Fotoğraf:65 yaşındaki kadın çoban Saniye Budak, Toroslar, Mersin/AA, TRTHaber
17 Nisan Dünya Çiftçilerinin Mücadele Günü olarak kutlanıyor. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) gün dolayasıyla bir açıklama yayınladı.
“17 Nisanlar, dünya çiftçi hareketinin önemli kilometre taşıdır” denilen açıklamada Dünya Çiftçileri gününün tarihi aktarıldı:
17 Nisan nasıl başladı?
“1993 yılında kurulan dört kıtada 87 ülkeden, 146 üyesi olan, çiftçilerin küresel örgütü ‘La Via Campesina’ (Çiftçi Yolu), 1996 yılında 2. Uluslararası Kongresini Meksika’da yapmaktadır. Tam da bu esnada Brezilya’da 21 Topraksız kır işçisi yani topraksız çiftçi katledilir. Katledilenler, Brezilya Topraksızlar Hareketi (MST) üyesidir ve 1500 topraksız ailenin 10 Nisan günü başlattıkları ‘Toprak Reformu’ yürüyüşünün katılımcılarıdır.
"Bunun üzerine La Via Campesina kongre katılımcısı örgütler, yerli tarım sektörünü mahveden ucuz gıda ithalatını protesto etmek, gıda ile ilgili egemenlik politikalarını savunmak ve Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) tarım politikalarını lanetlemek üzere 17 Nisan’ı ‘MST’nin 21 mücadeleci üyesinin anısına’ Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü olarak ilan eder.”
"Onurumuz için mücadele ediyoruz"
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) açıklamasında şöyle denildi:
“Neoliberalizm tüm dünyada, çiftçileri topraktan koparıp göçe zorluyor. Gıdayı kontrolleri altına almaya çalışan küresel dev şirketlerin önlerindeki en büyük engel küçük çiftçiler olduğu için şirketler ve kapitalist devletler küçük çiftçilere yönelik saldırılarına devam ediyorlar. Bu saldırılara karşı dünyanın dört bir yanında direnen çiftçiler, 1996 dan bu yana 17 Nisan’ı mücadele günü olarak
*1996’dan bu yana 17 Nisanlar dünya çiftçileri tarafından mücadele günü olarak kutlanıyor ve her yıl bir tema çerçevesinde mücadele geliştiriyor. |
görmekte, o yıl için belirledikleri gündemlerle dünyanın her yerinde etkinlikler yapmakta, ölen yoldaşlarını anmaktadır."
“1993’te kuruluşundan bugüne La Via Campesina özellikle tarımdaki hakim kapitalist üretim ilişkilerine bir alternatif olarak gıda egemenliğini geliştirmekte ve desteklemektedir. Gıda egemenliği ve köylü agroekolojisi, açlıkla mücadelede yerelleşmiş gıda sistemlerini güçlendirmek, gezegeni soğutmak, biyolojik çeşitliliği korumak için çözüm olmaya devam etmektedir."
“Yirmi birinci yüzyılda herkese yetecek kadar gıda mevcut olmasına rağmen yüz milyonlarca aç insan olması, eşitsizlikler ve insan hakları ihlallerinin kötüleşmesi, suç, zorla alıkoyma ve otoriter rejimlerin küresel olarak artışta olması kabul edilemez.
“Onurumuz için, sağlık için, gıda egemenliğini esas alan kamu politikaları için, topluluklarımızı ve doğal kaynaklarımızı korumak için mücadele etmek hakkımızdır!"
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen kısa adı “Köylü Hakları Deklarasyonu” BM “Köylülerin ve Kırsalda Çalışan Diğer İnsanların Hakları Deklarasyonu” (UNDROP) ülkemizde de kabul edilmeli ve iç hukuk haline getirilmelidir.”
“Gıda Krizlerinin ve açlığın kalıcı çözümü; küçük çiftçilerin ve tüketicilerin gıda politikalarının biçimlendirilmesine aktif katılımıdır." (EMK)