizmet sunucusu ile olan sözleşmesel bağlılığından bağımsız olarak, sadece sunucu tarafından girişilen hareketlerin değerlendirilmesi suretiyle gerçekleşebilir. Her kim bağlantı noktasının işleticisi olarak yabancı şirketlerin girişini mümkün kılıyorsa, olası bir hukuka aykırılık durumunda bu işleticinin herhangi bir garantör pozisyonu olmadığından kendisine girişin engellenmesi ile ilgili hiçbir sorumluluk yüklenemez.( )(Age.sayfa 331)
Yabancı şirketlerin İnternet ortamındaki yayınlarından dolayı; Türkiyede kimlerin, ne zaman ve hangi ceza hukuku ilkelerine göre ve hangi ölçütlerde sorumlu olduğuna dair genel ya da özel bir yasal düzenleme var mıdır? Yoksa mevcut yasa tasarılarındaki maddeler açık, net, anlaşılır ve meşru bir amaca göre mi düzenlenmiştir? (Fİ/EK)