Birkaç gün önce yaşanan bir olayı anlatmakla başlamak istiyorum yazıya. Bir kadın otobüste yolculuk yapıyor, ineceği durağı kaçırınca da şoförden otobana çıkmadan önce kapıyı açmasını istiyor. Sonrasında da sözlü bir tartışma yaşıyorlar. En sonunda şoför iki durak arasında otoban kenarında bir yerde kadını indiriyor, bir yandan da söylenmeye devam ediyor.
Yolculardan bir adam da şoföre destek çıkarak “kadın işte ya! regl falan olmuştur kesin” diyor. Düzgün bir yerde inemediği için kadın otoban kenarından diğer durağa doğru yürümek zorunda kalıyor. Diğer yolcunun verdiği destek ile güçlenip mi, yoksa hırsını alamadığı için midir şoför otobüsün kapısını tekrar açıyor ve kadın yan tarafta yürürken “orospu gibi yürürsün işte böyle” diye bağırıyor.
Bu ve benzeri olaylar her gün yaşanıyor. O kadar sık şekilde erkek bakışına, hakarete, sözel ve fiziksel tacize maruz kalıyoruz ki bir yerden sonra bunu hayatın bir gerçekliği olarak kabul edip kimseye anlatmayarak içimizde yaşamaya devam ediyoruz. Ya da en iyi ihtimalle yaşananlar, bu olayın bana anlatılması gibi, birkaç yakın arkadaş arasında kalıyor.
Taciz bir istisna değil
Biz böyle bir olay duyduğumuzda artık şaşırmıyoruz çünkü bunların istisnai durumlar olarak kabul edilemeyeceğini biliyoruz. Ancak bir yandan da biliyoruz ki karşılaştığımız tacizin sıklığı, bu davranış tipinin “normalliğini” değil, acilen müdahale edilmesi gereken bir durum olduğunu gösteriyor.
Sosyal medyanın da gittikçe hayatımıza dahil olmasıyla birlikte feminist mücadele için yeni alanlar yaratılmış oldu. #MeToo (Ben de) kampanyası bunun en güncel örneklerinden biri.
2017 yılında Hollywood prodüktörü Harvey Weinstein’in birlikte çalıştığı kadınları taciz ettiğine dair çıkan haber sonrasında aralarında Angelina Jolie, Gwyneth Paltrow ve Rose McGowen’ın da bulunduğu birçok ünlü isim benzer bir olayı yaşadıklarını itiraf etmişlerdi.
Oldukça yankı bulan bu olay sonrasında Alyssa Milano tüm kadınları #MeToo etiketi üzerinden yaşadıklarını paylaşmaya ve bu sorunun aslında ne kadar yaygın olduğunu göstermeye çağırdı. Bu kampanya dünyanın dört bir yanından kadınlar tarafından destek gördü.
Türkiye’de çevrimiçi feminizm
Sosyal medya bir yandan kadının taciz edileceği yeni bir alan yaratırken bir yandan da çözümünü sağlayacak araçları sağlayabiliyor. Feminist mücadelede sosyal medyanın kullanılması Türkiye’de de her geçen gün artıyor.
bianet’ten Çiçek Tahaoğlu’nun bir yıl önce kaleme aldığı Twitter'da Kadınlara Cesaret, Tacizcilere Korku Salıyor: Tacizci Veri Tabanı yazısında tanıttığı Tacizci Veri Tabanı isimli twitter sayfası Tacizciarsivi çevrimiçi feminist hareketinin başarılı örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle sosyal medyadaki tacizcileri ifşa etmeyi ve tacizcilerin hesaplarını kapattırma gibi yöntemlerle kişileri bundan caydırmayı amaçlayan hesap büyük bir ilgi görmüştü.
26 Mart’ta online olarak faaliyete geçen Sen de Anlat Harrasmap ise kamusal alanda taciz veya cinsel saldırıya maruz kalan ya da tanık olanların yaşadıklarını anlatabilecekleri bir dayanışma platformu. 2010 yılından beri Mısır’da aktif olarak kullanılan Harrasmap’in Türkiye uzantısı olarak oluşturulan platform psikolojik ve hukuksal destek konusunda rehberlik de sağlıyor.
Kitle kaynak kullanımı yoluyla bildirilen olayların verilerinin tutulduğu platformda taciz veya cinsel saldırı olayı meydana geldiği an ya da olay gerçekleştikten sonra bildirimde bulunulabiliyor.
Anonim şekilde olayı anlatabiliyor, olayın gerçekleştiği yeri harita üzerinden işaretleyebiliyorsunuz. Kullanıcılar daha sonra haritada işaretli noktalara tıklayarak olayın yeri, saati ve detaylarına ulaşabiliyor.
Bir taciz veya cinsel saldırı olayına tanık olduysanız veya birebir maruz kaldıysanız “bir taciz olayı bildirin” formu üzerinden olayı ve detaylarını paylaşabiliyorsunuz.
Eğer bu yaşanan olaya etraftaki insanlar tarafından herhangi bir müdahale yapıldıysa “bir müdahale bildirin” formunu doldurarak paylaşımda bulunabiliyorsunuz.
Ayrıca, platform cinsiyet ayrımı yapmaksızın her bireyin çözümün parçası haline gelmesini sağlayan bir anlayışı kendisine ilke edinmiş. O yüzden farklı cinsiyetten bireyler de bir olayın öznesi ya da tanığı olarak bildirimde bulunabiliyor.
Henüz yeni bir oluşum olmasına rağmen ülkenin her yerinden birçok birey kamusal alanda uğradıkları cinsel tacizi bu sayfa üzerinden duyurmaya başladı.
“Sokaklar, okullar, kafeler ve iş yerleri gibi yerlerden başlayarak çevremizin ‘güvenli alanlar’ haline gelmesi için adımları beraber atabiliriz. Bunun için insanların etraflarında gerçekleşenlere tepki göstermesini ve yaşadıklarını paylaşabilecekleri bir alanın olmasını ilk adım olarak görüyoruz. Cinsel taciz ve cinsel saldırıya karşı ne kadar ses çıkarırsak failler için yaptıkları eylem o kadar yapması zor hale gelecektir” diyen platform herkesi yaşadıklarını anlatmaya, paylaşmaya davet ediyor. (EÜ/HK)