Kart, Meclis Başkanlığı'na Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, "Ölüm oruçlarının sürdüğü, mağduriyetlerin onarılmaz boyutlara vardığı bir dönemde, böylesine sosyal ve insani bir olaya neden duyarsız kalınmaktadır" diye sordu.
F tipi cezaevlerindeki uygulamanın kişilerin beden ve ruh sağlığı üzerinde onarılmaz yaralar açtığını belirten Kart, İstanbul Barosu avukatlarından Behiç Aşçı'nın 5 Nisan'da başladığı ölüm orucu eylemini sürdürdüğünü hatırlattı. Kart, Çiçek'in şu soruları yanıtlaması istedi:
* Tahribatları azaltmak amacıyla, mevcut fiziki alanda değişikliğe gitmeden, makul sayıda tutuklu ve hükümlünün gün içerisinde ortak yaşam alanlarında bir araya getirilmesine ilişkin bir çalışma var mı?
* Ankara Barosu, Türk Tabipler Birliği, İnsan Hakları Derneği ve Tutuklu Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) gibi kurumların değerlendirme ve raporlarına neden itimat edilmiyor ve dikkate alınmıyor?
* Kitap ve dergiler neden zamanında teslim edilmiyor, bazı gazeteler neden keyfi olarak engelleniyor?
* Hiçbir mali külfet getirmeyecek, mimari ve fiziki tadilat yapılmasını gerektirmeyecek ve bunların yanında güvenlik zaafiyetine yol açmayacak, idari uygulama ve tedbirlerden neden kaçınılıyor? (KÖ)