Düşünce Suçuna Karşı Girişim Sözcüsü Şanar Yurdatapan'ın da yer aldığı bir grup aktivist, yarın (Salı), saat 13.00'te, Agos gazetesine bir destek ziyareti yapacaklar.
Ziyarette aktivistler, gazeteci Hrant Dink'in sözlerinin altına imzamızı koyarak "suçuna" ortak olacaklarını da açıklayacaklar. Girişim, 1995'ten bu yana yürütülen "sivil itaatsizlik" eyleminde yeni bir aşama kaydedileceğini bildirdi.
Gazeteci Dink'e "Türklüğe hakaret" iddiasıyla verilen cezanın ifade özgürlüğü ve özgür basına indirilmiş ağır bir darbe olduğunu açıklayan ÇGD, "Bu tür kararlar, bizleri, bütün vatandaşların barış içinde ve kardeşçe yaşadığı demokratik bir Türkiye'den adım adım uzaklaştırır" diye açıkladı.
İHD İstanbul Şubesi de, bir yazılı açıklama ile, Dink'e cezayı, uluslararası belgelerle güvence altına alınmış düşünce ve düşünceyi ifade hakkını hedef alan siyasi bir karar olarak değerlendirdi.
ÇGD'den "dayanışma", İHD'den "hukuk" eleştirisi
ÇGD açıklamasında Hrant Dink'e destek şu sözlerle ifade edildi : "'Birlikte yaşadığım insanlara hakaret etmekten bir gün bile ceza alsam, dayanamam, buralardan giderim' derken tutamadığı gözyaşlarını kendi göz yaşlarımız sayıyor ve meslektaşımıza dayanışma duygularımızı iletiyoruz."
Düşünce özgürlüğünün yine yargı kıskacında olduğunu savunan İHD de, davacı avukatı Kemal Kerinçsiz'in bir televizyon kanalındaki "Hrant Dink etnik bölücülük yapmıştır, bu toprakları derhal terk etsin" şeklindeki sözlerine tepki gösterdi.
Bu sözlerin, "bu coğrafyada yaşayan azınlıkların güvenceden yoksun olduğunu" ortaya koyduğunu açıklayan İHD, dayatılanın "ya sev ya terk et" ırkçılığı olduğunu savundu.
Düşünce özgürlüğünün, sadece resmi ideolojiyi ve resmi tarih tezlerini savunanlara değil bu topraklarda yaşayan herkes için geçerli olması gerektiğini bildiren İHD, "Bu kararda olduğu gibi eğer, farklılıklara ve farklı düşüncelere yönelik tahammülsüzlüğü yargıyı kullanarak hapis ve para cezası ile cezalandırırsanız hukukun güvenirliğini tartışmaya açarsınız"
Aktivistler "Agos" gazetesini ziyaret edecek
Suçuna ortak olma desteğinin sadece Dink ile sınırlı olmayacağını açıklayan Düşünce Suçuna Karşı Girişim, aynı sorunu yaşayan Ragıp Zarakolu, gazeteciler Emin Karaca ve Doğan Özgüden ve 16 Aralık'ta yargılanmasına başlanacak olan yazar Orhan Pamuk, reformlara hala askeri mahkemede yargılanan Abdurrahman Dilipak, sanatçı Ferhat Tunç ve "düşünceleri ne olursa olsun, düşünce açıkladığı için başı belaya giren herkesi" destekleyeceklerini bildirdi.
Agos gazetesine ziyarete, gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, avukat Hasan Mollaoğlu, Mezopotamya Kültür Merkezi'nden Kemal Orgun, Türkiye Yayıncılar Birliği temsilcilerinden Ragıp Zarakolu, müzisyen Şanar Yurdatapan, Türkiye PEN Merkezi Başkanı Vecdi Sayar ve gazeteci Zeki Kentel ile kitapları bu yıl Türkçe'ye de çevrilen Norveçli yazar ve Uluslararası PEN Yönetim Kurulu üyesi Eugene Schoulgin katılacak.
Dink : Üslubumdan eminim, ceza almamam gerekirdi
Mahkeme kararının açıklanmasında sonra bir açıklama yapan gazeteci Dink, karardan ötürü şaşkın olduğunu belirtmişti.
AİHM de dahil olmak üzere tüm hukuki yollara başvuracağını kaydeden Dink, "Yargıtay ve sonra AİHM aleyhime karar verirse bu ülkeden çeker giderim. Bu ceza isterse altı gün, isterse altı yıl olsun, fark etmez. Bu ceza beni utandırır. Bu benim için işkencedir. Ben bu ülkede Türklerle birlikte yaşıyorum. Onların yüzüne utanmadan bakabilmeliyim" demişti.
Yargı mekanizmasının ne kadar hukuki ve siyasi olduğunun tartışması gerektiğini açıklayan Dink, "Bu süreç bundan sonraki ifade özgürlüğümü bloke etmeye yönelik" diye tepki göstermişti.
Dink, şunları söyledi: "Üslubumdan ve niyetimden eminim. Ceza almamam gerekirdi. Çünkü bu yazıda Ermeni kimliği üzerine yazıyorum. Dizinin önceki bölümlerinde, Diaspora Ermenilerine seslenerek, Türk'e olan öfkelerini kendi kimliklerinden dışlamalarını ve kendi kimliklerinde olumsuz rol oynayan Türk'le uğraşmamalarını belirtmiştim. Türk kimliğinin dışlanmasıyla oluşacak boşluğu Ermenistan'ın varlığı ile doldurmalarını önermiştim. Burada, 'Türk'ten boşalan zehirli kan' derken, Türk düşmanlığını kastediyorum. 'Bu zehirli kan da Türk düşmanlığıyla zehirlenmiş Ermeni kanıdır ve boşalmalıdır' diyorum." (EÖ)