Fotoğraf: Yeşil Sol Parti
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Akbelen direnişçileri ile Hatay Dikmece direnişçilerinin katıldığı grup toplantısında Yeşil Sol Parti milletvekilleri, doğa katliamı ve direnişlerden fotoğraflar taşıdı.
Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Meclis bugün Akbelen için toplandı, bu toplantının bir sonuca ulaşması gerekir. Gerekirse Meclis bir bütün olarak Akbelen’de de Cûdi’de de toplanmayı göze almalıdır. Eğer bugün Akbelen, Cudi ve Dikmece ile ilgili bir sonuç çıkmayacaksa da Meclis toplanmasın. Kazdağları’nda Cengiz Holding, Cûdi’de devletin kendisi Akbelen’de ise yandaş şirketlerin eliyle kıyım yapılıyor” dedi.
“6 yıl sonra açılan bir kumpas davası”
Gültan Kışanak’ın ablası Zeynep Özer’in bugün hayatını kaybettiğini söyleyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, başsağlığı diledi ve Kışanak’ın da yargılandığı Kobanî davasıyla ilgili de şunları söyledi:
“Kobanî Davası, bir kumpas davasıdır. Kobanî olaylarının üzerinden 6 yıl sonra açılan bir kumpas davasından bahsediyoruz. Devletin bu davada tekrar bir acizliğine tanıklık ettik. Nereye el atsa elinde kalan bu iktidar yeni bir şeye sarıldı. Diyanet’e sarıldı.
Diyanet, camilerin eylemlerde zarar görmesi gerekçesiyle esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarını sundu. “Halk nezdinde devletimizin itibarının güçlendirilmesi gerekir” diyerek demokratik siyasette ısrar eden ve demokratik siyasetin en yegane yürütücüleri olan arkadaşlarımızın cezalandırılmasını talep etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı vermiş olduğu dilekçede kendisine çok ulvi değerler biçiyor. Arkadaşlarımızın yürüttüğü mücadeleyi de iftiralarla boğmaya çalışıyor. “Camilerin terör eylemleri sebebiyle zarar görmesi toplum nezdinde devleti itibarsızlaştırmaya yöneliktir” diyor. Ama hangi cami kimler tarafından zarar görmüş, tek bir kelam edemiyor. Çünkü böyle bir somut delil yok. Biz bundan ne anlıyoruz?
Devletin ve AKP'leşen yargının Kobanî kumpas davasında ilerlemek için yeni bir aparata ihtiyaç duyduğunu anlıyoruz. Bu aparat da bugün Türkiye’nin çoğulcu yapısı karşısında, çoğulcu gerçekliği karşısında toplumlar, halklar ve inançlar nezdinde hiçbir gerçekliği olmayan Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Davayı sahiplenme çağrısı
Geçen hafta başlayan ve bugün devam eden Kobanî kumpas davasında, mahkeme heyeti yeni bir süreç başlattı. Mahkemenin süresiz devam etmesine karar verdi. Hem de adli tatilin olduğu bir zaman diliminde süresiz yapılmasına karar verdi. Avukat arkadaşlarımızın en basit taleplerinin anında reddedildiği bir süreçle karşı karşıyayız.
Buradan şunu çıkarmak gerekiyor: Kobanî kumpas davasından çıkacak olan sonuç sadece yargılananları, sadece Kürt halkını, sadece demokratik siyasete inananları ilgilendirecek bir sonuç olmayacak.
Ya AKP-MHP iktidarının inşa etmek istediği karanlık bir yüzyıl olacak ya da Kobanî kumpas davasından çıkacak hakkaniyetli kararla bu yüzyıl hepimizin olacak. Dolayısıyla bu davaya sessiz kalan basını, siyasetçileri, sivil toplum örgütlerini, sessiz kalan bütün kesimleri, geleceğimizi AKP-MHP iktidarına ve IŞİD zihniyetine bırakmamak için davayı sahiplenme çağrısı yapıyoruz.” (AS)