Yapılan düzenlemenin derhal geri çekilmesini talep eden ÇGD, şu değerlendirmeyi yaptı :
* Milletvekillerini; vetolu RTÜK Yasası'nı değiştirmeden aynen çıkarma ve böylece ikinci kez veto edilme olasılığını ortadan kaldırma gayretlerinden vazgeçmemeleri karşısında "bir kez olsun" vicdanlarını ve Anadolu'dan yükselen sesi dinlemeye çağırıyoruz,
Yeni suç tipleri
* Bu yasa "korku salacak yayın" ve "yayınların karamsarlık, umutsuzluk
yaymaması" gibi yeni suç tipleri getirmenin ötesinde halkın haber alma
özgürlüğünü tümüyle ortadan kaldıracak düzenlemeler içermektedir,
* Milletvekilleri, bu yasanın gazetecilerin değil medya sahipliğinin
taleplerini karşıladığını dikkate almalıdır.
Gazeteci değil, patron güçleniyor
* Gazetecinin korunması ve güçlendirilmesi gerektiğini, yasanın ise
medya sahipliğini daha da güçlendirdiğini ve kimi ticari işlemlerde
imtiyazlı hale getirdiğini, patronların sahibi oldukları medyanın gücünü
kullanarak kendilerine olağanüstü avantajlar sağlayacağını
milletvekillerine bir kez daha anımsatıyoruz,
* Milletvekilleri bu yasanın Anadolu'da güç koşullar altında yayın yapmaya çalışan yerel basını tümüyle baskı ve denetim altına alacağını ve susturacağını dikkate almalıdır.
* Günlerdir yapılan eylemlerin milletvekilleri için yeterince aydınlatıcı olduğunu, bölgelerinden yükselen sese kulak vereceklerini ummak istiyoruz.
ANAP Yasayı savunuyor
* Daha önce özgürlükçü bir basın yasası hazırladığını törenlerle ilan
eden koalisyonun ANAP kanadının ve basından sorumlu olduğunu savunan
Devlet Bakanlığı'nın, AB ilkelerine ve Türkiye Ulusal Program'a
aykırılığını bile bile bu yasayı savunmasını dikkatle kaydediyoruz.
Para cezaları çok ağır
* Bu yasanın basın için öngörülen para cezalarını milyonlarca kat artırdığını halkın gerçekleri öğrenme hakkını ortadan kaldıracağını özellikle AB'den sorumlu koalisyon ortağına anımsatıyor.
* İş güvencesi yasasına gazetecileri almaktan kaçınanların çok
yakındıkları medya sahipliğinin taleplerini karşılamakta 'bonkör'
davrandıklarını dikkatlere sunuyoruz,
Zorunluluksa iki madde değişsin
* Ulusal Programı karşılamak veya sıkça kullanıldığı gibi "sahiplik
yapısının ortaya çıkmasını sağlayacak" bir düzenlemede zorunluluk
görülüyorsa yalnızca iki maddelik bir değişiklikle bunun mümkün olduğunu
anımsatıyoruz.
* Bu değişiklik RTÜK yasasındaki dil yasağının kaldırılması ve
yalnızca sermaye sahiplerinin belli edilmesi ile sınırlı olmalıdır.
* Bu değişikliklerden sonra daha özgürlükçü bir yasanın hazırlanma
gereğini de anımsatıyoruz.
ÇGD : "Veto gerekçelerini okuyun"
Yasanın Tekelleşmeye meşruiyet kazandırdığını belirten ÇGD, milletvekillerini
Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçelerini okumaya davet ederek gerekçelerden şu bölümlere dikkate çekti :
* Tekelleşen veya kartelleşen medya, bir yandan ekonomik alanda haksızlık
yaratabilecek bir güce ulaşırken, diğer yandan haber alma özgürlüğünü
kısıtlayabilecektir.
* Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğünü tamamlayan ve kullanılmasını
sağlayan bir özgürlüktür.
Tekelleşmeye karşı önlem
* Haber alma ve verme hakkı bireysel değil, kollektif hak ve özgürlüktür.
Basın özgürlüğü kamu güçlerinin yanı sıra özel güçlere karşı da
korunmalıdır. Tekelleşmeye karşı önlem alınmalıdır.
* Tekelleşerek sorumluluk bilincinden uzaklaşacak bir medya, her sorumsuz güç gibi er geç amacından sapabilir ve toplum yaşamını, ulusal güvenliği tehlikeye sokan bir güç haline gelebilir. (BB)