Fotoğraf: Evrim Aydın - Ankara/AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün (18 Haziran Salı) partisinin grup toplantısında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu 23 Haziran'daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ile ilgili olarak "Bir daha alacağız mazbatayı. Elimizi vicdanımıza koyup oyumuzu kullanacağız." dedi.
"İşsizlik düzeldi mi, yoksulluk azaldı mı?"
"AKP'li kardeşlerime seslenmek isterim, Erdoğan ne demişti? 'Bu kardeşinize oy verin ben hepsini düzelteceğim' dedi. Oylarınızı verdiniz işsizlik düzeldi mi, yolsuzluk azaldı mı? Bizden genç bir arkadaş var. Namuslu bir arkadaş. Ekrem İmamoğlu düzgün bir arkadaş. 'Ben düzelteceğim İstanbul'u' diyor. 'Fakirliği yeneceğim' diyor.
"'Yoksulluk nedir bilmiyorlar. İstanbul'da yaşayıp deniz görmeyen binlerce çocuk var' diyor. Diğeri ne diyor, 'Vay efendim hizmet edemezsen mazbatayı alırım' diyor. Bir daha alacağız mazbatayı. Elimizi vicdanımıza koyup oyumuzu kullanacağız."
Dün hayatını kaybeden Mısır'ın eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbeyle iktidardan indirildiğinde iki kişiyi görevlendirip, Mısır'a gönderdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Darbeyi kınadık ve siyasi bir kişinin idam edilmesine karşı çıktık. Mursi ile siyasi dünyalarımız çok farklıydı ancak biz siyasi idamlara karşı çıktık. Siyasi idamlar bir toplumda büyük yaralar açıyor."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan noktalar şöyle:
Barış Akademisyenleri
"Adaleti mahkemede yargıç dağıtır, onlar sıradan insanlar değillerdir. Her yerde oturup kalamazlar, karar verirken de üstlerine gölge düşmesini istemezler. O nedenle yargı, yargıç önemlidir.
"Bir grup akademisyen barış bildirisine imza atıyorlar. Bildiriye imza atanlardan bazıları hapiste, bazıları tahliye oldu. Bir akademisyen barış bildirisine imza atmış. Hakim soruyor cevabını veriyor. 30 ay hapis cezası öngörülüyor. Avukatı 'Benzer davalar dolayısıyla beraat verdi' diyor. Hakim, 'O mahkemenin ayıbıdır' diyor. Bir hakim bir başka hakimi aşağılıyor. Bu hakim denen kişinin böyle bir cümleyi kullanması yargıya gölge düşürüyor."
TIKLAYIN - Üç Akademisyene Toplam 60 Ay Hapis Cezası
BDDK'nin kriz haberi yapan gazetecilere açtığı dava
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 38 gazeteciye dava açmasıyla ilgili olarak ise şöyle dedi:
"Bu memlekette 'kriz var' demek yasak. Suç duyurusunda bulunacaksan memleketi bu hale getirenler hakkında suç duyurusunda bulun. Mutfaklarda yangın var.
"BDDK, gazetecilerin iki yıl hapis yatmasını istiyor. Ekonomide gerçekten yangın var. İstanbul'u geziyorum 7-8 kişi, 9-10 kişinin daracık yerlerde nasıl yaşadığına tanığım ben. Askerden gelmiş işsiz, mimarı, mühendisi işsiz. 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu var işsiz. Geldiğimiz nokta çok acı. Vatandaş daha fazla alışveriş yapsın diye taksit süresini uzattılar.
"Kredi kartından ötürü icrada adam. Bunlar ekonominin e'sini bilmiyor. Ekonomi insan içindir. Ekonomi kalkınma demektir, herkesin karnının doyması demektir. Ekonomiyi onlar saray için öngörüyorlar. 'Çocuğuma sadece ekmek ve salça yediriyorum' diyen anneler var.
"Program açıklıyorlar ekonomiyi düzeltecekler diye. Düzelmiyor, çünkü yanlış yapıyorsunuz. 1, 2, 3, 4, 10 program. Düzelmiyor arkadaşım. Gömleği yanlış iliklediniz.
"Ekonomik müjdeler paketi açıkladılar. Bir senden bir benden dediler. Ne ondan ne ondan, yine işsiz kaldılar. Sarayda enflasyon yok. Sosyete damadın keyfi yerinde. İnsanlara 'Sen bilmezsin' havalarına girerek konuşuyor."
TIKLAYIN - BDDK Şikayet Etti, Ekonomik Kriz Haberi Yapan ve Yorumlayan 38 Kişiye Dava Açıldı
Dış politika
"Türkiye'nin sıkıştığı bir alandan bahsetmek isterim. Dış politikada milli olmamız gerekir. Dış politikada aslolan Türkiyemizin çıkarlarıdır. Muhafelet de hükümet de ortak savunmak zorundadır. Önümüze konan bir çizginin sürdürülebilirliğini sağlamaktır. 'Yurtta barış dünyada barış'tır.
"Türkiye'nin dış politikasının 180 derece değişmesi gerekiyor. Kaybediyoruz. Saraydan bir yetkili 'değerli yalnızlık' olarak tanımlamıştı. Dış politikanın ekseninde dünya halklarıyla barış içinde geçinmek ve yaşamak vardır. Mustafa Kemal cumhuriyeti kurduğu zaman ilk yaptığı iş tüm komşularıyla barış anlaşması yapmıştır.
"Yeni bir hamlenin atılması gerekiyor. Bu atılmazsa ileride büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Türkiye'nin yeni bir siyaseti ve hamleyi sürdürmesi gerekiyor.
"Doğu Akdeniz'de büyük petrol ve doğalgaz yatakları var. ABD, İsrail, Mısır, Yunanistan orada Türkiye yok. Akdeniz'in bir bölümünde Türkiye öbür tarafında Mısır var. Akdeniz'de Türkiye ile Mısır arasındaki anlaşma Akdeniz'de pek çok sorunu çözer. Doğalgaz, petrol yatakları var. Söz sahibi olmayan sadece Türkiye var."
Suriye
"AKP'li kardeşim sen önüne gelen milletvekiline sor. Bir gecede ne oldu da Suriye düşman oldu. Bize cevap vermiyorlar, sana cevap versinler. 3 milyon 600 bini aşkın Suriyeli var. Her ay çoğalıyorlar. Başımıza bu belayı açtın ve 35 milyar dolar harcadığını söyledin. Benim gencecik fidanlarım şehit olacak, bunlar tatil yapacaklar. Vicdan var kardeşim!
"Ben kimseye düşman değilim. Ben bu ülkeyi kim bu hale getirdi onu sorgulamak istiyorum. İdlib'de de sıkışıyoruz şimdi. Ne ağır silahları çıkarıyorlar ne teröristleri çıkarıyor. Şimdi karadan Esad, havadan Rusya vuruyor.
"3,5 milyon Suriyeli daha gelecek. Sarayda oturanlar ne yapıyor? Efendim 'Trump'la Putin'le görüştüm.' Sana Suriye'ye kim gir dedi? Egemen güçlerin maşası olursanız başınıza bunlar gelir. Suriye'ye silahlar nereden geliyordu? Suudi Arabistan'dan gelip Türkiye'den gidiyordu.
"Şimdi Suudi Arabistan düşmanımız. Dış politika sıradan bir olay değildir. Milli olmak zorundadır. Eğer bize danışsalardı 'Sakın Suriye'ye girmeyin' derdik. Suriye bizim komşumuz. Suriye'de yangın çıkıyor biz su yerine benzinle gidiyoruz. Orada insanlar ölüyor, biz silah yolluyoruz. Batı'nın egemen güçleri silah vermiş. Egemen güçlerin maşası olursanız böyle olur." (AÖ)