Fotoğraf: AA arşiv
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Amasra’daki madende meydana gelen iş cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşmalarına dair değerlendirmesini yayınladı.
Bartın’daki Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi (ATİM) maden ocağında 14 Ekim 2022'de 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı patlamaya ilişkin 8'i tutuklu 23 sanık yargılanıyor. Davanın ilk iki duruşması 25 Nisan - 5 Mayıs arasında görüldü ve sanıkların savunması alındı.
ÇHD, sorgular ve sanık beyanlarının, “Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’nde çalışan işçilerin siyasi iktidar tarafından planlı bir şekilde ölüme terk edildiğini bir kere daha gösterdiğini” ifade etti:
“Somut risklere karşı planlanan yatırımlar yapılmamış, liyakatsiz atamalar ile yönetim sistemi çürütülmüş, 4 bin civarında olan personel sayısı yıllar içerisinde 500’e kadar düşürülmüş, aynı sahada yerleşik özel işletme için yapılan düzenlemeler nedeniyle ATİM ocağı yok edilmek istenmiştir.”
“Daha fazla kömür için üretime zorlandılar”
İlk duruşma periyodunun sonunda TTK Genel Müdürlüğü düzeyindeki yetkililer, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesindeki sorumlular hakkında yeni delil mahiyetinde birçok beyanın ortaya çıktığını söyleyen ÇHD, buna karşın hakkında soruşturma izni beklenen TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun Türkiye Taşkömürü Kurumu’ndan ayrıldığını ve Zonguldak’a veda edeceğini duyurduğunu ekledi.
Açıklamada, TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun bilgisi dahilinde üretim zorlaması yapıldığı belirtildi:
“Soma Maden Katliamında olduğu gibi; havalandırma altyapısı iyileştirilmeden, daha fazla kömür çıkarmak için yapılan nakliyat planlaması, ocağın hava düzenini çökertmiştir. Kazım Eroğlu’nun talimatı sonrasında daha fazla kömür paketlemek için yapılan nakliyat planı nedeniyle ocak merkezindeki hava, projedeki akış yönünün tersine dönmüş, temiz havada olması gereken elektrikli teçhizatlar kirli hava içerisinde kalmış, havalandırma düzeni bozulmuş, çalışma alanlarının merkezindeki birçok noktada metanın birikebileceği durgun hava bölgeleri oluşmuştur. Bu riskli duruma karşı herhangi bir önlem alınmamış, daha fazla kömür satışı için yapılan üretim zorlaması ile yaşanacak ölümlere kayıtsız kalınmıştır.”
“Uyarılan bütün tehlikelere kayıtsız kalındı”
ÇHD, duruşmada ortaya çıkan bilgileri şöyle sıraladı:
- Bilirkişilerce katliama etkisi olduğu tespit edilen havalandırma altyapısının iyileştirilmesi konusundaki talepler, TTK Genel Müdürlüğünce sürüncemede bırakıldı.
- Bilirkişilerce katliama etkisi olduğu tespit edilen personel eksikliği konusundaki talepler de yine TTK Genel Müdürlüğünce dikkate alınmadı.
- ATİM Yönetim hiyerarşisindeki bozulma, TTK Genel Müdürlüğünün etkisi ve bilgisi dahilindeydi.
- Sayıştay raporları ile uyarısı yapılan tehlikelere bütünüyle kayıtsız kalındı.
- Delil karartma ihtimali devam ediyor. Risk Analizleri ve Havalandırma defteri gibi kritik öneme sahip belgelerin teslim edilmemesi, sanıkların ocak içerisine ve patlama gününe dair detayları bilirkişilerle paylaşmamaları, soruşturma aşamasında kendilerinin teslim ettiği planlardaki sensör yerlerinin gerçekte farklı olduğunu söylemeleri gibi detaylar da delil karartma çabasına dair göstergeler.
Ne olmuştu? |
Bartın’daki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’nde (TİM) 14 Ekim 2022’de gerçekleşen göçükte 43 madenci hayatını kaybetti. 31 Ekim 2022 tarihli bilirkişi raporunda iş cinayetinin, ‘işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine aykırı şekilde yetersiz teknik altyapı ve riskli çalışma koşullarında üretime devam edilmesi’ sebebiyle gerçekleştiği, bu durumun başlıca sorumlularının TTK Genel Müdürlüğü düzeyindeki yetkililer ve Amasra Taşkömürü İşletmesi’nin yönetim kademesi olduğu tespit edildi. ÇHD, “Soruşturma kapsamında toplanan deliller ve hazırlanan bilirkişi raporları 14 Ekim 2022 tarihinde 42 madencinin ölümüne neden olan patlamanın, Sayıştay raporlarında öngörülen risklere rağmen; gerekli teknik alt yapı oluşturulmadan, havalandırma sistemi düzenlenmeden, yeterli yatırım yapılmadan, işçi sağlığı ile iş güvenliği önlemleri alınmadan yüksek metan seviyelerinde üretime devam edilmesi ve çalışma alanlarında kömür tozu patlamasına ilişkin herhangi bir tedbir alınmaması nedenleriyle gerçekleştiğini gösteriyor. Personel sayısındaki yetersizliğin, eğitim ve denetim eksikliklerinin de katliama etkisi olduğu, bilirkişi raporuyla tespit edildi” açıklamasını yaptı. Savcılık, bilirkişi raporu doğrultusunda sorumlulukları tespit edilen TTK Genel Müdürlüğü ve Bakanlıklar bünyesinde çalışan dokuz kişi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26 Aralık 2022’de soruşturma izni istedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin imzalı, 16 Mart tarihli yazı ile Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma izni istenen iki iş başmüfettişi hakkında soruşturma izni verilmediğine dair karar, soruşturma dosyasına gönderildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının cevabi yazısında da keşif işlemi yapılmadan soruşturma izni talebine cevap verilmeyeceği bildirildi. TIKLAYIN - Bakanlıklar, müfettişler için soruşturma izni vermedi Davada 8’i tutuklu 23 sanık yargılanıyor. TIKLAYIN - “Madendeki iş cinayetinde deliller incelenmeden iddianame yazıldı” Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış; 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde "takipsizlik" kararı verilmişti. İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar mahkumiyeti talebinde bulunulan iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor. |
(AS)