Fotoğraf: AA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyeceğini söyledi.
“Anayasa Mahkemesi'ne gitme hakkımız vardır ama konu hukuk konusu değil. Halkın egemenliğini koruyacak olan halkın oyudur.”
“Bu referandum bir parti seçimi değil.
“Demokrasiden yana mı, otoriter yönetimden yana mı tavır takınacağız? Sandığa giderken düşünün, oturun konuşun, ama her şeyden önce kendi vicdanımızda bir tartalım ölçelim.
“Sorun bir partinin, bir kişinin sorunu değil, sorun Türkiye sorunu. Sorun vatan, evlatlarımızın sorunu.”
“12 Eylül / 20 Temmuz”
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu’nun sözleri anahatlarıyla şöyle...
”15 Temmuz'da hep beraber dik ve onurlu durduk ve darbeyi püskürttük. Ama 20 Temmuz'da bir başka darbe oldu. Binlerce insan hapislere tıkıldı. Bir milyondan fazla aile mağdur edildi. 12 Eylül darbesiyle 20 Temmuz darbesinin rakamlarını veriyorum size.
“12 Eylül darbesinde ihraç edilen öğretmen sayısı 3854, 20 Temmuz'da 30 bin 470 öğretmeni kapının önüne koydular. Banka hesaplarına el koydular, o da yetmedi ömür boyu kamuda çalışmayacak.
“Evren’in yapamadığını yapıyorlar”
“Kenan Evren'in bile yapamadığını bunlar yapıyorlar. 12 Eylül döneminde ihraç edilen akademisyen 120. Bu dönemde 20 Temmuz darbesinden sonra kapının önüne koyulan akademisyen sayısı 4 bin 811.
“İnsanda biraz vicdan olur, ahlak olur. Bir akademisyenin nasıl yetiştiğini acaba bunlar biliyorlar mı?
“Siz düşüncesini beğenmediğiniz üniversite hocalarını kapının önüne koyuyorsunuz. Neyle? Bir KHK ile. Hiçbir yere başvuramayacak. Bizim inancımızda da bizim ahlakımızda da bilim insanına saygı vardır.
TIKLAYIN - VERİLERLE İMZACI AKADEMİSYENLERE YÖNELİK KHK İHRAÇLARI
Tutuklu gazeteciler
“Tutuklanan gazeteci sayısı 31. 20 Temmuz'dan sonra tutuklanan gazeteci sayısı 150'yi aştı. Zalimlikte bir rekor kırdılar. 15 günlük çocuğu annesinden ayırdılar. İnsanda vicdan olur ya; günlerce anne sütü ememedi bu çocuk. Biz itiraz ettik de anne ile çocuğu buluşturdular. Şimdi kalkıp diyorlar ki "kim hayır derse bunlar terörist sayılır" Akla bakın akla...
“Belaltı vuruyorlar”
“En güzel cevabı bir şehit annesi veriyor. "Sen benimle tabuta mı sarıldın? Benim oğlum nişanlıydı. Ben de seni tehdit ediyorum. Hakkım haram olsun" diyor şehit annesi. Onlar hayır diyenleri terörist, 15 Temmuz yanlısı olarak gösteriyorlar.
“Hayır diyeni sen terörist gibi tanımlarsan, söyleyecek lafın yok demektir. Belaltı vuruyorlar.
Tartışma çağrısı
“1980'lerden önce Türkiye'de de vardı, siyasi liderler çıkarlardı televizyona. Niçin evet, niçin hayır diye tartışırlardı. Şimdi aynı çağrıyı Sayın Binali Yıldırım'a, Devlet Bahçeli'ye yapıyorum. Sizin istediğiniz televizyon kanalı, sizin istediğiniz gazeteciler olsun. Gelin diyoruz, oturalım birlikte konuşalım.
“Şimdi diyecekler ki, ne gereği var? Çok gereği var, vatandaş değişikliklerin ne getirip ne götürdüğünü bilmiyor. Niçin bilmiyor? Televizyonları yasakladılar. Anayasa görüşmelerinde televizyonları yasakladılar. Meclis genel kurulunda kısıtladılar. Herkesten gizli olarak bir anayasa değişikliğini gündeme getirdiler.” (YY)