Fransa'da Libération gazetesi, La régle du jeu ve Elle dergileri, İran'da "zina" ve "eşini öldürmek" suçlamasıyla ölüm cezası verilen Sakine Mohammedi Aştiyani için bir kampanya başlattı.
"Her gün Sakine'nin son günü olabilir, her geçen saat Sakine'yi ölüme bir adım daha yaklaştırıyor" diyen ve "Sakine'yi her gün kurtaralım" sloganıyla harekete geçen üç yayın, her gün sanatçılardan, politikacılardan, aydınlardan ve okurlardan Sakine için gelecek mektupları yayınlayacak. Aştiyani'ye yazılan mektuplardan biri de Carla Bruni'den.
Bruni'nin mektubu
Sevgili Sakine,
Taşlanmak ve yaşayan bir cenaze olmaya mahkum olmak! Güzel yüzün, bizi paramparça ediyor! Acı ve onurla dolu gözlerin, yüzün, zekan ve ruhun... taş atanlar, seni parçalayanlar için bir bibloya dönüşecek! Onlar için dehşet ve büyük bir korku simgesi olacak! Bizi allak bullak eden bu karabasan, korkular yaratan ve kaynağını karanlıktan almış gibi görünen bu imge, bu inanılmaz işkence, şimdi gerçek olma riskiyle karşı karşıya.
Bazı karanlık nedenlerle, dondurucu bir öfkeyle, sana ve bana benzeyen varlıklar karar verdi, Sakine. Yaşam ve ölüm hakkına itaat etmeyen bu varlıklar bunlara sahip çıkıyor şimdi. Sana karşı söylenen bir cümleyi okuduktan sonra nasıl suskun kalınır? Bütün kadınları, bütün çocukları ve insanlık duygusunu içinde barındıran bütün insanları yaralayacak bir risk bu. Ve ne yazık ki hala, ürkütücü ölüm cezası riskiyle karşı karşıya olan tek kadın sen değilsin...
Bu, ölüme ait olan ürkütücü seremoniden nasıl kurtulabileceğimizi bilemiyorum, belki adil, ileri bir yargılamayla. Kanını dökmek, çocuklarını annelerinden yoksun bırakmak, ama neden? Çünkü sen yaşamıştın, çünkü sen sevmiştin, çünkü sen bir kadındın, bir İranlıydın? Bunu kabul etmeyi reddediyorum. İran halkı bu gezegenin en eski ve en dikkat çekici haklarından biri. Nasıl olur da bu büyük medeniyetin mirasçıları bin yıllık bir mirasa sadakatsizlik edilmesine tolerans gösterebilir, anlamıyorum. Yargıçlarınız bilmek zorunda, Sakine, senin ismin tüm evrende bir sembol haline gelecek. Daha sonra anlayabilecekler mi, hiçbir yerde ve hiçbir zamanda, ellerini böyle bir suç işlemekten dolayı temizleyemeyeceklerini?
İdam cezasından vazgeçmiş bir ülkede yaşadığım için gururluyum. Uzun zaman önce, idam cezası bizim yasalarımızı terk etti ve diyebilirim ki bu terk ediş tüm halkımız için çok önemli bir demokratik zaferdi. Ve bu zafer eğer sizin olursa? Ve eğer İran ulusu bu barbar uygulamaya sırtını dönerse? Ülkenin adaletinin sana merhamet göstermesi için dua ediyorum, aynı zamanda senin gibi idam cezasının uygulanması riskiyle karşı karşıya olan diğer kurbanlar için de olduğu gibi. Fransa'da, çocuklar okullarda merhametin, yöneticilerin en temel erdemi olduğunu öğreniyorlar. Hücrenin derinliklerinde, şundan emin ol ki, kocam [Fransa Cumhubaşkanı Nicolas Sarkozy], ara vermeden senin davanı savunacak, senin yanında olacaktır ve Fransa asla seni bırakmayacaktır. --Carla Bruni-Sarkozy. (SA/TK)
Carla Bruni'nin mektubunu Selin Altunkaynak Türkçeleştirdi.