Araştırmacılar, Radyasyona Karşı Korunma ve Pediatri Merkezi'yle işbirliği içinde, anneleri radyasyona maruz kalmamış, babalarıysa patlamadan hemen sonra temizleme işlemlerinde görev almış -aldığı radyasyon dozu 0,25 Sv yani 25 rem'i geçmeyen- 41 oğlan çocuğu üzerinde bir araştırma yürüttü..
Söz konusu çocukların aileleri, şu anda radyoaktif kirlenmeye tabi olmamış bölgelerde ikamet etse de, çocuklar pek çok sağlık problemiyle karşı karşıya. Araştırmaya konu olan çocukların çoğu, patlamadan sonraki 5 yıl içinde doğdu. Maruz kaldıkları rahatsızlıklar, özellikle sinir, endokrin, jenital-idrar, sindirim, ve kas-kemik sistemlerine; ayrıca kan dolaşımı ve solunuma ilişkin hastalıklar.
Uzmanlar, lenfositler düzeyinde kromozomları inceledi. Ayrıca, DNA'nın mor ötesi ışınlar ve gama ışınları sonucu oluşan bozuklukları tamir edebilme kapasitesini analiz etti.
Patlamadan sonra "temizlikçi" olarak çalışmış olan babalarda, kromozomlardaki bozulma frekansı, yüzde 4 oranını aşan çok yüksek bir düzeyde. Radyasyona maruz kalmamış olan annelerdeyse bu oran çok düşük, hatta göz ardı edilebilir düzeyde.
Bilim insanları, pek çok vakada kromozomların değişme sürecinin karmaşık olduğunu, bu süreçte kromozomlarda oluşan değişikliklerin bölgesel olarak meydana geldiğini saptadı. Söz konusu çocuklarda kromozomların değişme frekansı yüzde 2,5'in üzerinde. Bu oran, kazadan sonra radyoaktif kirlenmeye en çok maruz kalmış olan bölgelerden olan Novozybkov'da yaşayan kişilerde gözlemlenen orandan çok daha yüksek; bu nedenle de endişe verici.
Ayrıca, genomdaki düzensizlik seviyesi, "temizlikçi" olarak çalışmış kişilerin çocuklarının hepsinde neredeyse ayni. Başka bir deyişle, bu seviye, patlama ile doğum arasında geçen süreden tamamen bağımsız. Zaman faktörü, genomdaki bozulmaların büyüklüğünde herhangi bir rol oynamıyor.
Son olarak, yapılan araştırmalar gösteriyor ki, DNA'nın kendi kendini onarabilme kapasitesi olmasına karşın, kromozomların yeniden düzenlenmesi, temizlik işlerinde görev almış kişilerde ve onların çocuklarında çok daha zor. Ayrıca, kromozomlarda oluşan ve stomatik hücrelerde kendini gösteren bozukluklar, nesilden nesle geçmeye devam etmesi muhtemel bir genom dengesizliğinin mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Bu dengesizlik, söz konusu çocukların çocuklarında da ortaya çıkabilir ve pek çok hastalığın kaynağı olabilir. (SÖ/TK)
* Rus Bilim Haber Ajansı Informnauka'nın haberini, Sezin Topçu Fransızca'dan Türkçeleştirdi.