Dinarbey Köyü'nde önceki gün (10 Ağustos Çarşamba) bir haber için bulunduğu sırada gözaltına alınan muhabir Duru ile Açığ ve Kemal Okuyucu adlı köylü savcılık ifadelerinin bitmemesi üzerine cuma günü tekrar savcılığa çıkarıldı.
İfade işleminin ardından Duru ile Açığ, tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilirken, gözaltındaki Kemal Okuyucu savcılıkça serbest bırakıldı.
İddia : Çantada HPG görüntüleri çıktı
Karlıova Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen Duru ile Açığ tutuklandı. İlk geceyi Karlıova'da geçiren iki kişinin, Bingöl Kapalı Cezaevi'ne nakledilmeleri bekleniyor. İki kişinin tutuklanmasına Avukatlar Servet Özen ve Servet Atlı bugün itiraz edecekler.
DİHA Muhabiri Duru, Yedisu İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ahmet Yanaral'ın bazı köylülerle birlikte hint keneviri ektiği duyumu üzerine olayı araştırmak amacıyla Dinarbey Köyü'ne gitmişti.
Gazeteci, hint keneviri ekilen tarlaları tespit için çekim yapmak istemesi üzerine yapılan ihbar sonucu gözaltına alındı. Duru'nun çantasına içeriğinde HPG gerillalarına ait görüntülerin bulunduğu bir kaset konulduğu iddia edildi.
Duru ile İHD Üyesi Daimi Açığ, kendilerine komplo kurduğu ve kendilerini tehdit ettiği gerekçesiyle Yanaral hakkında Karlıova Cumhuriyet Savcılığı'nda suç duyurusunda bulunmuştu.
ÇGD : Yetkililer komplo iddialarını araştırmalı
Gazetecinin bir tarla sahibinin şikayeti üzerine gözaltına alındığı açıklayan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Merkezi, çantasında yasadışı örgüte ait dokümanlar bulunduğu gerekçesiyle tutuklanan Duru ile ilgili yaptığı açıklamada, "Gazetecilere yönelik baskılara seyirci kalınarak, demokratikleşme vaadinde bulunmak gerçekçi değildir" dedi.
Tunceli'de dört habercinin Er Kırandi'nin serbest bırakılmasını isterken gözaltına alınmasına da değinen ÇGD Yönetimi "Tunceli'deki gözaltı, Bingöl'deki tutuklama olayı ve ortaya atılan komplo iddiası detaylıca araştırılmalı ve gerçekler ortaya çıkartılmalı. İçişleri ve Adalet bakanlıkları ile hükümeti göreve davet ediyoruz" şeklinde çağrı yaptı.
Gazetecinin daha ifadesi alınmadan dosyasına gizlilik kararı konulmasını da eleştiren ÇGD, Duru'nun savcılık ifadesinde, çantasında Kıbrıs gezisi esnasında çektiği görüntülerin bulunduğu kasetin alınıp üzerine suç unsuru teşkil ettiği savunulan görüntülerin kaydedildiğini ve kendisine komplo düzenlendiğini iddia ettiğini bildirdi.
Bölgede geçmişte sıkça yaşanan sansür uygulamalarına yediden rastlandığına dikkat çeken ÇGD, şiddet eylemleri nedeniyle oluşan kamuoyu hassasiyetinden de yararlanılarak bu uygulamaların normal, gerekli ve hukuki olduğu izlenimi yaratılmasının kabul edilemeyeceğini bildirdi.
DİHA : Komplo, şantaj ve tehdit yaşandı
Muhabirlerinin tutuklanmasını komplo olarak değerlendirerek kınayan DİHA Yayın Koordinatörü Nurhak Yılmaz ise, yaptığı yazılı açıklamada, tutuklamanın hukuki dayanağının bulunmadığı ve düzmece olduğunu savundu.
Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da konuşma yaptığı saatlerde Duru hakkında tutuklama kararı verildiğini açıklayan Yılmaz, uygulamanın basın özgürlüğü ve insan haklarına vurulmuş açık bir darbe olduğunu bildirdi.
Duru'nun, İHD Üyesi Daimi Açığ ile birlikte adı geçen tarlalarda hint keneviri ekildiğini bizzat tespit ettiklerini açıklayan Yılmaz, tarla sahibinin kendilerini görmesi üzerine iki kişinin oradan uzaklaştıklarını, ihbarın ulaştığı İlçe Jandarma Komutanlığı'na bağlı askerlerce de evde gözaltında alındıklarını açıkladı.
Yedisu İlçesi'ne götürülen 3 kişinin üst aramaları ve kameralarında herhangi bir görüntü materyali tespit edilemediğini bildiren Yılmaz, tekrardan köye dönen askerler bu defa evde arama yaptığını, arama sonucunda evden alınan ve muhabire ait olan çantaya el konulduğunu, daha sonra çantada örgüte ait görüntülerin yer aldığı bir kasetin bulunduğu ileri sürüldüğünü duyurdu.
Uygulamanın tehdit ve şantajla sürdüğünü iddia eden DİHA temsilcisi Yılmaz, savcılık aşamasında Yüzbaşı Yanaral'ın Karlıova Adliyesi'ne gelerek burada İHD Üyesi Daimi Açığ'ı herkesin gözü önünde "İşte komplo böyle kurulur. Seni kazığa oturturum. Benim hakkımda konuşursan seni bu defa öldürürüm" diye tehdit ettiğini ileri sürdü.
DİHA açıklamasında, "Yüzbaşının adliyede savcının yanına giderek gizli bir görüşme yapması bizde yargıya müdahale edildiği yolunda ciddi şüpheler uyandırmıştır" denildi. (EÖ/TK)