CHP İstanbul’dan “Nehirden denize özgür Filistin” eylemi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı, “Nehirden denize özgür Filistin” sloganıyla bugün bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Galata Köprüsü’nün Eminönü ayağında yapılan eyleme CHP’lilerin yanı sıra, Toplumsal Kurtuluş Partisi, Yeşil Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi, Emek Partisi ve Sol Parti ile çeşitli emek-meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri de destek verdi.
“Nehirden denize özgür Filistin” yazılı pankartın açıldığı eylemde, sık sık “Gazze’de düşüne, dövüşene bin selam”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Kahrolsun işgal emperyalizm”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik yaptığı açıklamada, Galata Köprüsü’nde yapmak istedikleri yürüyüşe İstanbul Valiliği’nin izin vermediğini hatırlattı.
“Tarihi Yarımada adeta abluka altına alındı”
CHP İstanbul İl Başkanı Çelik, eylem öncesinde alana üç ayrı ses aracı getirmek ve bir kürsü kurmak istediklerini ancak buna izin verilmediğini belirtti.
Çelik, “Ama bir çifte standartla karşı karşıya kaldık. Tarihi Yarımada adeta abluka altına alınmış durumda. Ses sistemini getiren araçlar durduruluyor, polis ses sistemlerinin buraya kurulmasına izin vermiyor. İnsanların alana gelmesi engelleniyor,” dedi.
Gazze’de yapılmak istenen tehcire karşı basın açıklaması yapmak istediklerini vurgulayan Çelik, daha önce 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde benzer bir konuda miting düzenlendiğini hatırlatarak, “O mitingin yapılmasına izin verenler, burada bizim basın açıklaması yapmamızı ve kısa bir yürüyüş gerçekleştirmemizi yasakladılar. Hatta bir ses sistemi getirmemizi bile engelliyorlar. Bu çifte standardı kınıyoruz,” ifadelerini kullandı.
“Gazze’de yaşananların savaş değil soykırım”
Çelik, Filistinlilere yönelik katliamların tarihe kara leke olarak geçtiğini, son yıllarda Gazze’de yaşananların savaş değil soykırım olduğunu belirterek, “Filistin halkı, 80 yıldır zulme ve katliamlara, işgale ve sürgünlere karşı direniyor. Bugün de Gazze’den tehcir edilme tehlikesiyle karşı karşıyalar,” dedi.
İsrail’in dünyanın gözünün önünde çocuk, kadın demeden katliamlar yaptığını hatırlatan Çelik, son 1,5 yılda Gazze’de 50 bine yakın insanın katledildiğini, 2 milyondan fazla kişinin yerinden edildiğini, hastaneler, okullar, yollar hatta çadırların bile bombalandığını dile getirdi.
Çelik, Filistinlilerin yuvalarının ve yaşam alanlarının enkaza çevrildiğini belirterek, “Üstelik bunların hepsi tüm dünyanın gözünün önünde gerçekleşti. Bu insanlık suçuna karşı dünya ne yazık ki sessiz kaldı. İsrail, tüm uluslararası hukuk kurullarını hiçe sayarak katliamlar gerçekleştirdi,” ifadelerini kullandı.
“İsrail’le dolaylı yollardan ticaret devam ediyor”
“Katliamlar yaşandığı esnada ülkemizdeki siyasi iktidar ne yaptı?” diye soran Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İktidar, kamuoyu baskısı sonucundan İsrail’le ticareti durdurduğunu açıkladı. Ancak Metin Cihan başta olmak üzere, gazeteciler ve araştırmacılar, İsrail’le ticaretin devam ettiğini ortaya koydular. Görüyoruz ki üçüncü ülkeler üzerinden, İsrail’le dolaylı yollardan ticaret devam ediyor. Bu ticareti protesto eden gençler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve susturulmaya çalışıyor.
“Buradan, İstanbul’un muhalefet partisi olarak iktidara soruyoruz: ‘Ticaretin durduğunu söylüyorsunuz ama gemiler hala İsrail’e gidiyor. Bu nasıl ambargodur? Eğer gerçekten İsrail işgal ve soykırım politikalarına karşıysanız neden sevkiyat yolları hala açık durumda? Sadece iç kamuoyunu kandırmak için bu ticaretin durduğunu söylüyorsunuz.”
“Bugün sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır”
Filistin davasına sahip çıktıklarını vurgulayan Çelik, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu insanlık dışı planın karşısında mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Filistin, tüm insanlığın ortak davasıdır. Uluslararası hukuk çerçevesinde Filistin’in bağımsızlığı ve özgürlüğü için mücadele eden herkesle dayanışma içerisinde olacağız.
“Bugün sessiz kalmak, bu suça ortak olmaktır. Filistin halkının haklarını savunmak, haktan ve hukuktan yana olan herkesin görevi. Tarih bu zulüm karşısında sessiz kalanları yargılayacaktır. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Filistin halkının özgürlük mücadelesinin yanındayız. Filistin halkı yalnız değildir. Asla yalnız kalmayacaktır.”
(VC)