Adana’da yaşayan Çilem Doğan 8 Temmuz 2015’te kendisine şiddet uygulayan ve seks işçiliği yapmaya zorlayan kocası Hasan Karabulut’u, yatak odalarında kocasının silahıyla öldürdü. Ardından polise teslim oldu.
Tutuklanan Çilem Doğan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı Adana 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada “tahrik ve iyi hal indirimi” ile 15 yıl hapis cezası verildi.
Doğan'ın avukatı 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne müvekkilinin uygun görülecek adli kontrol tedbirleriyle tahliye edilmesi için talepte bulundu. Mahkeme heyeti ise Çilem Doğan'ı 20 Haziran 2016'da 50 bin TL kefaletle tahliye etti.
"Meşru müdafaa hükümleri uygulansın"
Dava ise Yargıtay'a gönderildi, ancak henüz karar verilmedi. Yargıtay eğer Doğan’ın cezasını onarsa Doğan, 15 yıl hapis cezası nedeniyle tekrardan cezaevine girecek.
Çilem’in davasını takip eden Feminist Avukatlar, hesaplarından, Doğan’ın Yargıtay’daki davasının tarihinin belli olduğunu açıkladı ve şöyle dedi:
“#ÇilemDoğan'ın Yargıtay'daki duruşma günü nihayet belli oldu. 21 Ekimde Ankara'dayız. Verilen hapis cezasının bozulmasını, hayatına sahip çıkan kadınlar söz konusu olunca uygulanmayan meşru müdafaa hükümlerinin bu kez uygulanarak beraat kararı verilmesini isteyeceğiz Elden ele...”
#ÇilemDoğan'ın Yargıtay'daki duruşma günü nihayet belli oldu. 21 Ekimde Ankara'dayız. Verilen hapis cezasının bozulmasını, hayatına sahip çıkan kadınlar söz konusu olunca uygulanmayan meşru müdafaa hükümlerinin bu kez uygulanarak beraat kararı verilmesini isteyeceğiz
— feminist avukatlar (@feministavukatt) September 27, 2021
Elden ele... pic.twitter.com/2mBOIzJjMx
Ne olmuştu?
Çilem Doğan, iki buçuk yıllık evliliğinin ilk ayından itibaren şiddet görmeye başladı. Çilem Doğan, kocasını defalarca karakola şikayet etti, 9 kere koruma koruma kararı çıkarttı. Kocası Hasan Karabulut hakkında , eşine yönelik tehdit, yaralama suçlarından asliye ceza mahkemelerinde altı ayrı dava açıldı.
Çilem Doğan, mahkemeye, eşinin akrabalarıyla birlikte çek senet çetesi kurduğunu, eşini polise ihbar ettiğini, polisin eşinin tüm hareketlerinin kendilerine bildirilmesini istediğini söyledi.
8 Temmuz 2015’te Çilem Doğan kendisine şiddet uygulayan ve seks işçiliği yapmaya zorlayan kocası Hasan Karabulut’u, yatak odalarında kocasının silahıyla öldürdü. Ardından polise teslim oldu.
Çilem Karabulut’un polisler tarafından götürülürken “Hep kadınlar mı ölecek?” demesi ve tişörtündeki “Dear Past: Thanks for all the lessons. Dear Future: I am ready” (Sevgili geçmişim, tüm derslerin için teşekkürler. Sevgili geleceğim, ben hazırım) yazısı da kamuoyunda yankı uyandırdı. Dava sonra duruşmalarda, tişörtün olay günü Doğan’ın üzerinde olmadığı, teslim olduktan sonra annesinin bir polis memuruyla birlikte tesadüfen bu tişörtü aldığı anlatıldı.
Çilem Doğan’ın avukatları, mahkemeye “örselenmiş kadın sendromu” konusunda bir rapor sundu ve olay günü hiçbir şey olmasaydı dahi, o güne kadar yaşadığı şiddet nedeniyle gerçekleşen eylemin meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söylediklerini aktardı.
6 Mayıs 2016’da görülen duruşmada, Çilem Doğan için avukatları meşru müdafaadan beraat talep ederken, Adana Cumhuriyet Savcısı Ahmet Çam, ağır haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istedi. Savcılık mütalaasında, “ailesine sığınmadığı, kimliğini değiştirme, estetik ve benzeri koruma tedbirlerinden yararlanmadığı, kocasıyla aynı evde yaşamaya devam ettiği, bazı şikayetlerini geri aldığı” gerekçeleriyle meşru müdafaa uygulanmamasını istedi.
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Çilem Doğan'ı "eşini kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına verilen haksız tahrik indirimi ve iyi hal indirimleriyle 15 yıl hapis cezası verdi. (EMK)