Yazarın uzmanlık alanı
İz sürerken, birdenbire Türk polisinin en son teknolojiden yararlanarak suçluyu tespit ettiğini belirten açıklamalar yapıldı. İki gün içinde katledilen bu teknolojik gelişme baş döndürücüydü doğrusu... Nitekim, bir önceki açıklamalarda ters köşeye yatmış basınımızın aklına "böyle bir teknolojiyle suçluya ulaşılabilir mi?", ya da "Gerçekten şüpheliye böyle mi ulaşılmıştır?" sorularını sormak gelmedi. Ancak sözkonusu teknoloji benim uzmanlık alanıma giren konulardan biri olduğu için bu konuda oldukça büyük kuşkularım var.
Cep telefonlarının bulunduğu pozisyonu belirleme işlemi (MPS Mobile Positining Systems) son zamanlarda ortaya çıkmış ve henüz standardları bile belirlenme aşamasında olan bir sistem... Bu sistemi ortaya çıkaran nedenler de her zaman oldugu gibi bir takım ticari uygulamalar ve asıl önemlisi ilk yardım faaliyetlerinde sağlayacağı kolaylıklar...
Cep telefonundan yer tespiti
Yoksa sadece James Bond'culuk oynamak değil. Bu sebepledir ki, Amerika'da cep telefonu operatörlerinin ilk yardım çağrısı yapılan cep telefonunun yerini tespit etmeleri bu yılın başından itibaren uygulamaya konulmuş bir zorunluluk...
Avrupa Topluluğu'nda da 2003 yılından itibaren bu uygulama başlayacak.
Ancak tıpkı UMTS de olduğu gibi MPS'de de henüz standartlar yeni yeni belirleniyor ve bu standartlara yüzde 100 uygun sistemler commercial olarak piyasada henüz... Birkaç operatörde (Telia, Orange Fr., Tele 2, Vodafone Australia vs) deneme amaçlı olarak kurulmuş durumda.
Turkcell'in de bu konuda çalışmaları var. Ancak internetteki sitelerinde bu servisin kurulduğuna dair bir bilgiye rastlamadım. Keza Telsim'in web sayfasında da böyle bir bilgi yok.
Öte yandan mevcut MPS teknolojisiyle cep telefonunun bulunduğu yeri tespit etme doğruluğu da 100 ile 1000 metre arasında...
Bununla birlikte cep telefonunun açık bulunduğu süre boyunca servis aldığı BTS'nin (bildiğimiz baz istasyonu) sistemce bilinmesinden yola çıkılarak o cep telefonunu kullanan kişinin hangi BTS'in kapsama alanında bulunduğu tespit edilebilir.
Hücresel bilgiler
Bunun için MPS teknolojisine gerek yoktur ancak sadece bölgesel bilgi verir; kesin olarak yer tespitinde fazla işe yaramaz. Bazı cep telefonlarının menüsünde bulunan "hücresel bilgi" opsiyonunun aktif hale getirilmesiyle cep telefonun ekranında beliren ve biz bir yerden başka yere hareketlendikçe yenilenen lokasyon bilgisi de bu tekniğe dayanır.
Her neyse, benim kuşkularım MPS'in Türkiye'deki operatörlerde bulunup bulunmaması ile ilgili değil. Buraya kadar anlattıklarım sadece bir önbilgi vermek amacıylaydı. Beni polisin açıklamalarının inandırıcılığı üzerinde düşündüren asıl nokta polisin belirttiği şekilde cep telefonunun yerinin bulunmasının imkansızlığıdır.
Sim kart değil, cihaz
Çünkü polis SIM kartını değil de cep telefonu cihazını (gazetelerde Ericsson T28 oldugu yazılıyordu) izleyerek şüpheliye ulaştığını söylüyor. Önce bu işin teknik kısmına biraz değineyim isterseniz.
Genel olarak bir GSM sebekesinde cep telefonunuyla ilgili MSISDN (mobile station international subscriber identity number) numarası (bildiğimiz telefon numarası) ve IMEI (International mobile equipment indentity) numarası bilgisine sahip olunabilir. Bu bilgilerden MSISDN , IMSI (internatinal mobile subscriber identity) numarası denilen sisteme kayıtlı bir numarayla ilişkilendirilerek SIM kart aracılığıyla GSM şebekesine aktarılır.
IMEI numarasını ise basit olarak cep telefonu cihazının seri numarasi olarak düşünebiliriz. Tamamen telefon cihazıyla ilgili bu numara, GSM şebekesinde EIR (equipment idendity register) denilen bir cihazda saklanır ve dünyanın bütün GSM operatörlerinde ortak olarak kullanılan bir veritabanında kayıtlıdir.
Çalıntı telefonları bulmak istemiyorlar
Fakat bu kayıtlar hiçbir GSM operatörü tarafından düzgün tutulmazlar ve EIR hiçbir zaman devreye alınmaz. Çünkü normalde bu kayıtların tutulma amacı ve EIR'in işlevi, kayıp, çalıntı veya yasal olmayan yollarla edinilmiş cep telefonlarının dünya üzerindeki herhangi bir GSM şebekesi üzerinden görüşme yapmalarını engellemektir. Ama hiçbir GSM operatörü, abonelerinin belki de yarısının görüşme yapmasını engelleyecek bu sistemi devreye almaya yanaşmamaktadır.
Cinayet çözücü sorular
Polis zanlıya SIM kartı değil de telefon cihazını izleyerek ulaştığına göre IMEI numarasını kullanmıştır. IMEI numarası bilgisi telefonun GSM operatöründen servis alması için telefonun açık olduğu durumlarda otomatik olarak sorgulanan bir bilgi değildir. Ancak şebekeden böyle bir istek geldiği zaman (check IMEI request) bu bilgi cep telefonundan şebekeye aktarılır. Bu durumda şu sorular akla geliyor:
1) Polis Üzeyir Bey'in cep telefonuna ait IMEI bilgisini nasıl elde etti? Bu bilgi ancak EIR vasıtasıyla veya cinayetten önce GSM şebekesi tarafından cihazın sorgulanması (check IMEI) sonucu elde edilebileceği ve polisin cinayeti önceden bilemeyeceği göz önünde tutulursa bu bilgi olaydan önce elde edilmiş olamaz.
2) Eğer şüpheli telefonu aldıktan sonra SIM kartı değiştirip kendi SIM kartını taktıysa polis bu IMEI numarasını kullanan SIM kartını nasıl tespit etti. Bu iş teorik olarak mümkünse de bir aramayla ortaya çıkarılması neredeyse imkansız.
3) Aynı telefondan önce Turkcell'e ait daha sonra Telsim'e ait bir SIM kartla arama yapılmış. Bu durumda ilk aramayı polis tespit etmiş olsa bile ikinci aramayı nasıl tespit etti?
4) Türkiye'de MPS uygulamasına sahip operatör var mı? Eğer yoksa, yukarda anlattığım şekilde sadece cep telefonunun haberleştiği BTS bilinerek o cep telefonun taşıyan kişinin Hasdal kışlasında olduğu nasıl tespit edilebilmiş? MPS ile dahi 100 ile 1000metre... Doğrulukla tespit edilebilirken polis Hasdal kışlasındaki Er Yener Yermez'e nasıl ulaştı?
5) Daha önemlisi olayın başından sonuna birtakım çelişkiler olduğu halde bunların cep telefonu yutturmacasıyla unutturulmuş olması... Mesela, Er Yener Yermez garnizon kapısında aranıp cep telefonuna el konuluyor. Ama dolabında kanlı tişort ve pantolon bulunuyor. Cep telefonunu içeri sokamayan er, kanlı pantolonu ve tişörtü sokmayı nasıl başarmış?
6) Son olarak bu kadar önemli (!) bir şüpheli nasıl oluyor da askeri bir birlikten kaçıp bir anda sır oluyor?
Ben "Usual Suspects" filmini oldukça beğenerek izlemiştim sinemalarda. Ama ülkemizde her cinayet sonrası vizyona koyulan bu Turkish versiyonu artık mide bulandırıyor.
Siz ne dersiniz?(NA)