Geçtiğimiz günlerde TV kanalındaki bir programda sunuculardan top model olanı, çobanlık mesleği ile ilgili yakışıksız bir söz söyledi. Dünyanın en özverili işlerinden birini yapan bu güzel insanlara cevap hakkı doğduğundan konu uzun süre gündemi meşgul edecek gibi görünüyor. Ancak unutulmamalı ki çobanlık son dönemde Avrupa Birliği müktesebatında da yer alacak boyutta önemli bir meslek olmaya aday. Ülkemizde ve dünyadaki çobanların oy kullanırken hangi duygularla hareket ettiklerini bilemeyiz, ancak çobanları ve top modelleri daha yakından tanıyabilmek için size bu mesleklerle ilgili kimi bilgiler aktarmayı uygun gördüm.
Çobanlar
Çobanlar hayvan otlatmanın inceliklerini, halk veterinerliğini, dağ kahvesinin tadını bilir iyi bilirler. Hiçbir çoban, sürüsüne aynı çanı takmaz. Eğer takarsa hep aynı sesi, yalnız davulu, yalnız sazı dinler durmadan. Değişik değişik çanları takar ki, aynı anda bütün sesleri dinler; sazı, kemanı, davulu, kavalı.. İşte böylece çan cümbüşü, çan orkestrası oluşturur kendine.
Geçenlerde haberi okumuşsunuzdur. "Şair çobanın ikinci kitabı yolda" diye. Konya'nın Cihanbeyli ilçesinde çobanlık yapan 37 yaşındaki Ahmet Aslan, ikinci şiir kitabını yayımlamaya hazırlanıyormuş. ‘Ve Sonra Baran' adını verdiği kitabında kuraklık ve bilinçsiz sulama nedeniyle kuruyan Konya Ovası'nın durumunu anlatan Aslan, amacının Türkiye'nin çölleşmesine dikkat çekmek olduğunu söylemiş.
Çobanlar sanat çalışmalarına o kadar istekli ki yine sanat alanından bir örnek verelim: Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi Sarıören Köyü'nde çobanlık yapan iki kişi, yağlı boya tablolarından oluşan bir sergi açtı geçenlerde. Çoban ressamlar, doğa ve yaşamı anlatan 41 yağlı boya tablo sergisinin açılışında Şanlıurfa Belediyesi sergi salonunu çok kalabalıktı.
Öte yandan, 9. Cumhurbaşkanı Demirel gibi Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu da çobanlıktan gelmeymiş. Kayseri Pınarbaşı köyünde,"Dağmar'dan odun toplayıp annemin sırtına şelek vuruyordum. Çocukluğumdan aklımda kalan tek yer burası. "O yokluk günlerinden varlık günlerine ulaştık" diyerek çobanlıktan geldiğini gizleme ihtiyacı duymuyor.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM), Gökhöyük Tarım İşletmesi Müdürlüğü (Amasya) çobanlık (koyun bakım, besleme ve hizmetleri) için yakın bir geçmişte ihale açtı.
Edirne'de ise çobanlık mesleğinin zorluğu ve bu işi yapacak kişi bulmakta zorlanan bazı hayvan sahipleri, çareyi Moldova ve Rusya'dan çoban getirmekte buluyor. Çobanlığın belli bir uzmanlık ve deneyimi zorunlu kıldığını bildiren Edirne Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO ) Başkanı Ümit Mıhlayanlar da, çobanlığın, hayvanları otlatmanın yanı sıra sağlıklarıyla ilgilenmeyi gerektiren ve yılda 2 kez olmak üzere yavru yapmalarına kadar, bir dizi uğraşı gerektiren bir iş olduğunu belirtiyor.
Ülkemizin üniversite mezunu işsizler ordusu üyesi bir genç de çobanlığı seçenlerden. İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunu bir genç, 3 yıldır iş bulamadığı için halen köyünde çobanlık yapıyor.
Elbet çobanların bu yaşam mücadelelerinde zaman zaman tatsız olaylar da yaşanıyor. Tokat'ın Turhal ilçesinde çobanlık yapan bir çocuk, av tüfeğiyle vurulmuş olarak bulunuyor. Derbentçi köyünde çobanlık yapan 16 yaşındaki Duran Gül, dedesi Mahmut Gül ile birlikte köyün arazisinde hayvanlarını otlatmaya gider. Yanına evden getirdiği av tüfeğini de alan çocuk, hayvanların bir bölümünü alarak dedesinden uzaklaşıyor. Ancak bir süre sonra önce tüfek sesi ardından da torunun kendisine seslendiğini duyan dede, olay yerine gittiğinde torununu karnından vurulmuş olarak yerde yatarken buluyor.
Çoban deyip geçmeyin. Rus çoban Boris Urmatov, evinin dışında bulunan tuvaletinin önüne düşen, dev roket parçası nedeniyle Rus Uzay Ajansı'nı mahkemeye verdi bir süre önce. 1 milyon ruble (21 bin 200 sterlin) tazminat talep ediyor.
Avrupa Birliği'ne geçen yıl üye olan Macaristan'da ise nitelikli çoban sayısındaki azalma nedeniyle, ilanla nitelikli, muhasebe bilen çoban aranıyor. Örnek olarak, mimarlık öğrenimi yapan Macar asıllı Romanya vatandaşı Ference Silay, güney Macaristan'da Domaszek'de çobanlık yaparak geçimini sağlıyor.
Modeller
Çobanların yaşamını biraz daha yakından tanıma fırsatı bulduğunu umduğum bu haberlerden sonra, benim bu yazıyı yazmama neden olan top modellik müessesesi ile de ilgili kimi şeyler söylemem beklenebilir. Ancak bizim top modellerimizin hepsi için düşünmeden bu tür patavatsız sözler sarf ediyor diyemeyiz. Ama dünyaca ünlü top modeller, Tyra Banks, Heidi Klum, Kate Moss, Karolina Kurkova, Naomi Campbell onlar meslekleri ile yaşamları arasında daha hassas bir denge kurmayı başarmış ve toplumu yakından tanıyan, sosyal sorumlulukları gelişmiş modeller…. Örneğin, dünyanın en zengin top modeli Brezilyalı Gisele Bündchen (27) ülkesinde düzenli olarak ödediği verginin dışında, sosyal sorumluluk gerektiren konularda da çalışmalar yapıyor.
Bündchen, taciz ve tecavüze uğramış kızlarla bir araya gelip onlarla hemdert oluyor. Çünkü diğerlerini de anlayabilmek istiyor. Onların mücadelelerini, yaşama nasıl tutunduklarını görmek istiyor. Ayrıca hafta sonları eşiyle futbol maçlarına gitmek en büyük tutkusu. Vizyonunu geliştirmek ve dünyada neler olup bittiğini daha derinden yakalayabilmek için uğraşıyor.
Alman model Heidi Klum (34) üç çocuğuna ve ailesine verdiği önemi onlarla podyumunu paylaşarak gösteriyor. Eşi şarkıcı Seal ile podyuma çıkarak seyirci karşısında zaman zaman birlikte yürüyerek, aile kurumunun önemine dikkat çekiyorlar. İngiliz Kate Moss 4 yaşındaki kızı ile yakından ilgileniyor ayrıca uyuşturucu ile mücadele kampanyalarında görev almaya başladı. Çek Cumhuriyeti'nden Karolina Kurkova (24), zaman zaman arabadan inip otobüse binerek halkla iletişim kuracak kadar pozitif görüntüler sergiliyor. Siyahi model Tyra Banks kendi televizyon programında politik konulara girmekten çekinmiyor ve açık açık Obama'yı desteklediğini belirtiyor.
Sonuçta; ülkemizdeki televizyon programı yapımcılarının ve top modellerinin de, sunuculuk ve içeriklere ilişkin olarak, konuya dahil olacakları yeni bir süreç başlamış bulunuyor. Süreç dizi oyunculuğunu da içine alacak şekilde gelişirse, toplumsal gerçekleri tartışmaya başlayacağımız yeni bir dönemeci de geçmiş olacağız. Sözü oyuncu Zuhal Olcay'ın dizi sektörünü eleştirdiği şu sözüyle aralayalım "Ciklet gibi vıcık vıcık hikâyeler…" (AT/TK)
* Adnan Tönel'in yazısı 12 Nisan 2008'de Birgün'de yayınlandı.