DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, 4-10 Mayıs arasında kutlanan Ulusal İşçi Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye’de ILO ve AB'nin çeşitli sözleşmeleri ve direktifleri kabul edilip mevzuat değişikliklerine ve kurumsal değişikliklere gidilmesine rağmen, ölümlü iş kazaları, kalıcı iş göremezlikler ve meslek hastalıkları tablosunun daha da kötüleştiğini belirtti.
Çerkezoğlu, sağlık, güvenlik ve çevreyle ilgili özerk-demokratik bir kurumsal yapının sendikalar, meslek oda ve birlikleri ve üniversiteler ile birlikte yaşama geçirilmesi gerektiğini belirtti.
4 ayda 586 işçi öldü
Çerkezoğlu, 2015 yılında 1730 işçi, 2016 yılının ilk dört ayında en az 586 işçi ve son üç yılda iş cinayetlerinde en az 912 tarım emekçisi ve 144 göçmenin yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
"Meclis gündeminde olan Özel İstihdam Büroları Aracılığıyla Geçici İş İlişkisi Kurulması (Kiralık İşçilik) yasa tasarısı, bir yandan formel sektörleri esnekleştirmeyi hedef alırken, diğer yandan neredeyse tamamı yoksulluğun koşulladığı kayıtdışı çalışan tarım işçiliğini kayıt altına alma gerekçesine de dayandırıldı.
"Ancak yıllardır dayıbaşılık sistemi içinde barınma, eğitim, ulaşım, sağlık, düşük ücret ve uzun çalışma saatleriyle çalıştırılan tarım işçileri, özel istihdam bürolarında kayıtlı hale getirildiğinde yaşadıkları bütün bu ağır koşulların iyileştirilmesine dönük herhangi bir düzenlemeden yine yoksun kalacaklar ve yağmurdan kaçarken doluya tutulacaklar.
"İŞKUR'un çalışma alanları daraltılarak, (neredeyse aktif işgücü piyasaları ve toplum yararına çalışma programları yürütmeyle sınırlandırılarak) göçmen ve tarım işçiliğinde temel fonksiyonlarını yerine getirmesi siyaseten engelleniyor.
"Savaşın yarattığı göçmen işçiliğinde ortaya çıkan tablonun korkunçluğu kabul edilecek gibi değil. İstihdam, çalışma koşulları, ücretler, sosyal güvenlik, barınma ve örgütlenme konularında yaşadıkları bu ülkenin utanç tablosu haline geldi.
Neler yapılmalı?
Çerkezoğlu, iş cinayetlerini önlemek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
* Kamusal bir işçi sağlığı ve iş güvenliği alanı yaratmak için bütünlüklü bir sistem gerekiyor.
* Sendikal örgütlenmenin önündeki bütün engelleri ortadan kaldıracak güçlü bir mücadele temel hedef olarak konulmalı. Tarım ve göçmen işçiliğini de örgütleyecek sendikal yapıların hızla oluşturulması önemli.
* İŞKUR kamusal bir istihdam kurumudur. İşlevi daraltılmış bir yapılanma yerine, etki alanı geliştirilmiş, kadrolarını genişletilmiş, tarım ve göçmen işçilerin istihdam koşulları başta olmak üzere, işçilerin bütün sosyal haklarının eşit olarak düzenleneceği bir perspektif ile yeniden yapılandırılmalı. Kayıtdışılıkla mücadele etkin bir ekonomik ve sosyal politika haline getirilmeli.
* Taşeron ve güvencesiz üretim sisteminin tamamen yasaklanması ve/veya ciddi denetim ve sınırlama getirilmesi için samimi, etkin bir mücadelenin toplumsal yaşamın her alanında verilmesi artık kaçınılmaz bir hal aldı.
* Sağlık, güvenlik ve çevreyle ilgili özerk-demokratik bir kurumsal yapının sendikalar, meslek oda ve birlikleri ve üniversiteler ile birlikte yaşama geçirilmesi olmazsa olmaz bir koşul. (NV)