“Veysel’in aramızdan ayrılışının 39'uncu yıl dönümü. Onu en son aracın içinde gördüm. Bize gülümsedi. Annem ona sordu ‘Oğlum ölümden korkmuyor musun?’’ diye. Şöyle dedi: “Öyle şeyler gördüm ki ölümler vız gelir bana..”
Ayhan Güney, Gaziantep Cezevi’nde 39 yıl önce idam edilen ve cenazesi kendilerine verilmeyen abisi Veysel Güney’i böyle hatırlattı.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 794. haftasında Veysel Güney'i andı; “Adalet istiyoruz” diye seslendi.
700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 782. haftadan bu yana koronavirüs nedeniyle açıklamalarını sosyal medya üzerinden yapıyor.
#CumartesiAnneleri794Hafta Veysel Güney'i unutmadık! https://t.co/9FmZGYaJ3q
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) June 13, 2020
Kanar: Devletin kayıp yakınlarına özür borcu var
Güney’in yargılanma sürecine dair bilgi veren avukat Ercan Kanar, şunları söyledi:
“Veysel’in yargılanmasında hukuk yoktu. Bir ay içinde iki kez yapılan sözde yargılama ile idam cezası verdiler. Askeri Yargıtay iki ay içinde onayladı. O zamanki Milli Güvenlik Konseyi infaz kararı verdi. Darbenin nasıl insan haklarına aykırı olduğunu anlamak için Veysel Güney’in yargılanma tarzına bakmak gerekir. Yargılaması avukatsız devam etti.
"Ailesine yazdığı son mektup verilmedi, cenazesi verilmedi. Suç duyurusu yaptık darbeciler hakkında. Ama başvurumuz reddedildi. AİHM’e konuyu taşındık. Gerek Veysel için gerek gözaltında kaybolanlar için işkence de öldürülenler için devletin yaşamını kaybedenlerin yakınlarına bir özür borcu vardır.”
“Cezasızlık sürecini sonlandırın”
Haftanın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Kayıplar Komisyonu’ndan Yeter Yücel okudu. Yücel şöyle seslendi:
“794. haftamızda 12 Eylül darbecilerinin idam sonrası bedenini kaybettiği ve bugüne kadar tüm iktidarların iş birliği sonucunda mezarına ulaşılamayan Veysel Güney dosyası ile kamuoyunun karşısındayız.
“Kaybedilişinin 39. yılında bir kez daha tekrarlıyoruz: İdam cinayettir, kaybetme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Veysel Güney’i dönemin yasalarını bile çiğneyerek idam edenleri ve onun bedenini kaybedenleri biliyoruz, adalet istiyoruz. Adli ve idari makamları, Veysel Güney’in idamı ve kaybedilmesi ile ilgili yarım asra yaklaşan cezasızlık uygulamasına son vererek adaleti sağlayacak süreci başlatmaya çağırıyoruz.
“Kaç yıl geçerse geçsin Veysel Güney için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 95 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
Veysel Güney'in mezarı nerede? Açıklamada Güney'in idam edilmesine ilişkin süreç şöyle anlatıldı: "24 yaşındaki Veysel Güney, 12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 28 Aralık 1980 tarihinde Antep'te bir ev baskınında yaralı olarak gözaltına alındı. Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No'lu Askeri Mahkemesi'nde yargılandı. Avukat talebi reddedildi ve savunma hakkı yok sayıldı. İlk duruşması 6 Şubat 1981 tarihinde yapıldı. 17 Şubat 1981 tarihinde yapılan ikinci duruşmasında, kendisini suçlayacak deliller olmaksızın idama mahkûm edildi. "Meclis kararı olmadan özel kanun çıkartılarak, 10 Haziran 1981 tarihinde Gaziantep E Tipi Cezaevi'nde idam edildi. İdam sonrasında Veysel'in üzerinde bulunan kalemi, sigarası ve çakmağı tutanakla baba Ali Güney'e teslim edildi. Ancak 10.06.1981 tarih ve 266 sayılı tutanakla babasına verilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem'e teslim edilen cansız bedeni kaybedildi. "Veysel'in idamından 25 yıl sonra onun ilk ifadesini alan ve idamında hazır bulunan savcı Mete Göktürk "Adaleti Gördünüz mü?" isimli kitabında Veysel Güney'i suçlayacak delillerinin olmadığını ayrıca yargılamanın tarafsız ve adil bir biçimde yapıldığına dair kuşkuları olduğunu açıkladı. "Ailesi ve arkadaşları yıllarca Veysel'in mezarını bulmak için mücadele etti. Bütün mercilere başvurular yapıldı, kampanyalar yürütüldü ve hukuk mücadelesi verildi. Milletvekilleri soru önergeleri ile konuyu defalarca meclisin gündemine taşıdı. Ancak Veysel'in mezar yeri hala öğrenilemedi. "Yapılan araştırmalar sonucunda 2006 yılında Gaziantep Mezarlıklar Müdürlüğü'nün 9 Haziran 1981 gününe ait son kaydında 'hüviyeti meçhul' bir kişinin 'asılarak idam edildiği' ve 105341 numaralı mezara gömüldüğü bilgisine ulaşıldı. Gaziantep 5. Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile söz konusu mezar açıldı. Mezardan alınan kemik numuneleri Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından yapılan kimliklendirme çalışmasında numuneler ile anne Zeynep ve baba Ali Güney arasında kan bağı kurulamadığı yönünde bir rapor hazırlandı. "Kamuoyunda ve Güney Ailesi'nde bu raporun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı veya Adli Tıp'a gönderilen numunelerin doğru olup olmadığı yönünde derin kuşkular oluştu. "Kimliği meçhul" kişi olarak gömülse de sonuçta 1981 Haziranında Gaziantep'te yalnızca Veysel Güney idam edilmişti ve idam edilen kişiye ait olduğu belirtilen mezardaki kalıntıların Veysel'e ait olmadığını iddia etmek inandırıcılıktan uzaktı." |
(EMK)
*Fotoğraftakiler: İHD'den Yeter Yücel, avukat Ercan Kanar, kayıp yakınları Besna Tosun ve Ayhan Güney.