Fotoğraf: pixabay
"Çocuklar eksik insanlardır. Çocuklar bizim geleceğimizdir. Çocuklar doğru karar veremezler, neye ihtiyaçları olduğunu bilemezler..."
Çocuk Hakları Alanı Yetişkin Çalışma Grubu, "Bu cümlelerden herhangi birine katılıyorsanız, ne yazık ki çarpık bir çocuk algısına sahipsiniz" diyor.
24 Haziran günü pek çok alanda çalışma gruplarıyla gerçekleşen Demokrasi Konferansı kapsamında Çocuk Hakları Alanı Yetişkin Çalışma Grubu da bir bildiri metni yayınladı.
Çocuk Hakları Alanı grubu, "Çocuk haklarının korunmasına ve geliştirilmesine yönelik yetişkin sorumluluklarımızın farkındayız ve daha demokratik, daha eşitlikçi ve birlikte özgürleştiğimiz bir dünya için herkesi bu sorumlulukları sahiplenmeye çağırıyoruz" dedi.
TIKLAYIN - "Her taşı yerinden oynatacağız"
"Çocuklar yaşamın etkin özneleridir"
Bildiri şöyle:
"Hem uluslararası hem de ulusal hukukta kabul edilen çocuk tanımı, 18 yaş altındaki her bireyi kapsar. Bu yasal tanımın ötesinde, çocuklar yaşamın etkin özneleridir. Bu sebeple haklarına erişmek için yetişkin olmayı beklemek zorunda bırakılmalarının kendisi bir hak ihlalidir. Çünkü çocuklar "geleceğimiz" değildir; bugün ve burada, bizlerle birlikte yaşayan, kendilerine özel duygu ve düşünceleri olan hak ve özgürlük sahibi bireylerdir.
"Çocukluk ise, insan hayatında ihmal edilemeyecek kadar önemli ve kendine has özellikleri ve ihtiyaçları olan bir dönemdir ve bu anlamda değerlidir. Çünkü çocukluk, yaşam içinde insanın kendini gerçekleştirmek için sahip olduğu olanakları en yoğun şekilde kullanabileceği bir dönemidir. Dolayısıyla, çocukların potansiyellerini gerçekleştirmeleri, biz yetişkinlerin onlara yarattığı olanaklarla, açtığı alanla ilişkilidir. Ancak Türkiye'nin içinden geçtiği dönem çocuklar için olanaklar yaratmak yerine onlar için çok sayıda risk taşıyor; çocukların, yaşadıkları gerçek sorunların, sahip oldukları potansiyellerin görünmez olmasına, seslerinin duyulmamasına yol açıyor.
Nüfusun 25 milyonu çocuk
Türkiye; nüfusunun yaklaşık 23 milyonu çocuk olan bir ülke. Sayıları 2 milyona yaklaşan mülteci çocuklar da dâhil edildiğinde, toplam 25 milyon çocukla bir arada yaşıyoruz. Peki ama 25 milyon çocuk hayatın, politikaların, karar alma mekanizmalarının neresinde?
"Çarpık çocuk algısının bir sonucu olarak çocuklar; yetişkinler tarafından hak sahibi bireyler olarak görülmüyor, karar alma mekanizmalarına dâhil edilmiyor ve pek çok hak ihlaline maruz bırakılıyorlar:
Her 4 çocuktan biri yoksulluk ve yoksunluk içinde
- 2016 yılı verilerine göre Türkiye'de çocuk yoksulluğu oranı %25. Yani her 4 çocuktan biri yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşıyor.
- TÜİK Çocuk İşgücü Araştırması 2019 sonuçlarına göre; 5-17 yaş grubundaki çocuk işçi sayısı 720 bin. Bu çocukların 114 bini çalışması kanunen yasak olan 12-14 yaş aralığında.
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerine göre son 8 yılda, 294'ü tarım alanında olmak üzere 513 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
- 2019 yılı evlenme istatistiklerine göre; 16-17 yaş grubunda olan her 100 kız çocuğundan 3'ü hâkim izniyle resmi nikâh yoluyla evlendirildi.
- Adalet Bakanlığı'nın yayımladığı adli istatistiklere göre, Türkiye'de 2019'da "Cinsel dokunulmazlığa karşı suç" kapsamında 49 bin 57 dava açıldı. Bunların 22 bin 689'unu çocuklara yönelik cinsel istismar suçları oluşturuyor.
- Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın verilerine göre 2015-2016 yıllarında yaşanan çatışma sebebiyle en az 123 çocuk yaşamını kaybetti.
"Çocuk politikası yok"
"Bunlarla sınırlı olmayan pek çok sorunun nedeni; Türkiye'nin de taraf olduğu BM Çocuk Haklarına dair Sözleşmeyi referans alan, her alanı kapsayan, yalnızca sorun odaklı olmayan, geleceğe ilişkin de bakış içeren bir çocuk politikasının olmayışıdır. Türkiye'de hâlâ çocukların potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlayacak bütüncül ve hak temelli bir çocuk politikası yok.
"Devletlerin, yurttaşı olsun ya da olmasın sınırları içinde yaşayan tüm çocuklara eşit imkânlar sunma ve haklarını gerçekleştirebilmeleri için onlara alan açma yükümlülüğü – sorumluluğu vardır. Çocuk hakları, insan hakları kültürünün yapı taşıdır ve toplumun insan hakları güvencesinin temelini oluşturur.
"Çocukları ve onların beklentilerini, ihtiyaçlarını, önerilerini göz ardı ederek demokrasinin yerleşemeyeceğini ve özgür, adil ve eşit bir dünyada bir arada yaşamanın mümkün olamayacağını biliyoruz. BM Çocuk Haklarına dair Sözleşme'nin temel ilkeleri olan yaşama ve gelişme, ayrım gözetmeme, çocuğun yüksek yararı ve çocukların katılımının önemini bir kez daha vurguluyoruz. Bu doğrultuda; tüm kurumlarıyla birlikte devlet başta olmak üzere tüm yetişkinleri, çocukları ve haklarını göz önünde tutarak, çocuklarla birlikte politika yapmaya ve çocukları ciddiye almaya, onları anlamaya, duymaya ve seslerini duyurmaya davet ediyoruz.
"Demokrasi çocuklarla birlikte inşa edilmeli"
"Devletin BM Çocuk Haklarına dair Sözleşme'de kültürel haklara koyduğu çekinceler sebebiyle ayrımcılığa uğrayan, anadilde eğitim hakkına erişemeyen çocuklar, çalıştırılan çocuklar, mülteci çocuklar, özel gereksinimli çocuklar, LGBTİ+ çocuklar, çocuk mahpuslar, anneleriyle birlikte hapishanede tutulan çocuklar... Haklarından yoksun bırakılan tüm çocuklar için ve çocuklarla birlikte eşit, adil, özgür ve barış içerisinde bir yaşam mücadelemizi sürdürürken, demokrasinin yalnızca yetişkinlerle değil, çocuklarla birlikte inşa edilecek bir yaşam pratiği olduğunu yeniden hatırlatmak istiyoruz.
"Çocukları hak sahibi bireyler olarak görmeyen, çocukları yok sayan ve yalnızca yetişkinler tarafından kurgulanan dünyada demokrasinin; çocuklara rağmen ya da çocuklar için değil çocuklarla birlikte mümkün olabileceğini biliyoruz.
"Her çocuğun katılım hakkı olduğu bilinciyle, görüşlerini özgürce ifade edebilmelerine olanak sağlayacak bir süreci çocuklarla birlikte örgütleyecek yol ve yöntemleri bu konferans zeminiyle ve bir araya geldiğimiz kişi ve kurumlarla aramaya devam ediyoruz.
"Yetişkin sorumluluklarımızın farkındayız"
"Demokrasi Konferansı Çocuk Hakları/Yetişkin Çalışma Grubu olarak, çocukların yaşamın doğrudan öznesi oldukları, uğradıkları hak ihlallerinin cezasız bırakılmadığı, kapitalizmin ve neo-liberal politikaların dayattığı yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşamak zorunda kalmadıkları, toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlik ve şiddet biçimlerine maruz bırakılmadıkları, eğitime tam ve eşit ulaşabildikleri, kendilerini ifade edebildikleri, karar alma süreçlerine dâhil olabildikleri, kendilerini gerçekleştirebildikleri, mutlu, neşeli, özgür ve barış içerisinde yaşayabildikleri bir dünya hayali kuruyoruz. Ve bunun mümkün olduğunu biliyoruz.
Çocuk haklarının korunmasına ve geliştirilmesine yönelik yetişkin sorumluluklarımızın farkındayız ve daha demokratik, daha eşitlikçi ve birlikte özgürleştiğimiz bir dünya için herkesi bu sorumlulukları sahiplenmeye çağırıyoruz."
Kurumsal İmzalar:
Galader Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği
Çocukluk Bizde Kalsın Derneği
Giyav Göç Vakfı
FİSA Çocuk Hakları Merkezi
İnsan Hakları Derneği - Human Rights Association Çocuk Hakları Komisyonu
Listag Lgbti+ Aileleri ve Yakınları Derneği
Rengarenk Umutlar Derneği
Bomovu- Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Derneği
Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği (Tarlabaşı Toplum Merkezi)
Uğur Özkan Çocuk Kültür Evi
Kişisel İmzalar:
Ceren Suntekin, Çağla Seven, Derya Sağlam, Efsun Sertoğlu, Emrah Kırımsoy, Esin Koman, Ezgi Koman, Gülistan Zeren, Hatice Göz, Hüner Aydın, Melda Akbaş, Özlem Ergun, Sevinç Koçak, Şefika Kübra Kalender, Yeşim Mutlu, Zeynep Duygu Ağbayır.
(AÖ)