CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba, Başbakan Binali Yıldırım’a Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) bir buçuk yıldır başvuru almamasının sebebini sordu.
“20 Temmuz 2016 tarihinden bu yana süren Olağanüstü Hal altında, yüz bini aşkın insanın kamu görevlerinden ihraç edildiği, cezaevlerinden işkence ve kötü muamele iddialarının yükseldiği bir dönemde, tam da bu konuları araştırarak inceleme yapma ve karar verme görevleri bulunan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun başvuru almıyor oluşu, TBMM ve kamuoyuna bilgi verilmeden kapatıldığı anlamına mı gelmektedir?” diyen Ağbaba, kurumun kurulduğu günden bu yana kaç başvuru aldığını ve bu başvurulardan kaçını değerlendirdiğini de sordu.
Ağbaba Kurum'un asli yükümlülüklerini yerine getirmemesibib hükümetin bir talebi olup olmadığını da sordu.
Birgün gazetesinden Hüseyin Şimşek’in haberine göre, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) gerekçe gösterilmeden kapalı olarak bekletiliyor.
TIKLAYIN - TARTIŞILAN TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU'NA NASIL GELİNDİ
Web sitesine ulaşılamıyor
TİHEK’in web sitesine girildiğinde, TİHEK Başkanı avukat Süleyman Arslan imzalı ve “15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin adı kahraman Türkiye’dir” başlıklı bir basın açıklaması açılıyor.
Bu pencere kapatıldığında ise Kurumun eski ismi (Türkiye İnsan Hakları Kurumu) ve “Site güncellenmektedir” yazısıyla karşılaşıyorsunuz.
HDP'li Kürkçü de TİHEK'in etkisizliğiyle ilgili araştırma önergesi vermişti
Nisan 2016’da yasallaşmıştı
Türkiye İnsan Hakları Kurumu, 2012’de Başbakanlığa bağlı bir birim olarak kurulmuştu.
AKP’nin, 64. Hükümet Programında yer alan “insan haklarını koruma mekanizmalarının etkinleştirilmesi amacı” doğrultusunda hazırlandığını söylenen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı Meclis’te görüşüldü ve Nisan 2016’da yasallaşmasıyla Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun yerine faaliyet göstermeye başladı.
Cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığı kapsamıyor
Kurumun, “insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek” üzere kurulacağı belirtildi.
Cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaşa dayalı ayrımcılığın yasaklandığı yasa, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığı ise kapsamıyor.
Sivil toplum tepki göstermişti
Meclis’te görüşülmesi sırasında sivil toplum örgütleri tasarıyı eleştirdi ve bu tasarıyla Türkiye’de yaşanan eşitsizlik, ayrımcılık ve insan hakları ihlallerinin çözülemeyeceğini söyledi. “Bu kanunla olmaz” başlıklı bir web sitesi de hazırlandı.
Hak örgütleri, kanunda uluslararası standartların sadece gerekçesinde anıldığını, kurum yapısı ve işlevinin bu standartlara uymadığını söylemişti. Örgütler, kanunda insan hakları ve ayrımcılık konusunda Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerinin gereklerine de yer verilmediğini de belirtmişti.
Kurul 10 erkek ve 1 kadından oluşuyor
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu, Türkiye İnsan Hakları Ve Eşitlik Kurumu’nun karar organı olarak işliyor.
16 Mart 2017’de Resmi Gazete’de kurul üyelerinin belirlenmesiyle ilgili karar yayınlandı. Bakanlar Kurulu’nun seçtiği üyelerin tamamı erkeklerden oluşurken, Cumhurbakanı Erdoğan iki erkek ve bir kadın üye seçti. (ÇT)