Telif hakların güvence altına alınması dışında Avrupa Siber Suç Sözleşmesi'nin temel dayanaklarından birini oluşturan "çocuk pornografisi" meselesi ile ilgili Türkiye'de ne yazık ki, uygulama ve yasal planda yeterli bir mücadeleye rastlamak mümkün değil.
Türkiye, 23 Kasım 2001 tarihinde imzaya açılan Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi'ni hala imzalamadığı gibi 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren yeni Ceza Kanunu' nda bu sorunun adını dahi koymuş değil.
Ceza Kanunu'nda "çocuk pornografisi" yok
Ceza Yasası'nda çocuk pornografisine dair suçlar "Müstehcenlik" ve "Fuhuş" maddelerinde tanımlandı.
"Müstehcenlik" başlıklı 226. maddede "(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır" deniyor. Maddede, bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişinin, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılması öngörülüyor.
"Fuhuş" başlıklı 227. maddeye göre ise, (1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır".(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılıyor.
İnternet suçları da "hızlı ve sınırsız"
Hızla ilerleyen teknolojiler ve İnternet, çağdaş girişimlere kattığı imkanlar kadar İnternet yoluyla suç işlemek isteyenlerin eline yeni fırsatlar veriyor.
Emniyet tedbirleriyle çocuk pornografisi gibi suçların en çok yaygınlaşabileceği İnternet kafeler ve benzeri ortamlarda suçu önleme (filtreleme) tedbiri İnternet kafeleri işleten kişiler düzeyinde geliştirildi.
Ayrıca polis, bilişim birimleri yoluyla suç tespit ettiğinde mahkeme kararıyla sitelere erişimi engelleyebiliyor. Ancak suçun hızla yeniden üretilebilmesi vasfı, uluslararası boyutları ve pek çok etken, mücadeleyi olumsuz etkileyen etkenlerden.
"Çocuk pornografisi" diyen düzenleme hala tasarı
Adalet Bakanlığı, çocuk pornografisinin adını koyarak cezalandıran ilk düzenleme olan "Bilişim Ağı Hizmetlerinin Düzenlenmesi ve Bilişim Suçları Hakkında Kanun Tasarısı" ile ilgili hala çeşitli kuruluşların görüşlerini toplamakla meşgul.
Hükümet, gerekçesinde Avrupa Siber Suç Sözleşmesi'yle uyumu amaçladığını belirttiği Tasarının "İçerik Bağlantılı Suçlar ve İdarî Yaptırımlar" başlıklı Beşinci Bölümde "Çocuk pornografisi bağlantılı suçlar" düzenlemesi var.
Tasarının 26. maddesindeki bu düzenlemeye göre, "(1) Bir çocuğa veya çocuk gibi görünen veya çocuk olduğu izlenimi veren bir kişiye ait gerçek ya da temsili görüntü, yazı veya sesleri içeren pornografik ürünleri bilişim ortamında dağıtmak amacıyla üreten kişiye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir. (2) Birinci fıkra kapsamına giren ürünleri, bilişim ağı üzerinden tanıtan, sunan, kiraya veren veya satışa arz eden kişiye iki yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir. (3) Birinci fıkra kapsamına giren ürünleri, bilişim ağı üzerinden kendisi veya başkaları için temin eden veya bulunduran kişiye altı aydan bir yıla kadar hapis ve üç yüz güne kadar adlî para cezası verilir."
Tasarıda, erişim sağlayıcıların yükümlülükleri arasında "Herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, bu Kanun hükümlerine uygun olarak haberdar edilmesi hâlinde ve engelleme yeteneği bulunması durumunda yayından çıkarmak ve erişimi engellemek" de bulunuyor.
Sözleşme ve Ek Protokolün gereği yapılmıyor
Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesi' nin (ÇHS) "Çocuk Satışı, Çocuk Fuhuşu ve Çocuk Pornografisi Ek Protokolü" nü imzaladı.
Türkiye'nin 1990'da imzaladığı ÇHS'nin 34. maddesi taraf devletlerin çocuğun cinsel açıdan sömürülmesine karşı tüm önlemleri almasını zorunlu kılıyor.
Maddeye göre "çocukların pornografik nitelikli gösterilerde ve malzemelerde kullanılarak sömürülmesini önlemek amacıyla ulusal düzeyde ve ikili ile çok taraflı ilişkilerde gerekli her türlü önlemi alırlar."
2002'de imzalanan Ek Protokole göre, Türkiye konuyla ilgili her türlü düzenlemeyi yapmanın yanı sıra uygulamanın işlerliğini sağlamaktan ve çocuğa yönelik cinsel sömürüyü önlemekten de sorumlu.
BM Komitesi: hükümet bütçe ayırmıyor, işbirliğinden uzak
Ek Protokolü imzalamasının ardından Türkiye, hazırlamakla yükümlü olduğu raporu Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Komitesi'ne sundu. Komite, Türkiye'nin bu ilk raporunu değerlendirdikten sonra 2 Haziran'da eleştiri ve tavsiyelerini açıkladı:
* Hükümet gerekli yasal ve idari düzenlemeleri büyük ölçüde oluşturmakla birlikte uygulama için bütçe ayırmıyor, kamu çalışanlarına konuyla ilgili eğitim vermiyor ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmıyor.
* İnternet üzerinden çocuk pornografisinin yayılmasını önleyecek düzenleme eksik
* Protokolle ilgili çocukların da bilgilenmesi sağlanmalı. Protokolle ilgili bilgiler müfredata girmeli.
* Mağdur çocuklarla ilgili veri eksik ve yetersiz. Acilen sağlıklı veri toplanmalı ve stratejiler buna göre oluşturulmalı.
* Türkiye 2001 tarihli Siber Suçlara İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ile 2005 tarihli İnsan Kaçakçılığına Karşı Sözleşme'yi imzalamalı.
Polat: Özel koruma tedbirlerine ihtiyaç var
Ancak Prof. Dr. Oğuz Polat, "Çocukların Cinsel Sömürüsü" başlıklı raporunda, ÇHS'nin ve Ek Protokolü'nün imzalanmasında ve Mecliste onaylanmasından sonra geçen sürede özellikle Medeni Kanunu, İş Kanunu ve TCK'da yapılan değişikliklerin yeterli olmadığı, özel koruma tedbirlerine ihtiyaç duyan çocuklar konusunda gerekli tedbirlerin alınmadığı ve mevcut kanunların yürütülmesinde, uygulamada başarılı olunamadığının gözlendiğini belirtiyor.
Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi'nin uluslararası alanda imzalan en önemli düzenleme olduğu belirtildikten sonra, Türkiye'de bilişim suçlarıyla mücadelede İnternet Servis Sağlayıcılarının sorumluluklarının belirlenmesinin bir ihtiyaç olduğunu, buna karşın bu konuda henüz bir yasal düzenleme bulunmadığı belirtiliyor.
Başta İnternet altyapısının düzenlenmesi olmak üzere Türkiye, elektronik haberleşmenin gelecekte alacağı yolu da hesaba katarak, İnternet faaliyetleri ve özel olarak pornografik içerikleri belirli kıstaslar kazandırmak konusunda hızla hareket etmelidir.
Rakamlarla çocuk pornografisi
Polat'ın raporuna göre, dünyada pornografik site sayısı 4.2 milyon. Bu rakam, tüm web sitelerinin yüzde 12'sine karşılık geliyor. Dünyada pornografik sayfa sayısı da 372 milyon olduğu belirtilen raporda arama motorları da günlük pornografik site arama sayısının 68 milyon olduğunu, bunun tüm aramaların yüzde 25'i oluşturduğuna yer veriyor.
Dünyada yasadışı çocuk pornografisi site sayısının da 100 bin olduğu belirtiliyor. Pornografik içerikli sitelerin yüzde 30'unda 26 popüler çocuk karakteri (Pocekomon, Action Man, My little Pony gibi) kullanılıyor.
Yine rapora göre, İnternet'le çocuk pornografisinden kazanılan yıllık para 3 milyon dolar. 66 ülkede 300 bin kişi web sitelerinden kredi kartı kullanarak çocuk pornografisi görüntüleri satın alıyor.
Çocuk pornografisi içerikli sitelerin sayısı 1998'de 3 bin 267 iken bu sayı 2004 yılında 106 bin 119'a yükseldi. Bu sitelerin çoğu ABD merkezli ve Rusya merkezli çocuk pornografisi sitelerin sayısında büyük artış gözleniyor. (EÖ/KÖ)