Fotoğraf: AA/Arşiv
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 11 Eylül 2019'da sürücüsü olduğu zırhlı araçla 5 yaşındaki Efe Tektekin'i ezerek ölümüne neden olan polis memuru İ.A.'nın yargılandığı davanın ilk duruşması bugün görüldü.
TIKLAYIN - Beştaş: Zırhlı Araçlar Niçin Sürekli Sokaklarda?
Çocuğu görmesinin imkanı olmadığını ve araçta kamera sisteminin bozuk olduğunu ileri süren İ. A. "Biz devlet adına görev yapıyoruz, önce kendi güvenliğimizi alırız" dedi. Bir sonraki duruşma 27 Nisan'da görülecek.
TIKLAYIN - Efe Tektekin'e Çarpan Zırhlı Aracı Kullanan Polis: Çocuk Bana Çarptı
TIKLAYIN - Zırhlı Aracın Çarptığı 6 Yaşındaki Efe Yaşamını Kaybetti
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, Diyarbakır Bağlar ilçesi Emek Caddesi üzerinde 11 Eylül 2019'da karşıdan karşıya geçmeye çalışan 5 yaşındaki Efe Tektekin'e, sürücüsü olduğu zırhlı araçla çarparak ölümüne sebep olan polis memuru İ.A. hakkında, "taksirle ölüme neden olma" suçundan Diyarbakır 9. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Sanık polis ve avukatı, polis koruması eşliğinde duruşma salonuna gelirken, duruşmada Tektekin ailesi avukatı Sedat Çınar ile Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın ve çok sayıda avukat hazır bulundu.
Duruşmada hakim, avukat sayısının çok olmasına ilişkin, "Ordu olarak buradasınız" demesi üzerine, Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Çocuk Hakları Merkezi adına avukatların duruşmaya katıldığını belirterek, son 10 yılda meydana gelen zırhlı araç çarpması sonucu 36 yurttaşın yaşamını yitirdiğini kaydetti.
"Basit trafik kazası değil"
Polisin, önce yurttaşın sonra kendi can güvenliğini alması gerektiğini ifade eden Aydın, polisin can güvenliğini alırken yurttaşların ölümüne neden olduğunu söyledi. Sanığın zırhlı araçların görüş açısının kısıtlı olduğunu söylediğini hatırlatan Aydın, zırhlı araç kullanımının sınırlandırılması gerektiğini dile getirdi. Olayın basit trafik kazası olarak değil, ihmaller sonucu oluştuğunu düşündüklerini dile getiren Aydın, davaya müdahil olma talebinde bulundu.
Tektekin ailesi avukatı Sedat Çınar ise, dosya özelinde ve suç kapsamında değerlendirildiğinde suçun "taksirle" değil "olası kasıtla" işlendiğini, bu yüzden görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini talep etti. Hakim, görevsizlik talebinin reddine karar verdi.
Sanık polis İ.A., olayın olduğu gün ekip şoförü olduğunu belirterek, adliyeden tutuklanan birini hapishaneye götürdüklerini aktararak, Emek Caddesini kullandıklarını söyledi. İ.A. savunmasında şunları söyledi:
"Önce kendi güvenliğimiz"
"714. sokak girişine geldiğimizde yoğunluk vardı. Pazar olduğu için dur kalk şekilde gidiyordum. Önümde 15 metre mesafede araç vardı. Onu takip ediyordum. Park edilen araçlar düz değil, açılı olarak park edilmiş ve sokağın yarısına gelmişti. Dolasıyla sokağı tamamen göremiyordum. Sokağı geçtiğimde sol tarafımdan tak diye bir ses geldi. Sağ arka tekerlek kalkıp indi. Durdurdum ve indim. Yerde sağ kolu üzerinde yatmış vaziyette çocuk vardı. Bir kastım yoktu. Ekip şefim ambulans çağırdı. Bu çocuğun ailesi nerede diye bağırdım. 10 dakika geçmesine rağmen aile gelmedi. Sağ taraf kapatıldı ve ambulansın geç geleceğini düşündüğümüzden bir vatandaşa ait araçla hastaneye götürdük. Biz hala aileyi arıyorduk. Olaydan sonra ekip şefim gerekli konuşmaları yaptı. Olaydan sonra baya etkilendim. Biz devlet adına görev yapıyoruz, önce kendi güvenliğimizi alırız, hızım 25 km civarındaydı. Bunlar emniyetten istenebilir. Efe Tektekin yaşında çocuğum var. Çocuk yan taraftan geliyor, ön taraftan çarpma söz konusu değildir. Dosyayı daha sonra incelediğimde bilirkişi raporunda sağa doğru kaçabilir deniliyor. Ben ön ve arkayı aynalardan kontrol edebilirim ama yandan gelen bir şeye ne yapabilirim? Zırhlı araç yere 51 santim, sağ kapının bulunduğu yer 151 santim yerden yüksek, Efe ise 110 santim. Bu bilgiler ışığında benim çocuğu canlı olarak göremem mümkün değil. Sadece üzgünüm."
"Kamera sistemi 2017'den beri çalışmıyor" iddiası
Sanık avukatı, olayın başka yere çekilmemesini istediklerini kaydederek, "İddianame deliller incelemeden hazırlanmış, bilirkişi raporu tali kusurlu olduğu belirtiliyor. Ancak müvekkil bizce kusursuzdur" dedi.
Avukat Çınar'ın, "Araçta kamera kaydı var mıdır?" sorusu üzerine sanık polis, var olan sistemin 2017'den beri çalışmadığını iddia ederek, olay yerinden en son kendisinin ayrıldığını, kendilerinin çektiği bir fotoğrafın bulunmadığını söyledi.
Sanık polis hâlâ zırhlı araç kullanıyor
Baro Başkanı Cihan Aydın'ın "Hala görevde misiniz?" şeklindeki sorusuna sanık, "Evet. 2017 yılından beri zırhlı araç kullanıyorum" diye cevapladı.
Aydın, dosyayı başka yere çekmeye çalışmadıklarını belirterek, "Sanığa inanmak istiyoruz ama olayı anlatış tarzı ve Efe'nin vücudundaki tahribat bizi ciddi şekilde şüphelendiriyor. Kamera kayıtlarının ve zırhlı araç takip sisteminin araca ait kayıtların dosyaya konulmasını istiyoruz" talebinde bulundu.
Avukat Çınar ise, bu dosyada sanığın polis olması ve delilleri toplayanların polis olmasının sorunlu olduğuna işaret ederek, dosyaya sanığın sürücü belgesinin sunulmadığı gibi pek çok eksiğin olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
"İnsan canına kıymet verilmiyor"
"Bizim bölgemizde olaylarda insan canlarına kıymet verilmiyor. Benden daha iyi Diyarbakır'ı biliyor. Kimsenin tercih etmeyeceği yolu kullanıyor. Kamera kayıtları var, tanıklar var. İstenilse polis bunları bulur dosyaya koyar. Tanıklar ise adli suçlar işleyen iki kişi. Bir sürü tanık varken, sadece bu iki kişinin tanıklığına başvurulmuş. Çocuğun babası, araca ait kameradan olayı izlediğine dair beyanı var. Kamera kayıtlarının emniyetten istenilmesi istiyoruz."
Yapılan savunmaların ardından hakim, taziyeleri dolayısıyla duruşmaya katılamayan Tektekin ailesinin bir sonraki celsede dinlenmesine karar vererek, duruşmayı 27 Nisan'a bıraktı. (AÖ)