Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) yayımladığı son rapora göre çalışmaları nedeniyle hapsedilen gazetecilerin sayısı 2024’te 361’e ulaşarak küresel bir rekor kırdı.
2024, 2022’de hapsedilen 367 gazeteciye karşılık en çok gazetecinin hapsedildiği ikinci yıl olarak kayıtlara geçti. 2021’de 293, 2023’te de 320 gazeteci hapisti.
Gazeteciliğin dünya genelinde karşılaştığı tehditlere dikkat çeken rapora göre Çin, İsrail, Myanmar, Belarus ve Rusya en çok gazeteci hapseden ülkeler.
CPJ, gazeteci tutuklanmalarının temel nedenini otoriter yönetim biçimleri ve ekonomik sorunlar olarak tespit etti. Çin, Myanmar, Belarus, Rusya, Vietnam ve İsrail otoriter baskıyla öne çıkarken, Mısır, Nikaragua ve Bangladeş ekonomik dengesizliklerin tetiklediği baskıların başlıca merkezleri oldu.
CPJ, Türkiye'den doğrudan bahsetmese de geçmişte gazetecilere yönelik baskılar nedeniyle gündeme gelen ülkeler arasında sınıflandırdı. Türkiye'de basın özgürlüğü, otoriter eğilimler ve medya üzerindeki hükümet kontrolü nedeniyle sınırlı görülüyor. Özellikle dijital platformlara yönelik sansür ve kısıtlamalar ile gazetecilere yargı tehdidi bağımsız gazeteciliğin önündeki en büyük engeller olarak gösteriliyor.
En çok gazeteci hapseden 10 ülke
Çin
Listenin birinci sırasında yer alan Çin’de, hapsedilen gazetecilerin çok büyük bir çoğunluğu etnik nedenlerle marjinalize olmuş kimselerden oluşuyor. Hapsedilen gazetecilerin yarısı Uygur ve Kazak kökenli olduğu bildirildi.
Uygurca yayın yapan Xinjiang Civilization dergisinin eski genel yayın yönetmeni Mamut Sintash, 2017 yılındaki cebri kaybolmasının ardından “siyasi suç” işlediği gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Oğlu Bahram Sintash, babasının kaybolmasından sonra, onun hala hayatta olduğunu öğrenmelerinin yıllar sürdüğünü söyledi.
Yazılarında Uygurca ve insan hakları gibi konulara yer veren blog yazarı Mirap Muhammad, 2018’de “yabancı bir kuruma yasadışı istihbarat sağlamak” suçlamasıyla tutuklanmasından bu yana dışarıyla iletişimsiz bir şekilde tutuluyor.
CPJ Çin'i, Uygur gazetecilere yönelik hedefli zulmü de dahil olmak üzere gazetecilere yönelik yıllardır süren baskısına son verme çağrısında bulunuyor.
İsrail
2023'ün sonlarında Gazze üzerinde başlayan savaş İsrail’i, CPJ'nin listesinde ikinci sıraya yükseltti. 2024 itibariyle İsrail, 43 Filistinli gazeteciyi gözaltında tutarken, en az 10 gazeteci süresiz olarak Batı Şeria'da alıkonuldu.
B'Tselem gibi insan hakları örgütlerine göre, İsrail hapishaneleri ve gözaltı tesislerindeki Filistinli mahkumlar sık sık keyfi şiddet eylemleri, cinsel saldırı, aşağılama ve kasıtlı olarak aç bırakma gibi insanlık dışı muameleye maruz kalıyor.
Gazetecilerin gözaltına alınmasın temel nedeni ise İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin haber yapılmasını engellemek olduğu bildirilirken, Katar merkezli yayın kuruluşu Al Jazeera’nin İsrail’de yasaklanması da rapora konu oldu.
İsrail Bakanlar Kurulu oybirliğiyle Al Jazeera’nin İsrail’deki tüm ofislerini kapatması ve yayınlarının yasaklanmasına karar verdi. Al Jazeera, İşgal altındaki Batı Şeria’da yayın faaliyeti göstermesi nedeniyle olağanüstü hal yasası ile 2024’te kapatıldı.
CPJ, İsrail’i, BM Keyfi Gözaltı Çalışma Kurulu'nun Batı Şeria'daki idari tutukluluk uygulamasının uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğine dair kararlarına riayet etmeye çağırıyor.
Özellikle CPJ tarafından İsrail’e açılan bir davada, üç Filistinli gazetecinin gözaltına alınmasının ayrımcı, keyfi ve uluslararası hukuka aykırı olduğu yönündeki açıklama da raporda tekrar ederek vurgulandı.
İdari tutukluluk nedir?
İsrail, "idari tutukluluk" adını verdiği uygulamayla, suçlama ve yargılama olmaksızın Filistinlileri 1 aydan 6 aya kadar alıkoyabiliyor. Askeri mahkemeler, "İsrail'in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine" karar vererek tutukluya hangi suçla itham edildiğini açıklamadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.
Myanmar
2024’te Myanmar’da toplam 30 gazeteci tutuklandı. Bu durum, ülkeyi dünyada en fazla gazeteci hapseden üçüncü ülke haline getirdi. Medya çalışanları, askeri cunta yönetiminin giderek artan baskıları ve otoriter uygulamaları nedeniyle hedef alınmaya devam ediyor.
2021’de gerçekleştirilen askeri darbenin ardından, Myanmar’da basın özgürlüğünün neredeyse tamamen ortadan kalktığı, özellikle muhalefetin ve eleştirel haberlerin susturulması amacıyla gazetecilere yönelik yoğun bir sindirme politikası uygulandığı raporlandı.
Cunta yönetimi, bağımsız yerel medyayı hedef alarak gazetelerin, televizyon kanallarının ve çevrimiçi haber sitelerinin lisanslarını iptal etti. Bunun yanı sıra, uluslararası medya kuruluşlarına erişimi sınırlandırıldı ve ülkedeki gazetecilerin dış dünyayla bağlantı kurması büyük ölçüde engellendi. Ülkedeki birçok gazeteci, tutuklanma korkusuyla işlerini bırakmak veya yeraltında çalışmak zorunda kaldı.
Gazeteciler, yaptıkları haberler veya sosyal medyada dile getirdikleri görüşler nedeniyle rutin olarak keyfi tutuklamalara, uzun süreli hapis cezalarına ve işkenceye maruz kalıyor.
CPJ raporunda, gözaltına alınan gazetecilerin birçoğunun "devlete zarar vermek" veya "yalan haber yaymak" gibi geniş tanımlı suçlamalarla yargılandığı belirtiliyor. Bu suçlamalar, genellikle herhangi bir somut kanıt olmaksızın yürütülüyor.
Belarus
31 gazeteci ile Belarus, Avrupa ve Orta Asya’nın en çok gazeteciyi hapse atan ülkesi oldu.
Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun, aralarında üç basın mensubunun da yer aldığı birkaç cumhurbaşkanlığı affına rağmen, Belaruslu gazeteciler sürekli olarak taciz edildiği, gözaltına alınmakta ve çoğu zaman yetkililerin “aşırılık yanlısı” olarak etiketlediği medya kuruluşları için yaptıkları çalışmalar nedeniyle yıllarca hapis cezasına çarptırıldığı bildirildi.
Belarus ayrıca sınırlarının ötesindeki gazetecileri de taciz etmeye devam etmiş, sürgündeki bazı gazeteciler hakkında cezai kovuşturma başlatmış ve ülkeyi terk eden gazetecilerin Belarus'taki evlerini arattı. Belaruslu film yapımcısı ve gazeteci Andrey Gnyot, Belarus yetkilileri kendisini vergi suçlamasıyla iade etmeye çalışırken Sırbistan'da bir yıl gözaltında kaldı.
Rusya
Ukrayna'da haber takibi yaparken gözaltına alınan ve kaybedilen gazeteci Viktoria Roshchina (Fotoğraf: Hromadske)
Rusya, CPJ Raporuna göre dünya genelinde beşinci sırada bulunuyor. Geçtiğimiz yıl Rusya, 30 gazeteciyi hapiste tuttu. Bu gazetecilerin neredeyse yarısı Ukraynalıydı.
Ukraynalı gazeteci Viktoria Roshchina Eylül ayında Rusya tarafından gözaltında tutulurken hayatını kaybetti.
Bir diğer baskı gören gazeteci grubu ise Kırım Tatarları oldu. Bazıları evlerinden ve ailelerinden yıllarca uzakta kaldı, dini inançlarına aykırı olarak domuz eti içeren yiyeceklere mahkum oldular.
Hapiste olmadığı için CPJ raporuna yansımayan bir gazeteci grubu daha bulunuyor. Sürgün, Moskova’nın, Ukrayna Savaşındaki anlatısını kontrol etmek üzere kullandığı bir taktik. Ancak, sürgünün kaç gazeteciyi etkilediği bilinmiyor.
CPJ raporu, gazetecilerin çeşitli ülkelerde hâlâ sistematik baskıya maruz kaldığını gözler önüne seriyor. Raporda vurgulanan çağrılar, basın özgürlüğünün uluslararası standartlara uygun şekilde korunması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
(BG/HA)