Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Britanya Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile bakanlıkta baş başa ve heyetlerle birlikte görüşmelerinin sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında ağırlıklı olarak Suriye operasyonu, Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) operasyondaki rolü ve Rusya ile ilişkiler konuşuldu.
Johnson: IŞİD’le mücadelede ortak pozisyondayız
Toplantıda konuşan Johnson, Türkiye'deki temaslarının çok verimli geçtiğini belirtti, sözlerine şöyle devam etti:
“Burası atalarımın toprağı ve bu bakanlık akrabalarımın eskiden çalıştığı yer. Büyük amcam Zeki Kuneralp, burada sizlerin yaptığı işi yapıyordu. Bu bakanlıkta benim ve ailemin bir tarihi var. Burada olmak ve birçok paylaşımda bulunmak çok güzel.”
Johnson, Osmanlı İmparatorluğunda Damat Ferit Paşa hükümetinde Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal'in torunu Stanley Johnson'ın oğlu.
İki ülkenin Suriye ve diğer bölgesel konularla ilgili benzer tutumlar sergilediğini belirten Johnson, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la ilgili şunları söyledi:
“Hükümetim ve dünyadaki birçok kişi, şu anda Halep'teki insanların maruz kaldığı katliamın sorumluluğunun büyük bölümünün Esad rejimi ile onların Rusya ve İran'daki kuklaları ile destekçilerinde olduğunun farkında.”
İki ülkenin İslam Devleti (IŞİD) ve PKK ile mücadele konusunda da ortak bir pozisyona sahip olduğunu anlatan Johnson, “Dünya da anlıyor ki Türkiye dünyamızın ve hayatlarımızın güvenliği açısından merkezi bir öneme sahip. İngiliz halkı da bunun farkında” dedi.
Çavuşoğlu: Münbiç’te YPG’ye olur verdik
Suriye ve bölgesel konularda Britanya ile aynı görüşü paylaştıklarının altını çizen Çavuşoğlu, basın toplantısındaki sorulara şu yanıtları verdi:
“Suriye ve Irak'ta DAEŞ'in [IŞİD] temizlenmesi, bu ülkelerin DAEŞ'ten temizlenmesi konusunda ortak irademiz var. Suriye'de istikrarın sağlanması, ateşkesin sağlanması, istikrarın tesisi konusunda İngiltere ile Türkiye arasında tam bir görüş birliği var.
“Esasen bölgedeki gerçekleri, durumu, arazideki gerçekleri en iyi şekilde tespit eden iki ülkeyiz. Bu tecrübemizi tüm koalisyon içindeki ülkelerle de paylaşıyoruz.
“Bundan sonra daha etkili stratejiyle bir taraftan DAEŞ'i [IŞİD] bu iki ülkeden temizleyebiliriz diğer taraftan Suriye'nin istikrarı ve geleceği için ortak adımları atabiliriz ama her şey bizim elimizde dersek bu iyimser bir yaklaşım olur.”
“Münbiç [Menbiç] operasyonunda, bazı YPG unsurlarının geriden lojistik amaçla katılması gerektiğini müttefikimiz ABD ortaya koyunca, biz bunun yanlış politika olduğunu söyledik. Ama sonra bir şartla buna bir şekilde olur verdik.
“Münbiç operasyonu biter bitmez YPG'liler Fırat Nehri'nin gerisine gidecek. Fırat Nehri'nin gerisine gitmesi demek oralarda bunların uyguladığı politikalara katılıyoruz anlamına gelmez. Şu anda YPG unsurları halen Münbiç'te.
“Obama söz verdi, Biden söz verdi, Kerry söz verdi. Yani tüm yetkililer söz verdi. Şimdi ya geri gönderemiyorlar, yani YPG'ye söz geçiremiyorsunuz ya da göndermek istemiyorsunuz. Bunun başka bir seçeneği yok. 200'den fazla YPG unsuru Münbiç'te. 200 YPG'liyi Fırat'ın ötesine gönderemiyorsanız, o zaman diğer alanlarda YPG'ye nasıl güveneceğiz?” (AS)
* Fotoğraf: Fatih Aktaş – Ankara / AA