İsrail işgalinin ikinci ve üçüncü günlerinde, 30 ve 31 Mart'ta, Ramallah'taki bazı çocukların anlatılarını merkezin www.intertech-pal.com sitesinden aldık, İngilizce'den Türkçeleştirerek yayımlıyoruz.
Zayed kardeşler: Penceresinden dışarı bakılabilecek bir ev
Benim adım Alayyan, 9 yaşındayım. Evimizin bahçesinde oynayamıyorum. Kapımızın önüne çıkamıyorum. Çünkü, sokağa çıkma yasağı var. Oyuncaklarımı sakladım, İsrail askerlerinin oyuncak silahlarım ve tanklarım olduğu için gelip beni götürmelerinden korkuyorum. Sokağa çıkma yasağı olduğu için, yakındaki dükkana gidip mum bile alamıyorum.
Benim adım Lema, 11 yaşındayım. Ben okuluma gitmek istiyorum. Okul normal zamanda bitsin ki ben de yazın yüzmeye gideyim, oyun oynayayım, özgür olayım. İsrail askerlerinin topraklarımızı terk etmesini, işgali durdurmasını ve şu ağır tankları kullanmaktan vazgeçmesini istiyorum.
Onlara karşı durmak için bizim elimizde bir şey yok. Onların bizim okullarımızı işgal etmesini, okullarımıza ateş açmasını asla istemiyorum.
Benim adım Yanal, ben 4 yaşındayım. Yüzmek istiyorum. Bir ev istiyorum, penceresinden dışarıya bakabileceğim bir ev istiyorum.
Ahmed: Her hafta başka bir yerde
Benim adım Ahmed Tuqan, 7 yaşındayım. İntifada başladığından beri bir evden ötekine gidiyoruz. Her hafta başka bir yerdeyiz. İsrailliler evlere giriyor, insanları korkutuyor. Onlar Kudüs'e girdiğinde biz Ramallah'a geldik. Ramallah'a girdiklerinde de Kudüs'e döndük.
Mustafa: Doktorlarımız bizi koruyacak
Benim adım Mustafa Mulhem, 8 yaşındayım. Filistinli çocuklara yardım etmeye çalışan yabancı ülkelere teşekkür etmek istiyorum. Durumumuz o kadar kötü ve perişan ki... Bizim kasabalarımız işgal altında. Ben Ramallah'tayım. Tamamen İsrail askerlerinin işgali altındayız. Şehir tanklarla ve askeri araçlarla dolu. Ölenler ve yaralananlar için çok üzgünüm... Ama bizim hastanelerimiz ve doktorlarımız bizi koruyacak.
Jibrin kardeşler: Tuvalet dışarıda, çişimizi yapamıyoruz
Benim adım Ala, 12 yaşındayım. Ramallah'ta tek odalı eski bir evde yaşıyorum. Banyo ve tuvaletimiz yok. Komşularla birlikte, bizim evden 30 metre kadar uzakta olan tuvaleti kullanıyoruz. İsrail askerleri tuvalete gitmemize de, gene dışarıda olan mutfağı kullanmamıza da izin vermiyorlar.
Yemek bile yapamıyoruz. Biz sekiz kardeşiz. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Dışarı çıkarsak, askerler bizi vurabilir.. Dahası, askerler çöplerini kapının önüne fırlatıyor ve çişlerini kapıya yapıyorlar.
Dünden beri elektrik kesik. Hepimiz çok gerginiz. Tanrıya ve duyguları olan yeryüzündeki herkese Filistinli çocukların yaşadığı bu kabusa bir son verilmesi için bir şeyler yapması için yalvarıyoruz.
Ateş açarak eve girdiler
Camların kırıldığını duyduğumuzda uykudaydık. Pencereden dikizlerken İsrail askerlerinin araba camlarını kırdıklarını ve teypleri çaldıklarını gördük. Bizim arabanın da camlarını kırdılar ama, tanrıya şükürler olsun ki teybimizi çalmadılar.
Sabahleyin 15 asker ateş açarak bizim eve girdiler. Evin altını üstüne getirdiler. Babamı tutukladılar, hepimizi bizim avludaki küçük mutfağa tıktılar. Babamı evde Filistin bayrağı buldukları için alıp götürdüler. Tutukladıkları erkekleri çok fena dövdüklerini gördük. Bu terörizm değil mi? Tanrım!
Kardeşim çişini kutuya yapıyor
Mizer, 15 yaşındayım. İsrail askerleri bizim tuvalete ve mutfağa gitmemize izin vermedi. Dayanılmaz koşullardayız. Tuvalet evden uzak olduğu için küçük kız kardeşim çişini boş bir teneke kutuya yapıyor. Ben bunu reddettim ve tuvalete gitmekte ısrar ettim. Annemle babam beni engellemeye çalıştılar ama sonunda boyun eğdiler. Ben işimi bitirip çıkarken askerler etrafı sardı, bana kollarımı havaya kaldırmamı emrettiler.
Bir tanesi beni iterek sorgulamaya başladı: Burada ne yapıyorsun? Adın ne ? Kaç yaşındasın? Ne sordularsa söyledim. Tam beni dövmek üzerelerdi ki, babamın çığlığını duydum: Durun, durun, o benim çocuğum, tuvalete gitmişti.
Babamın başına plastik torba geçirip...
Beni bıraktılar ve evimize daldılar. Kız kardeşlerimi ve erkek kardeşlerimi ve beni küçük mutfağa tıktılar ve evdeki her şeyi parçalamaya başladılar. Babamı tutukladılar, öteki adamlarla birlikte onu dövmeye başladılar. Sonra da babamın ve öteki adamların başlarına plastik torbalar geçirip, onları bilinmeyen bir yere götürdüler.
Ben işgali yaşadım ve onu hiç unutmayacağım. İşgali durdurun, bu zulüm bitsin. Bu ölümlere son verin. Durdurun, durdurun!
Sara: Anneciğim
Benim adım Sara Atrash, 5 yaşındayım. Anneciğim seni seviyorum.
Heba: Sevgi ve şefkat
Benim adım Heba Burkan, 12 yaşındayım. Biz barış ve güven içinde yaşamayı özledik. Sevgi ve şefkat istiyoruz. Bize çocukluğumuzu ve özgürlüğümüzü verin.
Ahmed: Bana TV seyrettirmiyorlar
Benim adım Ahmed Atrash, 8 yaşındayım. Çok kötü. Çok sıkıldım. Annemle babam bahçede oynamama izin vermiyor. Annemle babam televizyonda haber seyrettikleri için benim istediğim programları izlememe izin vermiyorlar. Ben ölenler için çok üzülüyorum. Ölenler çoğaldıkça benim üzüntüm de artıyor. İsrail askerilerinin bizim topraklarımızdan gitmesini istiyorum. Tek dileğim bu. (NM/FA)