Haber:Çatlak Zemin, Fotoğraf: Sendika.org
Geçen hafta Üniversitelerarası Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı İşbirliği Grubu’nun 16. çalıştayı düzenlendi.
Tam sekiz senedir, üniversitelerin cinsel taciz ve saldırıyı önleme alanında çalışan birimleri ve kişileri senede iki kez biraraya geliyor ve deneyim aktarımı yapıyor.
TIKLAYIN - Açıklamanın tamamını okuyun
"Eşitsizlikten kaynaklı ayrımcılık yaşıyoruz"
Bugün görülen akademisyen Ceren Damar'ın davasına dikkat çekmek için ortak bir açıklama yayımladılar. Açıklama özetle şöyle:
"Üniversitelerarası Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı İşbirliği Grubu Ortak Metni Üniversiteler toplumun geleceğini kurmaya yönelik misyonu olan eğitim kurumlarıdır. Tüm fertlerinin eşit haklara sahip olduğu bir toplum idealinin gerçekleşebilmesi için çalışmaktadır. Üniversitenin topluma yönelik sorumluluklarını yerini getirebilmesi için akademik bilgi üretimi, ancak eşitlikçi ve ayırımcılıktan uzak bir ortamda daimi, özgür ve verimli olabilir. Bu nedenlerle üniversiteler, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten, eşitsiz ve ayırımcı davranışların önlenmesi için mücadele eden kurumlar olmalıdır.
"Üniversiteler gibi kurumsal ortamlarda toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ile cinsel taciz ve saldırının kişilerin çalışma, öğrenim ve sosyal yaşamlarını olumsuz etkilememesi için etkin bir çözüm mekanizmasının bulunması gerekir. Bu mekanizmanın bulunması kişilere güvenli bir çalışma ve eğitim yaşamı ile sosyal bir ortam sağlar ve yaşanan taciz ve saldırı riskini azaltmaktadır. Aynı zamanda üniversitenin kurumsal ortamının da bu durumdan zarar görmemesini sağlamaktadır. Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan şiddet ve ayırımcılık örneklerini ne yazık ki her gün yaşamaktayız.
'Tacizi durdurmak tüm üniversite mensuplarının görevi
"Üniversiteler de içinde bulundukları toplum yapısını yansıtmaktadır. Toplumda olduğu gibi, üniversitelerde de şiddet ve ayırımcılıkla mücadele esas olmalıdır. Bu alanda akademik çalışmalara, önleyici mekanizmalara ve görevi, eşitsizliği önleme çalışmaları yürütmek olan profesyonel ve bağımsız birimlere ihtiyaç vardır. Üniversitelerde yaşanan cinsiyetçilik, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve cinsel taciz gibi vakaların nasıl ele alındığı, ne gibi koruyucu ve önleyici tedbirler alındığı ve yaptırımlar uygulandığı, hem sürecin daha fazla mağduriyet yaşanmadan adil bir şekilde sonlandırılmasına hem de gelecek vakaların önlenmesine örnek teşkil etmesi açısından kritiktir. Cinsel taciz, cinsel saldırı ve şiddet fiillerinin önlenmesi, bu konularda farkındalığın geliştirilmesi, yaşanan olaylar karşısında doğru bilgilendirme ve yönlendirmenin yapılması ve var olan yasal mekanizmaların hayata geçirilmesi ancak bu birimler aracılığıyla garanti altına alınmaktadır.
'Toplumsal cinsiyet eşitliği tutum belgesi cinsiyet eşitliğini destekler'
"Bu alanda kurumsallaşma, hem önleme çalışmalarının sürdürülebilir olmasını hem de uzmanlaşmayı sağlar. YÖK’ün 2015 yılında üniversitelere göndermiş olduğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi bu nitelikte destekleyici bir belgedir. Bu Belge, toplumsal cinsiyet eşitliği alanına odaklanan birimleri, akademik araştırmaları, dersleri ve ilgili tüm çalışmaları destekler.
"Dünyada ve Türkiye’de birçok üniversite bugün Kadın Sorunları Araştırma Merkezleri, Toplumsal Cinsiyet Araştırma Merkezleri ve Cinsel Taciz ve Saldırıyı (kısaca CTS) Önleme Birimleri ile yıllardır üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önleme çalışmaları yürütmektedir. Bu birimler hem bu alanda araştırmalar yapmakta, üniversite hayatını eşitlikçi bir şekilde dönüştürmek için uğraşmakta hem de vakalar yaşandığında gerekli mekanizmaların çalıştırılması için var gücüyle çalışmaktadır. Bu birimler kimi zaman kısıtlı destek görerek kimi zaman da uygulamadaki çeşitli zorluklarla mücadele ederek var olmayı sürdürmektedir. "
"Yükseköğretimde uluslararası gelişmeler de göstermektedir ki, üniversiteler cinsiyetçilik ile cinsel taciz ve saldırıya sıfır tolerans politikaları ışığında kurum politikalarını, eylem planlarını, teşkilat yapılarını, sundukları hizmetleri güncellemelidir. CTS önleme birimlerine sahip çıkmayı, tutum belgesi ve benzeri politika belgelerinin oluşturulması ve uygulanması çalışmalarının üniversitelerin geniş kesimlerince desteklenmesini sağlamayı, üniversitelerin tüm mensuplarının sorumluluğu olarak gördüğümüzü kamuoyuna duyururuz." (EMK)