* Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org
Çocuk Vakfı, Elmalı Davası ile yeniden gündeme gelen çocuğa yönelik cinsel istismarla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Çocuklara yönelik istismar vakalarının gündeme geldikten birkaç gün sonra unutulmaya bırakıldığına dikkat çekerek, "Yıllardır aynı kısır döngüyü yaşıyoruz. Konu çok can yakıcı bir boyuta ulaştığında Türk Ceza Kanunu 103. maddesi etrafında dolaşıp ufak bir değişiklikle sorunu çözmüş gibi yaparak esaslı bütüncül bir reformdan kaçınıyoruz" dedi.
TIKLAYIN - "Susan çocuk yok, kulak verilmeyen çocuk var"
TIKLAYIN - "Çizdiği resim, yazdığı yazı çocuğun kişisel verisi, mahremidir"
TIKLAYIN - "Çocukların hayatlarına devam edeceklerini unutmayın"
Kötü bir "fail merkezli yaklaşım" örneği
Elmalı hadisesinin, kötü bir "fail merkezli yaklaşım" örneği olarak önümüzde durduğunu ifade eden Çocuk Vakfı, mağdur çocuğu merkeze alan bir anlayışla cinsel istismar vakalarına yaklaşılması gerektiği temel prensibinin Türkiye'de hiç gelişemediğini vurguladı:
"Yasama organı bu prensibe dayalı yaklaşımı hep göz ardı etti. Elmalı hadisesi, toplum olarak da, geliştirdiğimiz hatalı tavırla, bu yaklaşımın ne kadar uzağında olduğumuzu, tek derdimizin faillerin en ağır şekilde cezalandırılması olduğunu yüzümüze vuruyor.
"Çocukların kimliklerini açığa çıkaracak paylaşımlardan kaçınmıyoruz. Bunu çocukların iyiliği için yaptığımızı zannetmemiz ise en naif ifadesiyle cehenneme giden yolları iyi niyet taşlarıyla döşemekten ibaret. Herkes kendi gündemine dönüp hadiseyi unutacak ama geride bırakılan 'dijital ayak izleri' çocukları hayatları boyunca takip edecek, suistimal süreklilik arz eder hale gelecek."
Haberde Çocuk/ Çocuk Odaklı Habercilik Elkitabı
"Çocukların haklarını hep birlikte ihlal ettik"
"Çocukların haklarını hep birlikte ihlal ettik. Bu gerçekle yüzleşmek ve aynı hataları tekrarlamamak için kaybedecek zamanımız yok" diyen Çocuk Vakfı, yüzleşme çağrısı yaptı:
"Bu konuda en büyük yüzleşmeyi yaşaması gerekenler ise, çocuk merkezli önleme ve koruma mekanizmalarını geliştirmeyen, çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarını suç-ceza sınırlı bakış açısıyla görmekle yetinen, etkin olmaktan uzak hukuki, yargısal ve idari sistemin muhatabı çocukları toplumun (kontrolsüz) inisiyatifine bırakanlardır."
TIKLAYIN - Çocukların paylaştığınız çizimlerini derhal kaldırın
Çocuk Vakfı Raporu'ndan öneriler
Çocuk Vakfı, yüzleşmenin başarılabilmesi durumunda çocuğun yüksek yararını esas alan etkin önleyici ve koruyucu bir sistemi kurmanın mümkün olabileceğini vurgulayarak, 2016 yılında hazırladıkları "Çocuğa Yönelik Cinsel İstismar -Ceza Kanunu Maddesi- Raporu"nda yer alan önerileri tekrar paylaştı:
*"18 yaşına kadar herkes çocuktur" temel kuralı çocuklara yönelik cinsel istismarda temel kural olarak kabul edilmeli ve suçun tanımlanması ile ceza oranlarının belirlenmesinde göz önüne alınmalıdır.
* Mağdur çocuğun rehabilitasyonu kanuni altyapı kazanmalı, rehabilitasyon merkezinde koruma ve tedavi sistemi kurulmalıdır.
* Mağdur çocuklar yaşadıkları olayları farklı idari ve yargı birimlerinin önünde tekrar tekrar anlatmak durumunda kalmamalıdır.
* Hem mağdur çocuklar hem de cinsel davranış suça sürüklenmiş çocuk tarafından gerçekleştirilmesi hâlinde bu çocuklar için Sosyal İnceleme Raporu alınması zorunlu olmalıdır.
* Failin ceza almadığı bir yargılama süreci sonunda mağdur çocuğa hiçbir şey olmamış gibi davranılamaz. Bu durumlarda da mağdurun sosyal koruma tedbirlerinden yararlanabilme imkânına kanun maddesinde yer verilmelidir.
* Mağdurun yaşına göre verilecek ceza konusunda kademelendirme yapılabilir.
* Sistemin etkin işleyebilmesi için insan kaynağı sosyal hizmet meslek mensuplarını esas alacak şekilde nicelik ve nitelik bakımından yeterli düzeye taşınmalıdır.
* Cebir, şiddet, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olmaksızın iki akran çocuk arasında gerçekleşen cinsel davranışlar maddede belirlenecek şartların varlığı hâlinde suç ve/veya ceza kapsamı dışında tutulabilir. Ancak, her halükarda bu çocuklar için çocuk koruma tedbirlerine başvurulmalıdır.
* Hukuka aykırı biçimde evlendirilen çocukların cinsel davranışlarından dolayı çocukları zor ve baskı ile evlendirenler sorumlu kabul edilmeli ve cinsel istismar suçu işlemiş sayılmalıdır. Kendilerini bilmedikleri bir dünyanın içinde bulan hem erkek hem kız çocuklar mağdur kabul edilmeli ve haklarında çocuk koruma tedbirlerine hükmedilmelidir.
* Cinsel istismardan suçlu bulunup cezasını çeken kişilerin sonraki hayatlarında çocuklarla direkt temas gerektiren iş ve mesleklerde çalışamayacağı, çalıştırılamayacağı konusunda hüküm düzenlenmelidir. Bu bağlamda, cinsel istismar suçunu işlemiş kişilere yönelik sicil kaydı tutulmalı ve kurumlar arasında paylaşılabilmelidir.
* Cebir, tehdit, hile yoluyla veya aile içinde veya eğitim kurumlarında veya bakım gözetim yükümlülüğü bulunan kişilerce veya fiziksel, ruhsal engeli olan çocuklara karşı işlenen cinsel davranışlar ağırlaşmış çocuk istismarı olarak kabul edilmeli ve bu anlayış 18 yaşını tamamlamamış istisnasız bütün çocuklara yönelik olarak geçerli olmalıdır.
* İletişim ve teknoloji imkânları kullanılarak fiziksel temas olmaksızın da mağdurun vücudunu teşhir veya kendi vücudu üzerinde cinsel davranışlar yaptırılması yoluyla cinsel istismar suçunun işlenebileceği madde hükmünde kabul edilmelidir.
* Cinsel istismarın görüntü kaydının yapılması ve/veya yayınlanması cinsel istismar suçu olarak veya ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmelidir. Kayıt ve yayının üçüncü kişiler tarafından yapılması ve yayınlanması cinsel istismara iştirak olarak kabul edilmelidir.
* Kurumsal ortamlarda işlenen çocuk istismarı suçlarının örtülmesi, üstünün kapatılması gibi eylemlerde bulunan görevlilerin çocuk istismarına iştirakten veya ayrıca tahsis edilecek çocuk istismarı suçunu örtmek suçundan cezalandırılması gerekmektedir.
* Çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarında "iyi hâlden yararlanma" gibi indirim sebepleri uygulanmamalıdır. (KÖ)