Fotoğraf: Vietnamlı çocuklar, yeni iletişim ortamlarında/sasint/Pixabay
Birleşmiş Milletler Bölgesel Enformasyon Merkezleri (UNRIC), Uluslararası Anadil Günü vesilesiyle, Ghent Üniversitesi'nde (Belçika) doktora sonrası araştırmacı ve Tilburg Üniversitesi'nde (Hollanda) öğretim görevlisi olan Dr. Eleonore Smalle* ile biliş ve dil öğrenme mekanizmaları hakkında konuştu.
Dr. Eleonore Smalle'a dil öğrenimi alanındaki son bulguları sorduk. Çocukların neden yetişkinlerden daha iyi dil öğrenicileri olduğunun düşünüldüğünü ve bilişsel gelişimin insan ömrü boyunca dil edinimini nasıl etkilediğini bilmek istedik
Çocuklar neden dilleri yetişkinlerden daha kolay öğreniyor?
Gelişimin erken dönemlerinde, örneğin çok küçük bebeklerde, dil ediniminin çoğu, pasif dinleme yoluyla kendiliğinden gerçekleşir. Gelişim boyunca, dil ediniminde iki öğrenme sistemi yer alır: Örtük (bilinçsiz) ve açık (bilinçli) bellek. Çocuklar dili bilinçdışı sistem aracılığıyla öğrenirler. Bilinçli hafıza ergenlikten güçlü bir şekilde gelişir. Bu bilinçli öğrenme mekanizmaları, ders çalışmak gibi karmaşık entelektüel etkinlikler için önemli olsa da, dil edinimi gibi daha doğal öğrenme süreçlerini etkileme eğilimindedir.
Yeni bir dil öğrenmek hangi yaşta ve neden daha zorlaşır?
Beyindeki bilinçli hafıza sisteminin daha güçlü bir şekilde gelişmeye başladığı ergenliğin (yani 12 yaş) başlangıcında gerçekleştiğini düşünüyoruz.
Yeni dil kurallarını öğrenmede yetişkinler ve çocuklar arasındaki temel farklar nelerdir?
Araştırmamız, çocukların yeni dil kurallarını bilinçsizce öğrenme becerilerinde, yani ne öğrendiklerinin farkında olmadan pasif, maruz kalma yoluyla öğrenmede yetişkinlerden daha üstün olduklarını gösteriyor. Buna karşılık, yetişkinler farkındalık altında öğrenme becerilerinde çocuklardan daha iyi performans gösterirler.
Ancak yeni dil kurallarını tam bir dikkatle öğrenmek, öncekileri unutmaya ve onlara müdahaleye yol açabilir. Örneğin, yetişkinler yeni bir dil öğrenirken genellikle ana dillerinden çeviri yapma eğilimindedir. Zaten bildikleri, bazen yenileriyle çelişen dil kurallarını benimsemeye çalışırlar. Bu, yeni dilin bellekte daha az kararlı bir şekilde birleştirilmesiyle sonuçlanır.
Ayrıca çocukların yeni dil kurallarını bilinçsizce uyguladıklarını ve yeni öğrendikleri kelimeleri günlük yaşamlarında -hayali oyunlar oynarken veya akranlarıyla iletişim kurarken- kullandıklarını fark ettik. Başka bir deyişle, uzun süreli bellek konsolidasyonuna fayda sağlayan yeni bilgilerle kendilerini bilinçsizce tekrar ederler.
Araştırmanıza göre yetişkinler için yeni bir dil öğrenmenin en iyi yolu ne olabilir?
Etkili bir yol, tam olarak dile kendini bırakma (batırma) olabilir. Örneğin, başka bir görevi yerine getirirken farklı bir dilde, ancak onu yöneten temel kuralları öğrenmek birincil amaç olmaksızın bir podcast dinleyerek veya beyninizi yeni dile maruz bırakarak. Araştırmamızda, bu tür bilinçsiz maruz kalmanın yetişkin beyninin yabancı konuşma kalıplarına aşinalık edinmesine yardımcı olduğunu gösterdik, ancak yeni bir dilin sözdizimi veya anlam gibi daha karmaşık yönlerinin edinilmesine yardımcı olduğuna dair kanıtımız yok. Bunlar için karmaşık bilişsel işlevlere ve bilinçli hafızaya güvenmeliyiz. Hipotez, önce farkında olmadan dile kendisini bırakmış kişilerin, gerçek dil derslerine giderken bir adım önde olabileceğidir.
Bu araştırmanın nasıl uygulanabileceğine dair bir örnek verebilir misiniz?
Bu araştırma, dilin yoğunlaştırılmasını teşvik eden öğretim yöntemleri için önemli çıkarımlara sahip olabilir. Belçika'nın Fransızca konuşulan kesimi, epey geçmişi olan bir dile maruz bırakma eğitimi geleneğine sahiptir. Bazı okullarda çocuklar tarih veya coğrafyayı farklı bir dilde (örneğin İngilizce veya Felemenkçe) öğrenirler. Yabancı dil, eğitim içeriğinin aktarılmasında bir araçtır. Université catholique de Louvain'de birlikte çalıştığımız ekibin son araştırmaları, yoğun eğitimin geleneksel yabancı dil sınıflarına kıyasla daha büyük dil kazanımlarına yol açtığını gösteriyor.
Gelecekteki araştırmalar için planlarınız nelerdir?
Gelecek için araştırma hedefimiz, atipik bilişsel gelişimi daha iyi anlamak olacakr. Amaç, Gelişimsel Dil Bozukluğu, disleksi veya kekemelik gibi gelişimsel öğrenme bozuklukları olan kişilerde öğrenme yeteneklerini teşvik edebilecek güvenilir yöntemler geliştirmektir.
Eleonore Smalle hakkında Ghent Üniversitesi'nde (Belçika) bilişsel psikoloji alanında doktora sonrası araştırmacı ve Tilburg Üniversitesi'nde (Hollanda) gelişim psikolojisi alanında öğretim görevlisidir. İnsanın yaşantısı boyunca dil öğreniminde belleğin rolü üzerine araştırma yürütüyor. |
(AEK)