* Fotoğraf: Halil Fidan, Anadolu Ajansı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) bir heyet, Urfa Suruç’a ve Kobane’ye yaptığı ziyaretin ardından izlenimlerini ve hazırladıkları acil eylem planı önerisini kamuoyuyla paylaştı.
CHP Genel Başkan Yardımcıları Veli Ağbaba ve Mehmet Bekaroğlu, Antep Milletvekili Mehmet Şeker, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, PM Üyesi Av. Şenal Saruhan, İstanbul Belediyelerini temsilen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve Ataşehir Belediye Başkan Yarımcısı Abdullah Der ile Urfa, Adıyaman ve Antep İl Başkanları ve yöneticilerinden oluşan CHP heyeti, 24 Eylül’de Suruç Kaymakamlığı, Suruç Belediyesi, Mürşitpınar sınır kapısı, Yumurtalık başta olmak üzere kabul ve toplanma kapıları, Süleyman Şah Parkı, YİBO gibi kamplar ve Kobane’de temaslarda bulundu. |
Kobane’ye Beylikdüzü, Büyükçekmece, Silivri, Çatalca, Ataşehir, Şişli, Avcılar, Sarıyer ve Seyhan Belediyelerinin hazırladığı 10 tır insani yardım götüren heyetin izlenimlerinden satırbaşları şöyle:
150 bin kişi nerede?
* Suruç Kaymakamı Kobane’den gelen insan sayısını 150 bini aştığını açıkladı. Suruç Belediye Eşbaşkanı ise gelen insan sayısının abartılmış olduğunu, Suruç veya etraf şehirlerde yüz binlerce insanın görülmediğini; Kobanili yetkililer ise ilk gün Türkiye’ye 50-60 bin kişinin panikten geçmiş olabileceğini, daha sonra moral bozukluğun atılmasıyla bu sayının en az yarısının geri gelmiş olduğunu, Türk hükümeti ve medyanın geri dönüşleri izlemediğini ve yayınlamadığını söyledi.
Göçzedeler Suruç Süleyman Şah Parkı ve Şanlıurfa’daki YİBO binasında tutulmaktadırlar. Heyetimiz yüzbinler değil, bu bölgelerde on binleri dahi görmemiştir. Her iki noktada sadece yüzlerle ifade edilebilecek insan bir arada görülmüştür. Bu durumda 150 bin kişinin nerede olduğu hükümet açısından bir soru işaretidir.
Sağlıksız koşullarda kalıyorlar
* Göçzedelerin kaldıkları yerler sağlıksız, koşullar sıhhi olmaktan uzak. Günde iki defa çorba ve makarnadan oluşan yemek veriliyor. Sabun başta olmak üzere temizlik malzemesi sıkıntısı var. Göçzedelerin en önemli ihtiyacı ise sıcak su. Günlerdir banyo yapamayan çocukların yüzlerinde toz, kir ve yaralar mevcut.
Hayvanlar sınırda ölüyor
* Göçzedelerin önemli bir kısmı hayvan ve otomobilleri sınırdan alınmadığı için kabul noktasında günlerdir bekliyor. Özellikle susuzluk ve yemsizlik sebebiyle ölen hayvan cesetleri Kobaneliler ile aynı ortamda bekliyor ve adeta hastalık saçıyor. Bakanlık hayvanların satın alınacağını açıklamışsa da kısa sürede vazgeçti. Hayvanların kontrolden geçirilerek alınması, satın alınarak kesilmesi ve etinden yararlanması gibi seçenekler değerlendirilmeli.
Yoğun polis ve asker müdahalesi
* Suruç etrafındaki sınıra giderek Kobane halkıyla dayanışma duygularını göstermek isteyen yurttaşlarımıza yönelik yoğun polis ve asker engellemesine heyet canlı olarak tanıklık etti. Türkiye’nin her yerinden getirilen TOMA, panzer ve askeri araçlarla Suruç’un etrafının kuşatıldığını, gösteri, yürüyüş, basın açıklaması gibi demokratik etkinliklerin askıya alındığını, Suruç’ta resmi olmayan bir “savaş hali”nin ilân edildiğini gözlemleniyor.
Kobane’deki IŞİD mevzileri vurulmuyor
* Kobane Başbakanı Enver Müslim IŞİD’in AKP tarafından desteklendiğine inandıklarını, bu desteğin Türkiye’ye de zarar verdiğini, zira IŞİD’in bölgedeki tüm halkların düşmanı olduğunu söyledi.
* PYD Eşbaşkanı Asiye Abdullah ABD ve koalisyon güçlerinin Irak’ta ve Suriye’de gerçekleştirdiği hava bombardımanlarından duyduğu memnuniyeti vurgulayarak, henüz Kobani ve etrafındaki IŞİD mevzilerinin vurulmamasının anlaşılmaz olduğunu düşündüklerini belirtti.
Acil eylem planı önerisi
CHP heyetinin incelemeler sonucu hazırladığı acil eylem planı önerisi ise şöyle:
1. Savaş mesai saati dışında da devam etmektedir. Asıl çatışma ve saldırılar ve doğal olarak yaralanma ve ölümler gece olmaktadır. Eğer Türkiye, Cumhurbaşkanının BM zirvesinde ilk kez söylediği gibi IŞİD'i “terörist” olarak görüyorsa, eylemleri ile bunu hissettirmelidir. Kobani'ye ambargo acilen kaldırılmalı, yiyecek ve giyecek satışına, yardımına izin verilmelidir.
2. Mürşitpınar sınır kapısında ambulans saat 18:00’e kadar duruyor. Gece ambulans yok. Gece yaralanan insanlar sabaha kadar bekletiliyor. Kobani'de tıbbi anlamda, ilaç, sargı bezi, alçı ihtiyacı var. Sınır kapısında yaralıların mesai saati dışında ambulansla nakli yapılmalıdır.
3. Hayvanları dolayısıyla sınırdan geçemeyen sığınmacıların durumu bir an evvel çözülmelidir. Sınırda telef olan/olacak olan hayvanların hastalıklı durumları incelenerek, sağlıklı hayvanlar Et-Balık Kurumu tarafından satın alınmalıdır.
4. Konaklanan çadırlarda ishal ve göz ağrısı şikâyetleri yaygındır. Hemen her çocuğun yüzünde yara ve kabarıklık mevcuttur. Tedavi için gönüllü doktorlar ve STK’lar hizmet vermektedir. Resmi doktor ve tedavi imkanı yoktur. Her gün çorba, makarna ve pilav verilmektedir. Beslenme bozukluğu nedeniyle ishal yaygın ve diğer sebeplerden dolayı çoğu sığınmacı hastadır. Şartlar iyileştirilmelidir.
5. Çadırlar büyük olduğu gibi aralarında bölme de yoktur. Birbirini tanımayan 8-10 aile aynı ortamda kalmaktadır. Aile mahremiyetine saygı gösterilmemektedir. Çadırın içinde elektrik yoktur. Sürekli karanlıkta kalmaktadırlar. Sığınmacılar kaçtıkları elbise ile günlerdir öylece durmaktadırlar. Yıkanacak bir ortamları yoktur. Sıhhi şartların düzelmesi için adım atılmalıdır. Acilen temiz kıyafet desteğinde bulunulmalıdır. Süleyman Şah Parkındaki çadırların ve YİBO binasının gerekli temizliği ve ilaçlanması bilinçli ve kontrollü şekilde gerçekleştirilmelidir.
6. Esad rejiminden kaçıp gelen Suriyeli sığınmacılara Türkiye tüm sınırlarında araçlı geçişe izin verildiği halde, IŞİD’den kaçanlara araçlı geçiş yasaktır. Bu duruma son verilmelidir. Aracını geçiremediği için günlerdir sınırda toz ve kum fırtınası altında bekleyen sığınmacıların araçlarıyla geçişine izin verilmelidir.
7. Kobanililer için Suruç Yatılı Bölge Okulu ve Süleyman Şah parkında kurulan çadırların hali içler acısıdır. Hayvanlar için bile burada yaşamak çok zordur. İyileştirme yapılmalıdır.
8. Suruç'ta sinyal kesiciler her yerde, iletişimin fişi çekilmiş, köylerin birbirleri ile bağı kopuk. Suruç sesini duyuramıyor. Bu yasağa son verilmelidir.
9. IŞİD’in askeri, siyasi, istihbarat desteği olmadan ayakta kalması mümkün değildir. Bu nedenle, bu kaynakların sonlandırılması için her türlü girişimde bulunulmalıdır. Türkiye’de bu konuda üstüne düşen sorumluluğu almalıdır. Zira, bu yapılmadan sürdürülen insani yardımların da hiçbir anlamı olmamaktadır.
10. Tampon Bölge oluşturmak tezine son verilmelidir. Kobani halkı heyetimize tampon bölgenin kendilerine karşı düşünüldüğünü belirtmiştir.
11. Tampon Bölge planının Suriye rejimine ve Kürtlere karşı düşünüldüğü heyetimiz yönünden tartışmasızdır. Zira IŞİD’in elinde uçak ve helikopter olmadığı bilindiğine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Uçuşa Yasak Bölge” savunması hedefin kimler olduğunu yeterince açıkça ortaya koymaktadır. Hedef Suriye, Esad muhaliflerini eğitecek bir harekât alanı ve Kürtlerin denetim altında tutulmasıdır.
12. AFAD’ın çalışmaları saygı duyulacak nitelikte olduğu halde yetersizdir. AFAD yetkililerinin kendileri de yeterli personel bulunmadığını belirtmişlerdir. Bölgede bir başıboşluk söz konusudur. Sınırdan geçen insanlar ne yapacaklarını bilememekte ve öylece beklemektedirler. Acilen görevli sayısı artırılarak ailelere daha ciddi rehberlik edilmeli ve sığınmacıların başta temizlik, barınma, giyinme, gıda ve sağlık ihtiyaçları giderilmelidir. Bugüne kadar Suriye’den gelenlere imkanlar sunan ve onlara amade olan AKP’nin, söz konusu Kürtler olduğunda nasıl bir tutum içinde olduğu ortadadır.
13. Heyetimiz Kobani halkının geleceğini kendisinin belirlemesi gerektiği görüşündedir. IŞİD saldırısı haksız ve hukuksuz olduğu kadar insanlık dışıdır. Heyetimiz bu insanlık dışı saldırılara göz yumanların ve bu suça ortak olanların tutumlarından vazgeçmesi çağrısında bulunmaktadır.
14. Heyetimiz Kobani düşse bile IŞİD’in orada sonsuza kadar tutunamayacağı görüşündedir. ABD ve koalisyon devletlerinin IŞİD’e karşı BM toplantısında kararlaştırdığı önlemler bilinmektedir. Göçzedeler bir gün evlerine dönecek, IŞİD yok edilecektir. Bu nedenle demokratik bir devletin yapması gereken IŞİD’e karşı masum insanların yanında yer almaktır. (ÇT)