Fotoğraf: ÇHD
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi, “Yeni Adli Yılı Yoksullukla ve Adaletsizlikle Açıyoruz” temasıyla dün akşam alternatif bir adli yıl açılış etkinliği düzenledi.
Etkinlikte, ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Avukat Ceren Yılmaz, ÇHD Ankara Şube Yöneticisi Avukat Nergis Görnaz, eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Avukat Mustafa Karadağ, Avukat Nilgün Özkan, Avukat Bilge Topçu, Stajyer Avukat Abdurrahim Demiryürek konuştu.
Yılmaz: Hangi dağ efkarlıysa oradayız
ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Ceren Yılmaz yaptığı açılış konuşmasında, iktidarın her yıl olduğu gibi yine yeni adli yıla “hukuk devleti” vurgusuyla başladığını söyledi:
“Çok zor bir yıl geçirdik. Geçtiğimiz yıl adli yıl açıldıktan hemen bir ay sonra Amasra Katliamı yaşandı. Henüz onun öfkesi çok tazeyken hepimizin canını çok yakan 6 Şubat Depremi yaşandı. Ne yazık ki ölülerin yalnızca sayılara dönüştüğü bir dönemdeyiz. O kadar çok hak ihlali yaşanıyor ki hangisine nasıl yetişeceğimize şaşırıyoruz. Avukatlar olarak bir yandan geçim derdi ile baş ederken bir yandan tüm bu hak ihlalleri ve katliamlar karşısında hakkı yenenlerin yanında onlarla birlikte mücadele etmeye çalışıyoruz. Hiçbir şey için değilse bile bilcümle ölmüşlerimiz için hangi dağ efkarlıysa orada olmaya devam edeceğiz. İşkence yaptıkları her karakolda, işten attıkları- katlettikleri işçilerin direnişlerinde- davalarda, her enkazın başında bizi görmeye, duymaya devam edecekler.”
Karadağ: Hukukçular hak bilinciyle yetişmiyor
Eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Avukat Mustafa Karadağ, “Yargıda Dönüşüm” başlıklı bir sunum yaptı:
“Yargı bağımsızlığı ülkemizde yargıçların bağımsızlığı olarak anlaşılır ama savunma özgür değilse yargının bağımsızlığından söz edilemez. Yargının aktif gücü avukatlardır. Statükonun koyduğu kurallarla hukuk gelişmedi, hukuk hep zorlamayla gelişti, hak savunucuları zorladı ve hukuk gelişti. Yargı bağımsızlığı Akbelendir, Cerrattepedir, Kaz Dağlarıdır, Salda Gölüdür, Roboskidir Kobanedir…
Bugün Türkiye’de yetiştirilen hukukçular hak bilinciyle yetiştirilmiyor, eşitlik, özgürlük içeren bir eğitim almıyorlar, bugün içtihatlara uymak hukuk sayılıyor. Yargıçlar bir hiyerarşi zincirine tabi kılınıyor. Yargı üzerindeki vesayet zincirinin kırılması gerekiyor, bu durumda barolara çok iş düşüyor.”
Demiryürek: Stajyerlerin sorunları çözülmedi
Stajyer Avukat Abdurrahim Demiryürek sunumunda, “Stajyer avukatlar geçimsizlik, ev kirası, ulaşım ücretleri, KYK borçları, özlük haklarının olmayışı; çalışılan ofiste baskılanmak, mobbing’e, tacize uğramak gibi, öte taraftan meslektaşların ruhsat gasplarıyla karşı karşıya kalması gibi birçoğunuzun da bildiği sorunlar seliyle karşı karşıya. Şimdiye kadar, Barolar birliği ve barolar tarafından stajyerlerin de katıldığı çalıştaylar yapıldı, yasa teklifleri sunuldu, mecliste gündemleştirildi, bakanlıktan randevular alındı fakat bu sorunlar çözülmedi. Her sene bu söylemlerle ve çözümsüz kalan işlerle stajyer avukatlar geçiştiriliyor, sömürülmeye devam ediyor ve sefalet koşullarında bir yıl geçiriyorlar” dedi.
Özkan: Devlet kendi hukukunu tanımıyor
ÇHD Ankara Şube Yönetim Kurulu eski Üyesi Avukat Nilgün Özkan, “Avukatlık mesleğindeki dönüşüm” konulu sunumunda şunları söyledi:
“Karşımızda kendi hukukunu dahi tanımayan bir devlet mekanizması bulunuyor. Bu mekanizma hak ihlallerine karşı ses çıkarmayan biat eden bir avukatlık istemekte. Bunun için de çeşitli yol ve yöntemler deniyor 2. Baro bunun bir örneği. Avukatlar devlet mekanizmasıyla karşı karşıya geldiğinde bu mekanizma tarafından ezilmeye çalışılması bunun örneği. Gerçekten avukatlık yapan avukatlar istemiyor siyasi iktidar. Bunun en büyük yansımasını toplumsal dava avukatlığı yapan, siyasi davalarda avukatlık yapan avukatların karşılaştığı baskıda görüyoruz. Bu dönüşme karşı çok daha kapsamlı bir birlikteliğe ve mücadele etmeye ihtiyacımız var.”
Topçu: Mücadele etmemiz gerekiyor
Avukat Bilge Topçu, “Genç Avukatların ve İşçi Avukatların Sorunları ve Çözümlere Dair Öneriler” sunumunda şöyle konuştu:
“Genç avukatların yaşadıkları sorular avukat sayısının fazla olmasından kaynaklanmıyor ve bizlerin daha iyi koşularda yaşaması ve çalışması için; kollektif bilincimizi yüksek tutarak hak aramaktan çekinmeden ve sonuca kadar mücadele etmemiz gerekiyor, işveren avukatların belirli meslek kuralları çerçevesinde hareket etmesinin sağlanması için meslek örgütlerimiz olan baroların ve barolar birliğinin de harekete geçmelerini sağlamamız gerekiyor.” (AS)