Uluslararası Af Örgütü,(UAÖ) Birleşmiş Milletler İşkence Görenlerle Uluslararası Dayanışma Günü nedeniyle yayınladığı raporda yer alan saptamalardan biri de bu.
Eşcinsellik suçu(!)
Gerçek veya edinilmiş cinsiyetleri sosyal düzeni tehdit ettiği gerekçesiyle işkence veya kötü muamele görmüş binlerce insanın yaşadığı sorunların vurgulandığı Rapor'da yaklaşık 30 ülkeden örnekler de yer alıyor. Sorun şüphesiz çok daha büyük. Yetmişten fazla ülkede eşcinsel ilişki, suç olarak kabul ediliyor ve bazı durumlarda ölüm cezasıyla cezalandırılabiliyor.
Uluslararası Af Örgütü Raporunda , "Kıtalar ve kültürler çapında çok yaygın olarak yaşanmasına rağmen, LGBT kişilerin maruz kaldığı işkence ve kötü muamele gizli bir sessiz kalma anlaşması perdesi altına gizlenmektedir" deniliyor.
LGBT kişilere karşı yapılan ihlallerin genel olarak hoş görülmesi , kurbanların ifşa olacakları veya misillemeyle karşı karşıya kalabilecekleri düşüncesiyle tereddütlü davranması, bu sessizliğin sürmesine yardımcı olan unsurlardan birkaç tanesi. Cinsel kimlik temelli kötü muamele olaylarının çoğu bildirilmiyor ve gerektiği kadar soruşturulmuyor. Sorumlular ise nadiren adalet önüne çıkarılıyor.
İşkence riski yüksek
Polis karakolları veya cezaevlerinde devlet görevlilerinin eline düşmüş olduklarında; işkence ve kötü muamele riskiyle en fazla karşı karşıya kalmalarının yanı sıra LGBT kişiler, içinde yaşadıkları topluluk ve hatta ailelerinde de sıklıkla işkenceye varan psikolojik ve fiziksel şiddete karşı savunmasız durumda kalıyorlar.
Raporda şu saptamalar yapılıyor:
" Toplumda hakim olan seksizm ve homofobi (Eşcinsellerden nefret hali), lezbiyenlerin daha özel ihlallere maruz kalmasına neden olmaktadır. Örneğin, zorla evlendirilme veya erkeklerle cinsel ilişkiye girmeye zorlanmak gibi.
" Bazı hükümetler toplumdaki homofobik şiddeti alevlendirici açıklamalar ve kurumsallaşmış ayrımcılıkla körüklemekte aktif bir rol oynarken, birçokları da harekete geçmeyerek sorumluluğu paylaşmaktadır.
" Bu olguyla mücadele etmek için yetkililerden, cinsel yönelimleri nedeniyle kişilere işkence ve kötü muamele yapılmasının hoş görülmeyeceği , bu tip olayların tamamının uygun biçimde soruşturulacağı ve sorumluların adalet önüne çıkarılacağına dair çok net bir mesaj gelmesi gerekmektedir."
İşkenceden arınmış bir dünya
Bir milyondan fazla üyesiyle işkence ve kötü muamelenin ortadan kalkması için dünya çapında bir kampanya sürdüren Uluslar arası Af Örgütü, cinsel kimliğe dayalı işkenceyle mücadelenin, gerçek bir işkenceden arınmış dünyaya doğru sürdürülen mücadelenin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etti:
"İster cinsel kimlik, toplumsal cinsiyet, ister ırk, etnik köken ya da herhangi bir diğer unsur temelli olsun, ayrımcılık; işkencenin artması ve sona ermemesi için çok verimli bir zemin yaratmaktadır."
Uluslararası Af Örgütü, LGBT kişilere yapılan insan hakları ihlallerinin etrafını saran sessizlik duvarını kırmak için dünyanın dört bir yanında mücadele etmekte olan oluşumların çabalarını destekliyor.
Uluslararası Af Örgütü açıklamasında şöyle deniliyor:
"UAÖ ayrıca aralarında İşkenceye Karşı Özel Raportörün de bulunduğu BM İnsan Hakları Komisyonu'nun özel mekanizmalarının son dönemde yaptığı girişimle, cinsel kimliğe dayalı insan hakları ihlalleriyle ilgili bilgilerin da sunulmasını teşvik etmesini memnuniyetle karşılamaktadır. Ancak, BM insan hakları organlarının LGBT ile ilgili konularla daha fazla ilgilenmesi gerektiğini söylemektedir."
(NA/NU)