10'dan fazla sivil toplum örgütü, Silvan'daki çatışmaya ilişkin olay yerinde yaptıkları incelemenin sonucunu Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.
Açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, çatışmanın yaşandığı Dolapdere köylüleriyle birebir görüştüklerini ve görüşmede isminin açıklanmasını istemeyen görgü tanıklarının anlatımlarını aktardı.
"Çukur alanlar ve MKE menşeli patlayıcı"
Bilici, muhtar ile görüşmek istediklerini ancak sorularına yanıt alamdıklarını söyledi ve şöyle devam etti:
"Köyün yaklaşık 100 metre mesafesinden başlayarak hemen hemen tüm ormanlık alanın yandığı gözlemlendi. Alanın güneyinde yaklaşık bin metrelik mesafede içinde su olmayan dere mevcuttu. Yaklaşık 4-5 bin metrekarelik bu alanın hemen girişinde kayalıkların arasında 44 adet yanmış askeri sırt çantası kalıntıları, yanmış gıda maddeleri, iki litrelik kola şişesi içinde muhtemelen çevreden toplanmış mermi kovanları ve çekirdekleri görüldü. Olay yerinde yaklaşık 20 mevzi tespit edildi.
Tüm mevziler yanmış, mevzilerde askerlere ait mermi, şarjör, kumanya malzemeleri, yanmış giyim malzemeleri, ceplerinde sigara ve diğer günlük kullanımlık malzemeler görüldü. Olayın gerçekleştiği alan tamamen yanmıştı. Bazı mevzilerin hemen önünde yukarıdan atıldığı sabit olan silahlardan dolayı oluşan çukur alanlar ve buralarda üzerinde Makina ve Kimya Endüstirsi (MKE) menşeli patlayıcı madde kalıntıları, yine MKE menşeli olan arkasında pervane bulunan muhtemelen füze olduğu düşünülen bir cisim görüldü. Olayın olduğu yer ile diğer alanlardaki yanık görüntüleri tamamen benzerlik gösteriyordu."
Ölümlerin nedeni açıklansın
Bilici, cevaplandırılmasını istedikleri soruları ise şöyle sıraladı:
* Helikopterle atılan ve yangına sebebiyet veren silahın veya silahların ne olduğu ve çevredekilerin gözlerinin yanmasına sebebiyet veren gazın ne olduğu açıklanmalı.
* Bir gün öncesinden bu bölgede askerlerin mevzilenmesinin bölgede PKK'lilerin varlığına ilişkin istihbari bilgiye dayanıp dayanmadığı, olay yerinde her türlü hazırlık yapılmasına ve çok geniş bir alanda mevziler oluşturulmasına rağmen PKK'liler tarafından atıldığı iddia edilen el bombalarıyla bu kadar geniş bir alanın nasıl yandığı ve bu kadar ölümün nasıl gerçekleştiği?
* Öldürüldüğü iddia edilen iki PKK'linin Malatya Devlet Hastanesi'nde olduğu bilinmesine rağmen diğer geri kalan beş kişinin akıbetinin ne olduğu ve bunların kim olduğu?
* Operasyonla ilgili telsiz ve diğer elektronik kayıtların olup olmadığı varsa bunlar kamuoyu ile paylaşılmalı. Operasyona çıkmış daha önce siper almış ve bölgeye hâkim bir tepede konuşlanan askerlerin dinlenme anında olunca bile çevre güvenliğini nasıl almadığı, böylesi bir uygulamanın askeri disipline ve teamüllere aykırı olup olmadığı?
* Geniş bir alanda yangın çıkmış olmasına, ölen askerlerden çok daha fazla asker yangın esnasında olay yerinde bulunmasına rağmen neden sadece bir kısım askeri personelin yangına maruz kaldığı, diğer askeri personelin nasıl yangından kendini muhafaza ettiği ve bu personelin nasıl kurtarıldığı?
* Askerler tepenin hâkim konumundan ve sayıca daha fazla iken PKK'lilerin tepeden yukarı doğru çıkışlarını nasıl fark etmedikleri? Dezavantajlı konumda olan PKK'lilerin saldırıdan kısa bir süre sonra helikopterler köye ulaşmasına ve geride çok fazla asker kalmış olmasına rağmen el bombası atacak kadar yakın mesafeden olay mailinden gündüz vakti nasıl kaçmayı başardıkları?
"Hakim tepe yukarıdan bombalandı"
Heyet, inceleme sonrası vardıkları sonuçları şöyle sıraladı:
* Olayın meydana geldiği yer göz önüne alındığında askerlere yönelik pusu kurulması açısından uygun olmadığı görüldü.
* Köylülerin anlatımı ile olay yerinde helikopterden atılan gaz ve diğer bombalar neticesinde çıkan yangın ölümlerin artmasına neden olmuş.
* Hakim tepenin tamamının yukarıdan bombalandığı kanaatine varıldı. Olay yerinde bulunan silah ve diğer bulgulardan hareket edilerek olay yerine havadan helikopter ile müdahale sonucuna varıldı.
"El bombalarıyla meydana gelebilecek bir yangın değil"
* Yangının yayıldığı alana bakıldığında el bombalarıyla meydana gelebilecek bir yangının olmadığı gözlemlendi. Yine meydana gelen ölümlerin buna bağlanması gerçekçi değil.
* Askerler olay sonrasında çıkan yangının söndürülmesini engellemişler. Bu nedenle çok daha fazla ormanlık alan yanmış.
* Olayın meydana geldiği köyde ikamet eden köy halkına bir korku halinin devam ettiği, köye giriş ve çıkışlar askerlerce denetlendiği, hayvan kayıplarından dolayı maddi zararların meydena geldiği görüldü.
* Savcılık incelemesine rağmen olay yerinde patlamamış askeri malzemenin bulunmasının dikkat çekici olduğu ve bu malzemenin köy halkı için hayati tehlike oluşturabileceği kanaatine varıldı.
Heyetteki STK'lar
İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Diyarbakır Tabipler Odası, Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Diyarbakır Şubeler Platformu, Memur-Sen Diyarbakır Şubesi, , Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEYA-DER), Barış Anneleri İnisiyatifi.
Genelkurmay Başkanlığı soruşturma başlattı
Genelkurmay Başkanlığı da olaylarla ilgili soruşturma başlattı. Milliyet gazetesinden Fikret Bila'nın yazısına göre, askeri yetkililer, çatışma yerindeki yangının uçaklardan atılan bombalardan çıktığı haberini yalanladı. Yazıda, yapılacak soruşturma sonrasında olayın nasıl meydana geldiğinin açıklanacağı belirtiliyor. (NV)