Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü öğrencileri tarafından çocuklar ve aileleri için oluşturulan Çocuk Boğaziçi web sayfası yayına başladı.
''Önce Çocuk'' sloganıyla hazırlanan web sitesi Covid-19 virüsünden dolayı yaşanan salgından korunmak üzere evde zaman geçiren çocuklar ve aileleri için rehber niteliğinde...
Site, Covid-19 virüsünden korunmak için Sağlık Bakanlığı'nın da vurguladığı 14 kuralı çocukların anlayabileceği bir dile uyarladı. Ayrıca Kukla ve Canlandırma, Matematik, Okuma-yazma ve Kitaplar, Oyun, El Becerileri, Fen ve Doğa, Sosyal Bilgiler, Müzik ve Hareket ve Sanat olmak üzere dokuz farklı başlıkta Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin geliştirdiği eğitici projeler de çocuklarla ve anne-babalarla buluşuyor.
Cocukbogazici.com sitesini öğrencileriyle birlikte hazırlayan Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mine Göl Güven, yetişkinlerin salgınla ilgili kaygılarının çocukları etkilediğine dikkat çekerek anne ve babaların olumsuz beden dili ve hatta mimik ve ses tonunun bile çocukları olumsuz yönde etkileyebileceğini belirtti. Çocukları bu dönemde gereksiz bilgi bombardımanına tutmamak gerektiğini söyleyen Güven, çocuklara evde zaman geçirirken gerektiğinden fazla aktivite sunmak yerine özgür kalacakları alanlar da oluşturulmasının faydalı olduğunu belirtti.
Onları gereksiz bilgi bombardımanına tutmayın
Göl Güven, salgın döneminde evde birlikte vakit geçiren çocuklu ailelere şu önerilerde bulundu:
• Öncelikle çocuklarımızın neyi ne kadar bildiğini bilmeliyiz. Onları gereksiz bir bilgi bombardımanına tutmak hem kafalarının karışmasına yol açar hem de kaygılarını arttırır. Merak etmedikleri ve soru sormadıkları müddetçe açıklama yapılmaması gerekiyor.
• Çocuklar bazen ne hissettiklerini ve bu hislerini bizlerle paylaşmanın uygun olup olmayacağını kestiremeyebilirler. Onların kaygılarını yüzlerinden veya sordukları küçük sorulardan mesela 'Hiç mi dışarı çıkmayacağız?' gibi anlayabiliriz. Bu sırada 'Bu aralar çok farklı şeyler yaşıyoruz değil mi? Evde kalıyoruz mesela... Sen ne hissediyorsun bununla ilgili?' gibi kapı açıcı bir soru sorabiliriz.
• Eğer çocuğumuz bizim kaygımızın en yüksek olduğu noktada bize sorular sormaya başlarsa, yapacağımız en güzel şey öncelikli olarak kendimizi yatıştırmak. Birden 10'a kadar saymak, birkaç derin nefes alıp vermek işimize yarayabilir.
• Dürüst ve samimi bir konuşma onlara kendilerini güvende hissetmelerini sağlar: 'Ben biraz endişeliyim işin açıkçası. Ama bir yandan da evimizde güvendeyiz ve uzmanların söylediklerini yaparak önlemlerimizi alıyoruz' gibi bir paylaşım güven duygusu için ilk adım olabilir.
• Alınan önlemlere katkısı olabilecek her şey için bunu onunla konuşmak çok iyi olabilir: 'Elimizi çok sık yıkıyoruz. Sabunluğu sen doldurur musun?', 'Havlularımızın her gün değiştirilmesi gerekiyor, birlikte yapalım mı?' gibi öneriler kendini iyi hissetmesini sağlayabilir.
• Korku ve kaygıyı yenmek için küçük boyamalar, hikâye oluşturmalar, bilmeceler, oyunlar işe yarar. Birçok ebeveyn çocuklar gündemden etkilenmesin diye günü etkinliklerle dolduruyor. Ama bu eve kapanma durumundan önce de olabiliyordu. Bırakın çocukların canı sıkılsın. Can sıkıntısı yaratıcılığı tetikler. Bir de biraz çocuk yetişkinden özgür olmalı. Çocuklar bizle oyun oynarken dürtülerini ve duygularını sansürleyebiliyor.
• Çocuklarla dürüst ve açık iletişim kurmak, bilmediğimizi de kabul ederek, ama ailenin hep birlikte olacağı ve birlikte güvende oldukları mesajını vermek faydalı olacaktır.
• Salgınla ilgili haberleri çocuklarla birlikteyken izlemeyin veya dinlemeyin. Eşimizle konuşurken dikkatli olalım. Sürekli hastalık ve ölüm haberi güncellemelerini paylaşmanın ne bize ne çocuklarımıza faydası olur.
• Sosyal platformları takip süremizi azaltarak kendi ruh sağlığımızı korumak için kitap okumak, film ve belgesel izlemek bize iyi gelecektir. Kendimiz için bunu yaparsak hem bizler hem çocuklarımız bunun faydasını görür. (AÖ)